Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Su

Su
@Sunaysahin
384 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Biz iki bacaklı rahimleriz hepsi bu" Margaret Atwood'un başyapıt niteliğinde çok satanlar listesine giren distopik romanıyla sizlerleyim. Var olan sisteme karşı yapılan darbe ile kadınların özgürlüğünün, düşüncelerinin, isteklerinin ve adlarının bile önemsizleşerek  yok sayıldığı bir dünyaya banka hesaplarının aniden  dondurulmasıyla adım atılıyor. Herhangi bir vasfı olmayan erkekler de yeni sistem ile bir bakıma yok sayılıyor. (Asker olmayan erkekler) Tek görevleri çocuk doğurmak olan iki bacaklı rahimlerdi onlar ve yanlarına verilen adamların isimleriyle çağrılılardı: Gleninki, Fredinki, Warreninki... Kendi aralarında da belli bir gruba ayrılmışlardı Kadınlar. Sırayla  en üstte doğuramayan  Eşler, bir altta evlat edinilmiş kızlar, ev işleriyle ilgili yetenekleri sayesinde kolonilere gitmekten kurtulan Marthalar, damızlık kızları eğiten Teyzeler,  erkeklerin keyfini bekleyen fahişeler ve teyzelerin bir üstünde hayattaki tek amaçları bir üst sınıf için çocuk doğurmak olan ve romanın da anlatıcısı  olan Fredeninki (Offred)  gibi damızlık kızlar vardır. . Sorgulamadan, karşı gelmeden kendine verilen görevleri âdeta bir robot gibi kayıtsızca yapan kadınların bu hayatını  günümüze uyarlayınca birçok anlamda yabancı gelmiyor. Tıpkı bizdeki gibi erkeklerin gerisinde  duran, varlık nedenleri doğurmak olan, söz hakkı olmayan, içkiliydim veya namusumu temizledim vb gibi türlü bahanelere sığınılarak  cinayete kurban giden kadınlar gibi... Ne diyelim halimize şükredelim. En azından kitaptaki kadar zor değil hayatımız.
Damızlık Kızın Öyküsü
Damızlık Kızın ÖyküsüMargaret Atwood · Doğan Kitap · 201911bin okunma
Reklam
158 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Çukurovada bir kasaba... öyle bir kasaba ki kaçakların, eşkıyaların,  ağaların boynunda  istiklâl  madalyası... İnsan emeği sömüren, memurları kul eden, köylüyü köle gibi kullanan ağalar ve ağızlarında da : Süphanallah! Sübhanallah! Süphanallah! Kendileri gibi düşünmeyen, ağalara düşmanlık eden  servet düşmanları da Guminist! Tüm kasaba sıtmadan kırılır, her yıl onlarca çocuk ölür, kimin umrunda.. Para var işin ucunda. " Bir iki adamın kazancı için bu kadar insan sıtmadan ölür değil mi?  " Ölür efendim".   Kasabaya yeni mezun  idealist bir kaymakam gelir ve paşalar gibi karşılanır.   "Gözümün çiçeğini ye, Gaymakamım" diyordu. " Gözümün yağını ye oğul.."  Parmağında nasıl oynatacaklar yoksa?  Tabi gerçekler  ortaya çıkıp ağaların  köyün içine bile çeltik ektiklerini duyunca kaymakam,   köylülerin yanında ağalara karşı mücedele eder. Ama ağalar inatçıdır. Ne yapıp edip dediklerine getirtecek kaymakamı. Ekmeğine çekirge, evine akrep... Daha yeni yetme hiçbir şeyden habersiz kaymakam da kimmiş! Bu kasaba ki otuz beş yılda kırk üç kaymakam değiştirmiştir. Onu mu alt edemeyecek. Onun arkasına da bir teneke bulunur! Her giden kaymakamın arkasında adeta zafer kazanmışçasına teneke çalarak uğurlarlar çünkü. Sonunda ağalar mi galip gelmiştir kaymakam mi? Hissederek ve severek  okudum. Tavsiyemdir.
Teneke
TenekeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20179,7bin okunma
95 syf.
