Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emrah Kınaç

Emrah Kınaç
@brskpardsladam
denizin uzaklardan getirdiği yabancı anlamsız bir şeyim..
406 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Henri Charriere namıdiğer Kelebek. Fransa'da 24 yaşında işlemediği bir cinayet yüzünden , Fransanın, Avrupa'nın ve hatta insanlığın utanç kaynağı olan bir cezalandırma sistemiyle kürek mahkumiyeti için Şeytan Adasına gönderilir. 13 yıl boyunca bıkmadan usanmadan pes etmeden kaçmaya çalışan Papillon, sonunda "vatanım" dediği
Banko
BankoHenri Charrière · E Yayınları · 2010648 okunma
Reklam
124 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Sinan Canan hoca ile yaptıkları programda dikkatimi çekmişti Dücane Cündioğlu. Bunun üzerine en beğenilen kitaplarından biri Hz. İnsanı okumaya başladım. Felsefeden çok anlamam , felsefi okumalardan da genelde sıkılmışımdır. Ancak bana ön yargılı olmanızı istemem , birçok düşünce kitabı dolayısıyla felsefe okumuş oldum. Yalnızca terimler ve
Hz. İnsan
Hz. İnsanDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 20092,491 okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
"Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor" diyen bir şairin yazdıklarından korkmamak olmaz. Keşfedeceğim her İsmet Özel dizesini özümseme gayretine girerken bu korku olur içimde . Şairler büyücüdür. Büyü yaparlar ve insanları kandırırlar . Şiir bir kandırmacadır... Hayat başlı başına bir aldatmaca iken şiire tutunmamak elbette mümkün değildir. Yaşamak ve hayat üzerine düşünürken Yaşamayı bileydi şiir yazmayacak bir şairden ders aldım ben . Yaşamayı ben de bilmem . Ve ne gariptir ki yaşamayı bilenlerden öğrenecek pek bir şeyim yok benim . Yalnızca yıkılmadan bir İsyan türküsüne tutunarak yaşamak hevesindeyim bir miktar daha. Bazen şiirleri kaybetmemek için yaşamayı unuturum karanlık, bol yıldızlı gecelerde. Sırlar içerisinde bir hayat , aşktan müzdarip ve çocuk ölülerinin soğuk taraflarını , ölümden anlayan ciddi bir yaprağı üstüme kapatarak uyuduğum gecelerde İsmet Özel dizelerine tutundum ... " Halbuki aşk başka ne olsundu hayatın mazereti " (Erbain- Münacaat) " Yaşamaktan öte özür bulamayınca aşka " ( Çözülmüş Bir Sırrın Üzüntüsü)
Erbain
Erbainİsmet Özel · Tiyo Yayınevi · 20128,8bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
142 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Buradaki yorumlara da baktığımda yazarın Morgue Sokağı Cinayeti başlıklı farklı basımlarda farklı seçme hikayelerinin olduğunu gördüm. Benim okuduğum baskıda , Morgue Sokağı Cinayeti , Marie Roget'in Gizemli Kayboluşu , Kara Kedi ve Altın Böcek isimli 4 hikaye mevcuttu . Morgue Sokağı Cinayeti, polisiye anlamda yazılan ilk eser olması
Morgue Sokağı Cinayeti
Morgue Sokağı CinayetiEdgar Allan Poe · Notos Kitap · 201914,6bin okunma
90 syf.
7/10 puan verdi
·
30 günde okudu
Avrupa'nın en büyük düşünür ve yazarların Victor Hugo idam cezasının kaldırılmasının gündeme geldiği günlerde kaleme aldığı kitabıyla belki de idam cezalarının ve Avrupa'da yürürlükte olan infaz sisteminin değişmesini sağlayan isimlerden biri oldu. Suç ve Ceza insanlığın başından beri var. Suç işleyenin işlediği suç ölçüsünde cezalandırılması medeniyetimizin ve bugün belki halen var olabilmemizin temel ilkelerini oluşturuyor. Düzen ve adaletin sağlanması insanlığın korunması için cezanın olmaması düşünülemez. Peki ya cezalar yahut suçlulara uygulananlar ne kadar insancıl ? Bir insanın kafasını bir demir altında koparmak yahut ipte sallandırılan bir insan ? Hangi suçun cezası ölüm olabilir ? Bir insana verilebilecek en büyük ceza canını almak mıdır? Canı alınacak kadar ağır bir suç işleyen zanlı insanlıktan çıkmış mıdır ? Bugün durmadan infaz düzenlemeleri ve dünyanın her yerinde cezaevlerindeki uygulamalarla değişen ve gelişen bir durum . Yüzyıl öncesinin fransasında ise kürek mahkumiyetleri ve idam cezalarının durumu yoğun bir şekilde tartışma konusu idi. Victor Hugo bu tartışmaların ortasına bir suçlu atıyor. Ölmeyi hakedecek kadar ağır bir suç işlemiş olsa da bir insanın idam cezasını çekmeden önceki sürecinde yaşadıkları ile empati yapmanızı , ölüme mahkum edilmiş bir insanın neler hissedebileceğini anlamanızı sağlıyor. Okunmaya değer bir eser
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023121bin okunma
Reklam
352 syf.
