AZGIN VAR
.
Ondört öyküden oluşan bir kitap. Bir hüzne boğan, bir tebessüm ettiren, bizden, yaşanmışlıklardan ve yörelerimizden yani içimizden her biri.
İlk hikaye " Asiye' jin doğumu " , hem Anadolu şivesini vurgulaması hem de o topraklarda erkek çocuk doğurmanın ne derece önemli olduğu gerçeğini vurgulayan bir hikaye.
Bir diğer öyküde ise, Erkan Bey' in eşi bir taraftan çağımızın hastalığı alzheimer ile kendi içinde mücadele ederken, diğer yandan oğlunun anneler günü hediyesi ile alttan alta gururlanarak havasını atıyor.
" Küfür etme " de, niyetinin öldürmek değil de bir uyarı olduğunu anlatan ve çok iyi yapmış dediğim bir kadın .
" İzmarit " ile önce bir öfke duyuyorsunuz aileye karşı, sonra dayı başının eşine kocaman bir şefkat. Ve üvey analığa sinirlenirken tek başınalık ile sarıyorsunuz izmaritleri tek tek, hınçla...
Bir türlü muradına erip kargasına kavuşamayan hikayede ise her türlü kargayı tanımak eğlenceliydi.
Masal kahramanları ile gelen rüyadan petrol kraliçeliğine...
Doksanlı yılların yazının sıradan bir gününe,benim de sonsuza kadar hapsolmak istediğim günlere götüren " Mavi Boyalı Tahta Sandalye "
İlla mutlu sonla bitmesi gereken romanımla teyzem Gülseren
Peki " Şambali " yi okurken dayanamayıp kalkıp yapmama ne demeli
Kısa kısa bahsedeyim diyerek başladığım yorumuma aklımda kalanlarla ağzınıza biraz bal sürüp kaçıyorum. Keyifle okuyun, özellikle #öyküseverler .