·
Puan vermedi
Kadınlar mutlaka evlenmeli, bekar kalmamalı(!) Çünkü kadın kısmının bir erkeğin kanatları altında kalması gerekir. Tek başına yaşayamaz, acizdir. Bu nedenle yüreği de yatağı da boş kalmamalıdır. "Aa kızım sana bir koca lazım. Nasıl koca olursa olsun yeter ki sinek kadar kocan olsun başında bulunsun " denilen toplum baskısı hala geçerliliğini korur. Kitabın kapağında da kocanın bir ucubeymiş gibi resmedilmesi de bu düşünceyi doğrular nitelikte. Kocan bir katil mi? Olsun o senin kocan. Seni dövüp aldatıyor mu? Kocanın dövdüğü yerde gül biter. Şükretmelisin, ses çıkarmadan katlanmalısın, iyi davrandığında da sefasını sürmelisin. Çünkü o evin direğidir. Erkek olmak, istediğini yapma hakkı tanır ona. Küçük yaşlarda başlayarak yıllarca ona öğretilen budur. Kadın erkeğe muhtaçtır, onsuz ise bir hiç. . Yazar, bir ayyaşın, bir kapıcının, bir imamın, gardiyanın,yaşlı bir adamın, şairin, sünepe bir adamın ,ince ruhlu bir adamın, bir marangozun... karısı olduğunda nasıl bir yaşantısı olacağını, neler hissedeceğini ve hayallerinin nasıl olacağına dair örnekler vererek yaşadığımız ilişkilere isabetli göndermelerde bulunmuş. Senaryosu defalarca devlet tiyatrolarında sahnelenmiş kitabı bazen eğlenerek bazen de sinirlenerek okudum. Tavsiye ederim. .
Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun
Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda BulunsunHatice Meryem · İletişim Yayıncılık · 2008442 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Üçlemenin son kitabı olan Benim üniversitelerim' de Aleksey üniversite okumak için Kazan şehrine gelir. Fakat bir yandan eğitimine zaman harcaması gerekirken diğer yandan da zorlu yaşam koşullarında çalışması gerekmektedir.Rusyanın çalkantılı yıllarında bütün hayatının üniversiteye dönüştüğünü görür. Gorki'nin üniversiteleri, toplum dışına itilmiş serseriler, devrimciler ve mujiklerdir. Rusyanın geleceğini tartıştığı yıllarda okuma ve öğrenme azmi hala içindedir. Ekmeğini kazanmaya çalışırken düşüncelerini, hayata bakış açısını etkileyecek insanlarla tanışır, siyasal düşüncelerini geliştirmeye başlar. . Onun için hayat insanlığın iyiliği ve yararı için yaşanması gerekirken, çevresinde kötülükten haz duyan, çıkarları doğrultusunda yaşayan insanları gördükçe rahatsız olur. Bu yönüyle dönemin sosyal yaşantısını toplumun yanlış yönlerini değerlendirme fırsatı bulur. Dönemin Rusyasını tanımak için okunması gereken bir eser.
Benim Üniversitelerim
Benim ÜniversitelerimMaksim Gorki · İş Bankası Kültür Yayınları · 20169bin okunma
435 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Otobiyografik üçlemenin ikinci kitabı olan Ekmeğimi kazanırken, birinci kitabın sonunda dedesinin "var git insanların arasına karış..." sözlerinden sonra Aleksey, kuş yakalamaktan , ikonografi atölyesinde, gemide çıraklığa kadar bir çok yerde çalışır. Kitap okumaya gemideki ustasının zoruyla başlar ve bu giderek tutku haline
Ekmeğimi Kazanırken
Ekmeğimi KazanırkenMaksim Gorki · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20186,7bin okunma
Reklam
309 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Türkiye' nin gelişimini sağlayacak durumda olamadığı ,kalkınmak için dış yardım aldığı yıllarda, ekonominin dış kaynaklara bağımlı olmasına vesile olan "Marshall Planı"nın uygulandığı zamana gidiyoruz. Hani süt tozu, paket peynir, un yardımı yapılan yıllar... Peki neden yapılıyordu bu yardımlar? Tabi ki kaşıkla verip kepçeyle almak
Amerikan Sargısı