9/10 puan verdi
·
45 günde okudu
Romanlarının ve bilhassa edebi dilindeki özgünlüğün hayranı olduğum Ahmet Hamdi'nin hikayelerini yavaş yavaş sindire sindire okudum. Çehov tarzı hikâyeleri çok seven ve Türk edebiyatındaki hikayeleri oldukça başarılı bulan biri olarak , Ahmet Hamdi'nin hikayelerini okumak benim için ciddi bir zevkti. Üstünkörü okuyarak geçemezdim . Kitap içinde bazısı uzun bazısı kısa 15 hikaye bir de tiyatro denemesi var diyebiliriz. Hikayelerin tamamı harika diyemem belki ama bir hepsi okumaya değer . Yaz Yağmuru ve Abdullah Efendi'nin Rüyaları isimli uzun hikayeleri Ahmet Hamdi'nin romanlarındaki kaliteye çok yakın bir tatta. Kısa hikayelerden "Bir Yol" ise vuruculuğu ile dikkat çekiyor. Hikayelerin hemen hepsi sıkıcı olmaktan uzak . Okurken hikayelerin bazıları arasındaki benzerlik de biraz Ahmet Hamdi'nin eserlerini yazarken nasıl dünyalar yarattığını ve o dünyadaki karakterleri ne kadar özümsediğini bana hissettirdi. Özellikle Yaz Yağmuru hikayesi ile Emirgan'da Akşam Saati hikayesi çok yönü ile benzer. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın karakterlerin derinliğini romanlarında hissetmek zaten kolaydır ancak hikâyelerinde de bu denli derin karakterleri resmetmek gerçekten maharet. Hikaye okumaktan zevk duyan bir kitap s sever olarak harika vakit geçirdim. Ahmet Hamdi okudukça daha çok sevdiğim daha çok hayran olduğum harika bir yazar. Hikayeciliği ve kelimeleri muhteşem bir şekilde kullanımının yanında düşünce yapısı, felsefi bakışları ve yaşama dair tespitleri ile de beni her kitabında olduğu gibi hikâyelerinde de hayran bıraktı. Hikayeleri okumanızı hatta dönüp dönüp baştan okumanızı tavsiye ediyorum.
Hikâyeler
HikâyelerAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20181,273 okunma
424 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Her şeyin birbirine karıştığı bir rüya mı gördüm, harika bir roman mı okudum yoksa bir çocuğun hayal dünyasını mı dinledim ben şimdi ? Murat Menteş kelime oyunlarının, ahirete ekspres giden tren içinde oturup dua etmek yerine iki kelam etmek istemenin yazarı. Kitabı okuyunca kutuplardaki bir devenin hörgücü kadar anlamsız ve karmaşık kaldım . Aşk kartlar , aşkın kartları , muhteşem mektuplar, hayallerin kadını Şebnem Şibumi, Hayati Tehlike ve tehlikesiz hayat süren bayat insanlar... Katledilen gönül işleri bakanlığı heyetinin beyinlerinin yere dağılması gibi kelimelerini dağıtmış yazarımız. Olay da bir o kadar dağılıyor okurken. Ben ne okuyordum ya diyerek bir rüyadan uyanır gibi tekrar kitaba odaklanıyorsunuz. Klasik bir romandan çok farklı , hayat kadar ilginç bir hikaye. Zaten yazarın dediği gibi bu olayların hepsi yaşanmış ancak henüz cereyan etmemiştir. Eğlenceli bir kitap olmasının yanında , içindeki metaforlar sizi gülümserken yakalayıp İp Manin çelik yumrukları gibi göğüs kafesinizi kırıp yere seriyor . Okurken eğlendim düşündüm, çok anlamsız çok harika bilgiler öğrendim, kendimi bir Müntekim bir Hayati gibi hissettim. Bazen kalbim kırıldı bazen kaburgalarım. Şimdi keyifle bitirdiğim bir kitaptan sonra Murat Menteş'ten ne okusam diye düşünüyorum. Afilli Filintalara selam olsun . Keyifli okumalar diler ve şiddetle tavsiye ederim
Korkma Ben Varım
Korkma Ben VarımMurat Menteş · İletişim Yayınları · 20098,3bin okunma
392 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Ne zaman Türk edebiyatının sularına dalsam hep aynı şeyi düşünürüm ; " Türk edebiyatı hak ettiği değeri görmüyor." Peyami Safa yıllardır okumayı atladığım , fırsat bulamadığım bir yazardı 1 ay içinde 2. kitabını bitirdim ve tek kelimeyle pişmanım. Bugüne kadar nasıl okumamışım böyle güzel bir yazarı. Düşünce dünyası, hikayeyi anlatış
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Alkım Kitabevi · 200921,7bin okunma
736 syf.
