Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kavrayış ve kuramsal anlayış, varoluş için verilen mücadeledeki yaşam güdüsünün şiddetinin, sahip olma ve keyif al­maya yönelik kışkırtılan arzuların ve anlık tutkuların yanında pek zayıf kalır.
Ama genel olarak yaşamımızda, bir dağ gezgininin karşılaştığı durumla karşılaşırız: Gezgin yolunda ilerledikçe, nesneler uzaktan görüldüklerinden farklı biçimlere bürünürler ve onlara yakınlaştıkça âdeta değişirler. Özellikle arzularımızda durum böyledir. Çoğu kez, aradığımızdan bütünüyle başkasını, hatta daha iyisini buluruz; aradığımız şey de çoğu kez başlangıçta boş yere koyulduğumuz yolun götürdüğünden bütünüyle başka bir yerdedir. Özellikle, hazzı, mutluluğu, neşeyi aradığımız yerde, onların yerine ders, kavrayış ve bilgi; geçici ve görünüşteki bir mülkün yerine, kalıcı, sahici bir mülk buluruz.
Reklam
Her büyük bilimsel sonuç, sezgisel bir kavrayış içeriyordu.
Kalbinize ve başınıza kök salmış bir içtihadı* söküp atmak hemen kabil olamazdı. *içtihad:özel görüş,kavrayış
Sayfa 62 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Toplumumuzda, olup bitenleri en iyi bilenler, aynı zamanda dünyayı olduğu gibi görmekten en uzak olanlardır. Genellikle, kavrayış ne denli fazlaysa, yanılma da o ölçüde fazladır.
İnanırsa inandığına inanmıyor, inanmazsa inanmadığına...
Sürekli şüpheyi yaşayan günümüz insanı sanıyorum irfan dediğimiz kavrayış yüksekliğini de gitgide kaybediyor.
Reklam
Dünya epey zamandır kalitesizlerin "elen(e)mediği" bir süreç yaşıyor. Kavrayış hızı ve duyarlık düzeyi yüksek erdemli bireyleri zor günler bekliyor sanki. Oysa bu (mümtaz) kitle "ortalamaya" mecbur edilme zilletine düşmemeliydi. Hâlâ bir şeyler yapılabilir mi bilmiyorum. Üzgünüm.
"Estetik kavrayış adeta gerçeğin dolayımsız kavranmasını engelleyen pratik yaşamın dayatmalarına meydan okur."
Sayfa 56 - Norgunk
Genç insanların ruhlarına kutsal doğruları taşıma görevimi yaparken, bazen inatla sürdürülen mankafalılıklarla karşılaştım, bunun üzerine Kurtarıcımızın, bir eliyle bazılarımızın ruhunda bilme ve kabul etme fitilini ateşlerken, öteki eliyle bazılarımızda kavrayış yeteneğinin fitilini dikkafalılık ve salaklık sıvılarıyla ıslatma soğukkanlılığını göstermesine şaşırdım.
Sayfa 15 - Kırmızı KediKitabı okudu
Kavrayış gücünün kavramlarının hizmetine koşmak demek onun kavramlarına uygun mekân ve zamanı be­ lirlemek demektir; ve işte bunu başaramamaktadır: Hayal gücü kendi sınırında tıkanıp kalmıştır —muazzam okyanus, sonsuz gökler, bütün bunlar onu altüst eder; kendi kudretsizliğini keş­feder, kekelemeye başlar. Ve sentezin, yani estetik kavrayışın yeraltı, yani zemini parçalayan yüce de zaten o anda keşfedil­ miştir Ama merak etmeyin, bir teselli de yok değildir; hayal gü­ cü kendini kudretsiz hissettiği anda artık kavrayış gücünün hiz­ metine koşamayacaktır, ama belki çok daha güzel bir yetimizin olduğunu hissettirecektir bize —bir tür sonsuzluk yetisi gibi... Öyle ki, hayal gücümüz hastalanmışken —biz de onunla birlikte acı duymaktayız, çünkü gücünü kaybetmiştir— tam o anda içi­ mizde yeni bir yeti uyanır —duyularüstü yetisi.
Sayfa 109 - PdfKitabı okudu
Reklam
Charles Darwin, Türlerin Kökeni
Bir organik varlığa, bir vahşinin bir gemiye bakması gibi bakmayı bıraktığımızda, yani karşımızda bizim kavrayış gücümüzü aşan bir şey olduğunu düşünmekten vazgeçtiğimizde, doğanın her ürününü uzun bir hikâyesi olan tek bir şey olarak görmeyi başardığımızda, her karmaşık yapıyı ve içgüdüyü pek çok buluşun toplamı olarak düşündüğümüzde, her büyük buluşun işçiliğin, deneyimin, mantığın ve onu üretmek için çalışanların yanlışlarının toplamı olması gibi, sahibi için her şeyin yararlı olduğunu kavradığımızda ve organik varlıkları bu gözle gördüğümüzde, deneyimlerime dayanarak söylüyorum, bu yolla doğa tarihi bilimi bir o kadar heyecan verici olacaktır.
say yayınlarıKitabı okuyor
Nutuk
Ulusal mücadeleye beraber başlayan yolculardan bazıları, ulusal hayatın bugünkü cumhuriyete ve cumhuriyet kanunlarına kadar gelen gelişmelerinde, kendi fikir ve ruh yeteneklerinin kavrayış sınırı bittikçe, bana direnmeye ve karşı duruşa geçmişlerdir.
Sayfa 11 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İnsanın dünyadaki konumunun gücü onun gerçekliği kavrayış derecesine bağlıdır. Ne kadar az kavrıyorsa o kadar kafası karışır ve dolayısıyla kendini güvensiz hissedip sırtını putlara dayayarak güvenceyi onlarda bulur. Gerçekliğin ne kadar çok kavrarsa kendi ayakları üzerinde o kadar sağlam durur ve kendi iç benliğini varoluşunun Merkezi kılar.
"O'nu kavrayışımızdaki zorluk,O'nun varlığının kendisinin kavranmasının zorluğundan ileri gelmez.Bizim kavrayış kuvvetimizin O'nu tasavvur etmekteki zayıflığından ileri gelir."
Sayfa 18 - Türkiye İş BankasıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.