Amerikan SargısıFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2021396 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Dostoyevski 'nin dört öyküsünden oluşan eser. Kitaba adını veren ve içlerinden en güzeli diyebileceğim ilk öykü Ev sahibesi, bilim insanı ve asosyal biri olan Ordinav' ın sokaklarda gezerken kilisede gördüğü yaşlı bir adamla beraber olan, son derece güzel bir kadın dikkatini çeker ve âdeta kadının peşinden sürüklenircesine onları takip eder. Ve onların bir odasını kiralar.Beklenmedik aşkıyla yanıp tutuşurken yaşlı adamın onun babası değil kocası olduğunu öğrenir. Tamamen bir aşk hikayesi gibi görünse de dinle ilgili anlatımlar, karakterlerin aklının pek yerinde olmadığı belirtilen varsayımlar, olayların hayal mi gerçek mi olduğunu düşündürterek bir çok konuya değiniyor.Özellikle Katerina karakterinin anlattığı hikaye daha çok ilgimi çekti. Çok farklı bir konusu olmasa da Dostoyevski'nin diğer romanlarında olduğu gibi karakterlerin muhteşem psikolojik tahlilleri kitabı okumaya değer kılıyor. . İkinci öykü " Bay Proharçin" , son derece cimri olan bir adamın yaşadığı dairede diğer kiracılarla olan etkileşimi ve bay Proharçin öldükten sonra ortaya çıkan yüklü bir paranın getirdiği şaşkınlık yer alıyor. . Üçüncü öykü " Dokuz mektupluk bir roman" iki kişi arasında geçen mektuplardan oluşuyor. İlk başlarda güzel bir şekilde mektuplaşan insanların bir süre sonra birbirlerini kandirdiklari ortaya çıkar. . Dördüncü öykü olan " Pulzunkov" , 1 Nisan şakasının hayatını nasıl değiştirdiğini anlattığı kısacık bir öykü. Keyifli okumalar dilerim.
Ev Sahibesi
Ev SahibesiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202210,4bin okunma
124 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
1988 Eliz Kavukçuyan Vakfı Edebiyat ödülünü almış, yazarın kendi çocukluk anılarını anlattığı öykü kitabı. Diyarbakır'da Ermenilerin yaşadığı Gavur mahallesi denilen yerin sosyal yaşantısı, gelenekleri, kültürü hakkında birçok şey öğrendim. . Her sene doğurmayanın kadın sayılmadığı, doğum sonrası gelen kızın savaş yenilgisi bir mahlûk, erkeğin ise paşa sayıldığı, ebelere büyük hürmet edildiği 1940 lı yılların Diyarbakır' ını okuyoruz. . Ermeni, Türk, Zaza ve Kürtlerin birlikte hoşgörü içinde yaşamalarına hayran kaldım. " Diyarbakır'da yaşıyorsunuz... Yolda yürürken eş, dost , akraba birsürü insana rastlıyorsunuz. Kimine Ermenice "pariluys" kimine Arapça " selamünaleyküm" diyorsunuz; akşam harç, kireç, boya, badana karışımı elbisenizle işten dönerken de, yine kimilerine Ermenice " parirgun" bazılarına Türkçe "iyi akşamlar" başkalarına da Kürtçe " evarete ğher" deyip omuzunuzda taşıdığınız kocaman karpuzunuzla eve giriyorsunuz" Yer yer tebessüm ettiren doğum ve çocukluk aşkı hikayelerine gülmemek elde değil. Farklı kültürleri tanımak, yaşayışları hakkında bilgi sahibi olmak adına su gibi akıp giden bu kitabı severek okudum. . Belki de kendi çocukluk anılarımdan yaşadığım benzer şeyler için; yoğurtla pekmezi karıştırıp yemek, küçük yaşta çalışmak zorunda kalmak gibi nedenlerle hikaye sıcacık geldi. Tavsiyemdir okuyun.
Gavur Mahallesi
Gavur MahallesiMıgırdiç Margosyan · Aras Yayıncılık · 2000860 okunma
290 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Filiz ki ne Filiz! İstanbul'un kenar mahallelerinde yaşayan, güzelliğiyle tüm bakışları üzerinde toplayan Filizin hayat hikayesi. . Yeşilçam filmlerini anımsatan kitap, 1950 li yılların aile yapısı ve sosyal yaşantısı hakkında bilgiler içeriyor. . Ezilmiş, eksik etek olarak görülmüş kızlardan farklı, ailesine, toplum baskısına inat kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan güçlü bir kız Filiz. Kitapta Filiz'in çevresindeki hemen hemen her erkeğin ona laf atması,ondan faydalanmaya çalışması, (50 lik amcalar bile)etrafının sapıklarla dolu olması bu da yetmezmiş gibi ona yapılan iftiralar beni rahatsız etti diyebilirim. Her türlü ahlaksızlığın yaşandığı bir zamanda para için el, etek öpen, çıkarı için alçalan insanlara ve çevresinde ki diğer kızlara rağmen kötü yola düşmeyen Filiz. Aslan Filiz!