8/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Babam bir yemeği tattığında aşçısının baştan savma bir iş mi yaptığını yoksa yemeğe özenerek yapılmış bileceğini söylerdi. Ben de zaman içinde okumalarımda bir romanın yazılırken ne kadar uğraşıldığını hissedebileceğimi farkettim. Bazı romanlar vardır okurken her şey olması gerektiği gibidir. Merdivenlerin sayısından tutun havanın ne zaman açılıp
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012,6bin okunma
200 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ali Şeriati'nin "Bilinç ve Eşekleştirme " konuşmalarının daha geniş kapsamlı bir toplaması, Kendini Bilmek adı ile karşımızda. Sadece kitapların isimlerinden bile verilmek istenen mesajın özünü görebiliriz. Kendini bilmek , bilinç sahibi olmak gereken aksi takdirde ise "eşekleştirmeye" maruz kaldığımız bir dünya . Adeta
Kendini Bilmek
Kendini BilmekAli Şeriati · Endişe Yayınları · 1990139 okunma
Reklam
382 syf.
10/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Lise ve üniversite yıllarında 2 kez yarım bırakmıştım bu kitabı. Garip olan kitabı yarım bırakma sebebimin, kitabı sevmemek değil, aksine sevmek olmasıdır. Derinliğini anlayarak okumaya çalışayım derken bir şekilde elimden düşüp okuyup bitirmem için bu günü beklemişti eser. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Türk modernleşmesine ütopik bir dille
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,8bin okunma
240 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Şair kimliği ile gönlümüzde yer etmiş İsmet Özel'in, düşünce dünyasının gelişimini anlatmak için kaleme aldığı bu otobiyografik eser biraz şiir tadında. İsmet Özel'e durmadan sorulan , sosyalisttin hangi ara İslamcı oldun sorusunun cevabı niteliğinde eser. Ben buradayım diyor Amentü'nün şairi siz neden burada değilsiniz. İsmet Özel, şiire ilgisinin başlangıcını , ilk gençlik dönemlerindeki heyecanlarını, düşünce dünyasının gelişimini, 1960 kuşağının özellikle "sol" kesimin fraksiyonlara ayrılma sürecini , tek parti dönemi , darbeler ve askeri cunta baskısıyla hırpalanmış halkı ve bunların kendi üzerindeki etkilerini kendine has üslubuyla anlatıyor. Kitap yer yer 1960ların siyaseti içinde biraz sıkıcılaşıp okuyucuyu içine alamasa da , İsmet Özel'in dünya görüşünü felsefi ve şiirsel bir dille anlattığı kısımlar için bile okumaya değer .
Waldo Sen Neden Burada Değilsin?