Bir Filiz Vardı
Bir Filiz VardıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 2020498 okunma
110 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Ufak tefek ve zeki George ile zekâ geriliği ve orantısız bir güce sahip bir adam olan Lennine' nin yaşamını sürdürmek için mevsimlik işçi olarak çalışırken yaşadıklarının anlatıldığı ve MEB' in 100 temel eseri arasına giren kısacık bir roman. Çok ince bir kitap olmasına rağmen dolu dolu bir kitap. Çıkarsız sevgi, arkadaşlık,saflık,yoksulluk ve ırkçılık konuları üzerinde durulmuş. George, Lennine' nin zekâ geriliğine rağmen mutlu olsun diye ona durmadan hayallerinden bahsetmesi, onu koruyup kollaması çıkarsız sevgiyi güzel bir şekilde özetlemiş. Karın tokluğuna çalışan ve başka bir hayali olmayan işçiler...(George ve Lennine hariç) Yoksul insanların çalışıp didinmesi, bir avuç toprak hayaliyle planlar yapması ama bunu başaramayışı farelerle özdeşleştirilmiş.Biraz araştırınca fareler ve insanların bildiğimiz ortak özellikler dışında durmadan plan yaptığını ama çoğu zaman bu hayalini gerçekleştiremediğini öğrendim. Keyifli okumalar. .
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Remzi Kitabevi · 2012172,2bin okunma
Reklam
140 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Sabahattin Ali' nin 3 bölüm 16 öyküden oluşan eseri akıcı bir dille anlatılmış. Daha çok aşk,sevgi, ümitsizlik, toplumsal sıkıntı konuları ele alınmış. Yazar kitabın başında kitabın acemilikle yazıldığını şiir ve hikayelerin arasında yazmış olmaktan utanacağı kadar kötüleri olduğunu, buna rağmen bu yeni baskıdan onları çıkarmadığını, iyiyi kötüden ayırmak külfetini biz okuyucuya bıraktığını belirtmiştir. . Genelde kötü sonla biten hikayeler anlatılmış.Yazarın üslubuna, betimlemelerine söyleyecek sözüm yok ama bana göre bir kaç hikâyenin sonu yazarın kusurlu dediği cinsten. Ya yarım kalmış ya da bir sonuca varmadan havada kalmış. Tabi bu kitabın okunmaması gerektiği anlamına gelmez. Altı çizilebilecek, düşündüren hikayeler çoğunlukta. . Sevdiği için " sevgili vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek koparıp atabilmek, işte adaşım yalnız bu sevmektir." dediği Değirmen hikayesi ve Viyolonsel içlerinden en begendiklerim. Keyifli okumalar. .
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,9bin okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
İtalyan edebiyatının köşe taşlarından Dino Buzzati'nin baş yapıtı olan Tatar Çölü, modernist edebiyata yapılmış en önemli katkılardan biri olarak görülmüştür. Genç teğmen Giovanni Drogo ilk görev yeri olan tatar çölündeki Bastiani Kalesine tayin edilir. Kalede kalıp kalmama konusunda ilk zamanlar kararsız kalır. Yaşamdaki güzel şeylerin onu beklediğini, acele etmemesi gerektiğini düşünür ve tek bir yıl bile bitmez tükenmezmiş gibi gelir. Kahraman olmak için olmasını istediği savaşın her an olabileceği düşüncesi içini kemirir durur. Kitabi okurken kendi hayatınızın film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçeceğine eminim. Kendi hayatımızda attığımız adımların bir zaman sonra doğru olup olmadığını, acaba şöyle yapsaydım nasıl olurdu diye hep düşünmüşüzdür. Tercihlerin insan hayatını ne yönde etkilediğini ,onca zamanın sanılanın aksine ellerimizden su gibi akıp gittiğini gösteren, hayatı sorgulatan etkili bir roman. Uğruna yaşadığımız hayat yaşamak istediğimiz hayat mı? Zaman akıp giderken hayallerimizi gerçekleştirdik mi? Hep beklediğimiz o an geldi mi?