Waldo Sen Neden Burada Değilsin?İsmet Özel · Tiyo Yayınevi · 20192,838 okunma
238 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Düşünüyorum o halde varım, Descartes ile felsefenin kurulumu olan bu sözün üzerinden yüzyıllar geçti . Sonra kendi tabiriyle İzmir'de masasında oturan mahzun bir adam şunları yazdı : "Düşünüyorum o halde varım ama ben kimim ? Düşünüyorum o halde siz varsınız. Hepiniz bu dünyada olan her şey benim düşüncemden ibaretsiniz". Vaktiyle bir derviş rüyasında bir kelebek olduğunu görür . Uyandığında ise dehşete kapılır ve " Ya ben bir kelebeğin rüyasıysam " der . Düş, rüya, masal ve gerçek. Şu an bu satırları okurken siz bir düş içinde misiniz yoksa gerçeğin içinde mi ? Düş ile gerçeği, hayal ile aslolanı ayıran bizim düşüncemizden başka nedir ki ? İhsan Oktay Anar'ı ilk kez okudum, kendi dünyamın içinden çıkıp yazarın düşüncesinde kendime bir yer buldum . Kitap bitince sanki bir rüyadan uyanmış gibiydim. Kendimi rüyamda Galata'da yazarın anlattığı hikâyeye şahit olan Bünyamin olarak gördüm. Şimdi uyandım ama ya ben Bünyamin'in rüyasıysam ? Ya siz de benim hayallerimin içinde bu yazıyı okuyan bir kaç kişiden ibaretseniz? Soruya gerek yok belki de hepiniz bir düşün içindesiniz. Hepimiz bir düşün içindeyiz ama kimin düşü ? Masal içinde masal , düş içinde düş, hayaller aleminde bazen bir kadırga bazen bir deve üzerinde geçen güzel bir yolculuk . Okurken uyku getirmekten ziyade heyecanla uyku kaçıran gerçekliğin metalik soğuğundan, hayalin kuş tüyü sıcaklığına götüren çok hoş bir roman . İhsan Oktay harika bir eser bırakmış, diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum..
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,5bin okunma
93 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
"ne gelir elimizden İnsan olmaktan başka " Var olduğu ( düşünmeye başladığı) günden beri insanın en büyük sorunlarından biridir " İnsan Nedir? " insan olmak ne demektir ?. Hayvanlardan yahut diğer canlılardan bizi ayıran nedir? Akılla mı ayrılıyoruz onlardan , duygularımızla mı? Antik Yunan filozoflarından , Hint Budistler'e oradan orta çağ Avrupasının düşünürlerine kadar bu soru insanlık tarihini hep meşgul etmiştir. İşte geçtiğimiz yüzyılın en büyük ve en derin, doğu düşünürlerinden Ali Şeriati de bu konuya cevap arıyor. İnsanı " beşer" den ayıran nedir ? İnsan, insan olduktan sonra kendine vurulmuş prangalardan nasıl kurtulur. Tabiatın, tarihin ve toplumun zindanı. Ve hepsinden kurtulduktan sonra kendi zindanından nasıl kurtulabilecektir. Kendi hapishanesini gittiği her yere götüren, bu zindanın çoğu zaman farkında bile olmayan insan ne yapar da kendini hapsettiği bu dört duvardan çıkar? Ve bu zindandan çıkmak neden bu kadar elzemdir ? Ali Şeriati yine , tarihsel süreci, insan psikolojisini ve toplum bilimini kendine has düşünceleri ve ufuk açan görüşleri ile açıklıyor ve çağımızın en büyük sorunlarından biri olan insanın kendi ile olan kavgasının bitmesinin ve kendine olan esaretinden kurtulmasının yollarını açıklıyor. Kendini insan etmek isteyen herkesin başvurması gereken bir düşünce kitabı.
İnsanın Dört Zindanı
İnsanın Dört ZindanıAli Şeriati · Fecr Yayınları · 20174,969 okunma
200 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Roman içinde roman, hayat içinde hayat , tereddüt içinde tereddütler dolu muhteşem bir roman. 20. Yüzyılın ikinci çeyreğinde, dünyanın tepetaklak olduğu, bütün bilinenlerin yavaş yavaş silindiği, insanların durmadan tereddüt kaçış ve arayış içinde olduğu ve bu durumun tüm dünyada aynı şekilde vuku bulduğu bir dönem. Psikolojik betimlemeleriyle bilinen yazarımız, bu romanında da yine okurken sizi kendi dünyanızdan alıp , kitaptaki kahramanın buhranı yahut coşkusuyla yoldaş ediyor. Psikolojik tahlilleri ve anlatımları dışında ,devrin insanına, geçmişe ve geleceğe bakışı, sosyolojik tespitleri de mükemmel. Bütün bir neslin , arayış , depresyon , kaçış, tereddüt... Velhasıl ne yapacağını bilemez bir halde oradan oraya koşturduğu bir dönemde, bu dönemin yakında sona ereceğini söylüyor Peyami Safa ancak 21. Yüzyılın ilk çeyreğin biterken bu halin bitmek bir kenara daha derinden ve daha sarsıcı şekilde yaşanmaya devam ettiğini bilememiş. Kitapta altı çizilecek, alıntı yapılacak , hayata tatbik edilecek bir çok düşünce ve sayfa vardı. Yazarın kişiliği ve romanın yazıldığı dönem birleşince dilinin biraz ağır olduğu söylenebilir ancak her sayfası ile zevk veren düşündüren ve beni benden alan harika bir romandı. ( Ben 1998 baskısını okudum belki yeni basımlar uyarlama yapmış olabilir, ancak orijinalinin daha kıymetli olacağını düşünüyorum)
Bir Tereddüdün Romanı
Bir Tereddüdün RomanıPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20207,1bin okunma
159 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İslam'ın yüzlerce yıldır kapandığı zindanlardan kurtulması için anahtarın; Allah'ın gökten indireceklerinin değil toplumun ve bireyin kendisini değiştirmesi gerektiğini anlatıyor Ali Şeriati. Zira Allah, toplumların kendilerini değiştirmeden onları değiştirmeyeceğini söylüyor. Dünyaya sahip olmak için bizzat müslümanların eliyle
İslam ve Sınıfsal Yapı
İslam ve Sınıfsal YapıAli Şeriati · Fecr Yayınları · 2000503 okunma
Reklam
111 syf.
9/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
"..Ama farecik, yalnız değilsin, öngörülerinin boşa çıkabileceği konusunda: En iyi planları farelerin ve insanların sıkça ters gider, Ve vaat edilen mutluluktan geriye acı ve kederden başka hiçbir şey kalmaz..." Fareler ve İnsanlar sonunu bilerek okuduğum kitaplardan biriydi. Nereden öğrenmiştim sonunu ya da daha önce okuyup unutmuş muydum hatırlamıyorum. Sonunu bilmenize rağmen bir son ne kadar yıkıcı olabilir ? Hemen hemen hiçbir duygunun adını geçirmeden, uzun betimlemelerle anlatmadan en yıkıcı ve vurucu duygular nasıl okuyuca geçirilebilir ? Gerçekten müthiş bir başarı ve realizmin müthiş bir örneği bu kitap. Hikayenin akıcılığı ve insanı içine alıp götürmesi belki de kitapta anlatılan olayları bu kadar vurucu yapıyordur. Steinbeck , Amerika'nın sosyal düzenini, ahlaki düzenini, ırkçılık ve kapitalizm altında ezilen insanlarını ve kendi deyimiyle; sosyalizmin kökenlerinin Amerika'da neden bulunmayacağını müthiş bir hikaye ile anlatıyor. Okurken bir miktar Orhan Kemal okurmuş hissiyatına kapıldım. Orhan Kemal'in fabrika işçilerini (kölelerini) anlattığı gibi , insanın içine işleyen yalın bir dille anlatıyor Amerika'nın çiftlik işçilerini(kölelerini). Söylemek istediğini kör göze parmak şeklinde değil hikayesinin içine ustaca yerleştiren yazarlara hep hayran olmuşumdur. Steinbeck de onlardan biri oldu. Çok güzel ve keyifli derin bir hikaye.
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023172,6bin okunma
148 syf.
7/10 puan verdi
Hemingway'in en sevilen ve Nobel'i almasında büyük etkisi olduğu söylenen kitabını yeni okuyabildim . Kitabın genel olarak insanın iç dünyasında büyük çağrışımlar yapacağını, dünyanın peşinde koşarken neleri kaybedebileceğimizi anlayabileceğimizi düşünüyorum. Dünya ve elde etmeye çalıştıklarımızın bizi nerelere sürükleyebileceğini ihtiyar bir balıkçının serüveniyle ;çocuk kitabı denilebilecek bir yalın anlatımla hissettiriyor yazar. Gayet başarılı bir hikaye.
Yaşlı Adam ve Deniz
Yaşlı Adam ve DenizErnest Hemingway · Bilgi Yayınları · 202332,2bin okunma
434 syf.