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,2bin okunma
311 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İstanbul' un İngiliz işgali zamanlarında elit kesimin batı hayranlığı ve ahlâkı çöküntünün anlatıldığı eser. . Sodom ve Gomore Tevratta türlü ahlaksızlıklarıyla Tanrının gazabına uğrayan iki şehirdir.Yazar İstanbul' da yaşanan bu ahlak çöküntüsüyle bu iki şehri bağdaştırmış. Kibirli, sosyetede kendini göstermeye çalışan havai Leyla ile silik, amaçsız bir karakter olan Necdet'in sözde aşkı etrafında gelişen olaylarla, İstanbul' da değerlerini yitirmiş elit kesim, işgale aldırmadan zevk ve sefa içinde yaşarken Anadoluda yoksul kesimin çaresizliği hüküm sürmekte. Mallarını, evlerini hatta kızlarını İngilizlere kaptıranlar kendi çıkarları için bu duruma sessiz kalmış hatta bu işgali desteklemiştir. Ta ki Yunan işgaline karşı peş peşe kazanılan zaferlere kadar. . Vatan elden giderken milli duygularını yitirenlerin İngiliz subaylarının peşinde eğlenceden eğlenceye koşmaları, bazı erkek ve kadınların homoseksüel ilişki yaşamaları ahlaksızlığın, kokuşmuşluğun zirvesi diye düşündürtüyor insana.
Sodom ve Gomore
Sodom ve GomoreYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20154,871 okunma
198 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Jack london İngiltere'nin doğu yakasındaki insanların sosyolojik yapısını incelemek için kılık değiştirmesi ve orada karşılaştığı insanlık ayıbıyla güneşin batmadığı denilen ülkenin karanlık yüzünü gözler önüne seriyor. . Öyle bir yer ki ; insanlar günü kurtarmak için yaşıyorlar. Sosyal düzenin bir parçası haline gelen açlığın, sefaletin olduğu
Uçurum İnsanları
Uçurum İnsanlarıJack London · İletişim Yayınları · 20213,561 okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Geceleri şiddetin kol gezdiği, insanlık dışı davranışların olduğu, çetelerin suç işlemekten zevk aldığı ve insanların sokağa çıkmaya korkar olduğu bir gelecek. . Çete üyelerinden Alex'in siyasi ve kişisel çıkarlar uğruna adeta pavlovun köpeği gibi baskı uygulayıp koşullandırılarak suç işlemenin önüne geçilmesi için bir denek olarak kullanılması ve insanların otomatik işleyen bir makine haline getirilmeye çalışmasıyla yazar, bize iyiliği, adaleti, hür iradeyle verilecek kararları sorgulatıyor. İyi ya da kötü nedir? İnsan özgür iradesiyle kaderini seçebilir mi? Anlatim dili her ne kadar argo üslupla yazılmış olsa da son derece etkileyici bir kitap okuyun seveceksiniz.En azından ben elimden düşüremedim..
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992,1bin okunma
438 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Tarlada tüm köyün yaka silktiği çakırdikenliğin sızısı, köyde Abdi ağa'nın dayağı, aşağılaması... . Böyle bir dünyada büyüyen, aklı erince yoksulluğa, düzene başkaldırışın, isyankarlığın simgesi haline gelip bu yolda eşkiyalığa uzanan İnce Memed' in hikayesi. . Kitapta halkı sömüren, karşı koyanı ayağının altında ezen, her daim onları kendine muhtaç eden Abdi ağa(lar)ın kötülüklerini okuduğumuz gibi, halktan cesur biri ortaya çıktığında , geleceğini kurtarmak için ona yataklık eden, türlü hilelere başvuran iyileri de görüyoruz. Tabi tüm bu hikayeyi okurken de Yaşar Kemal, bize çukurovanın dağlarını, bayırlarını karış karış gezdirmeyi ihmal etmiyor. . Yıllar yılı ağalar hep aynı; zulmeden , hor gören, insan yerine koymayan ağalar... . #Alıntı " Dünyanın bütün kötülüklerine başkaldır. Bazen senin iyiliğin başkasının kötülüğüne de olabilir. Kendi iyiliğine de başkaldır.". . . .
İnce Memed 1
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202357,8bin okunma