6/10 puan verdi
Hemingway'in Çanlar Kimin İçin Çalıyor kitabını hayranlıkla okuyordum. İspanyol iç savaşını anlattığı kitabından sonra açıkçası Silahlara Veda biraz yavan geldi. 1929 tarihinde yayınlanan bu kitap tabii ki yazarın olgunluk eseri olan Çanlar Kimin İçin Çalıyor kadar etkileyici ve güzel bir dille yazılmamıştı ki bu anlaşılır. Yine de 1. Dünya Savaşı'nın yıkıcılığı hatta isimlerden bağımsız savaşın yıkıcılığı ve gereksizliği, ne için savaştığını bilmeyen yüz binlerce insanın birbirini öldürmesi insanı oldukça etkiliyor. Anlatım dili her ne kadar kitabın tadını azaltsa da okunmaya değer bir eser .
Silahlara Veda
Silahlara VedaErnest Hemingway · Bilgi Yayınevi · 20236,4bin okunma
565 syf.
8/10 puan verdi
Kitabı ilk kez Kurtlar Vadisi'nde Halo hapisten kaçırılmadan önce okurken görmüştüm. Yıllar boyu merak ettim ve kitabın bir kaçış hikayesi olduğunu öğrendiğimde Osman Sınav ve Raci Şaşmaz' a bir kez daha saygı duydum. Gelelim kitaba . Henri Chariere'in yaşadığı bütün zorlukları ve bu kadar ayrıntıyı bu denli yalın ve heyecan verici anlatması inanılmaz. Kendisinin bir edebiyatçı olmayışı pek ala anlaşılıyor okurken. Söz sanatlarından belki bir romanın anlatım tarzından uzak . Ancak yaşadıkları öylesine derin ve yaralayıcı dili ise o kadar sade ve içten ki samimi bir dostun heyecan verici ve üzücü hikayelerini dinlemek gibi hissettiriyor. Kitabın bende uyandırdığı en büyük etki , umudu olan bir insanın her şartta hayatta kalabileceği, hayatın bütün nobranlığına ve insanların kötülüğüne karşı direnebileceğiydi. Satır aralarından alıntı yapılacak özlü sözleri yok belki ama insanı bu kadar yoğun duygulara boğmak için her zaman süslü sözlere gerek olmadığını gösteriyor . Kitaptan çıkaracak bir çok sonuç ve akıl sahipleri için elbette ibretler var. Adalet sisteminin o kadar da adil olmadığı, bir "suçlu"nun bazen adaleti tesis edenlerden daha masum olabileceği, en azılı suçluların bile insan haklarına saygı gösterilmesi gerektiği ve daha nice niceleri. Gerçekten harika bir romandı. Kitapta Henri abimize kızdığım bir kaç olayın belki Banko isimli ikinci kitabında açıklanacağını düşünüyorum ve okumak için sabırsızlanıyorum.
Kelebek
KelebekHenri Charrière · E Yayınları · 20195,3bin okunma
288 syf.
7/10 puan verdi
Yine Orhan Pamuk yine saplantılı aşklar , yine çarpık ilişkiler, yine kuşak çatışması ve yine müthiş bir anlatım. Her romanında "romancı Orhan " adını hikayeye sıkıştırması, sanki anlattığı bütün hikayelerin kıyısından köşesinden geçmiş izlenimi vermesine bayılıyorum. Aslında zaten bütün bu hikâyelerin kıyısından köşesinden geçiyor, geçiyoruz. Orhan Pamuk bana hep içimizdeki bir yabancı gibi gelmiştir. Sanki bütün olayları izliyor, yalın ve tarafsız bir şekilde yorumluyor. Toplumu tanımlarken başvurduğu yüzeysel anlatımın içine sıkışan derinlikle; 1970'in sonlarında Cennethisar'daki bir grup talihsiz insanın - ki bu talihsizlik aslında bütün ülkeyi kapsamaktadır - bir haftasını anlatıyor. Ve gerçekten yine çok başarılı. Orhan Pamuk'un en güzel romanı mı hayır çok daha iyilerini de yazdı ama okunmaya değer bir eser.
Sessiz Ev
Sessiz EvOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20186,8bin okunma
112 syf.
5/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Gabriel Garcia'yı ilk kez okudum. Beni kitaba okumaya iten etken , popüler kültürde Yüzyıllık Yalnızlık'ın yerinden çok , Orhan Pamuk " Benim Adım Kırmızı" kitabının ilham kaynağı olduğunu düşünmemdi. Ne yazık ki Orhan Pamuk'un "Benim Adım Kırmızı" doyurucu bir roman olmasına rağmen , Kırmızı Pazartesi çok tahmin edilebilir, Güney Amerikalılara özgü kader göndermeleri ile dolu basit denemeyecek ama çok da dolu olmayan bir hikaye idi.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178bin okunma