Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kendisini üstün bir varlık olarak algılayan kişi, çevresinden gelen en küçük bir eleştiriye bile katlanamaz. Gerçek benliğiyle yüzleşmesine neden olan durumları dünyanın sonu gelmişçesine yaşar. Bu nedenle gururunu incitebilecek bir durumla karşılaştığında ya da karşılaşmak üzere olduğunu hissettiğinde o durumdan kaçmaya çalışır. Kaçamadığı durumlarda ise değersizlik duygularının gerisindeki düşmanca eğilimler denetiminden çıkar ve gururuna darbe indirenlerden öç almaya çalışır. Bu tür bir gurur insanı kendisine yabancılaştırır ve kişilik bütünlüğünün bozulmasına neden olur. Gerçek benliğine karşı geliştirdiği nefret sonucu görkemli bir kişiliği benimsemeye çalışan insan bu uğurda sürekli ödün verir. Kendisi için daha önemli olan pek çok konuyu bir yana bırakarak tüm çabasını ve enerjisini yüceltmiş olduğu görüntüsünü sürdürebilmek için yaptığı gereksiz yatırımlarda kullanır. Verilen ödünlerse, kendine yönelik nefret duygularını pekiştirir ve bir kısırdöngünün yerleşmesine yol açar. Kişiliğini bütünleştirebilme çabası içinde, bazen olmak istediği kişiyle, bazen de hoşlanmadığı benliğiyle özdeşleşir. Ancak, hangi yöne giderse gitsin, ikisi arasındaki çatışmadan kurtulamaz ve bu durum ona acı verir.
"Ve onu inciten insanlardan asla nefret etmemişti . Şaşırtıcıydı."
Reklam
"O kadını seviyorum ve ondan nefret ediyorum. Acı çekiyorum.
Sayfa 249 - İTHAKİ YAYINLARIKitabı okuyor
''Dalga geçmemeli, ağlayıp sızlamamalı, nefret etmemeli; anlamalı.''
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Fazla sevmiştim, fazla seviyordum bu kadını, birdenbire ilgisiz kalamazdım ona. Ya onu sevmem, ya ondan nefret etmem gerekiyordu.
Sayfa 191
"Nefret mi ettin? Matematikten nasıl nefret edebilirsin? Matematik her şeydir."
Reklam
Sosyal medya, ruhundan nefret ediyor. (Çünkü senin dünyayı anlama, gerçeği bilme kabiliyetin azalıyor, dünyanın da seni anlama kabiliyeti zarar görüyor..)
Sayfa 67 - Mundi Kitap, Jaron LanierKitabı okuyor
Yaşamaya dair :)
Cahillikten ne kadar nefret ediyorum! Caliban'ın cahilliğinden ,kendi cahilliğimden,dünyanın cahilliğinden !Ah ,öğrenmeyi ne kadar ,ne kadar ne kadar istiyorum. Ağlayabilirim,öylesine çok öğrenme arzusu duyuyorum ki.
Beni cesedimden ayıran mesafe, benim için bir yaradır; bununla birlikte yine de mezarın cazibesine hevesleniyorum boşuna: Elden hiçbir şeyi çıkaramadığımdan ve debelenmeyi bırakamadığımdan, içimdeki her şey solucanların içgüdülerim nezdinde işsiz kalacaklarına temin ediyor beni. Hayatta da ölümdeki kadar yeteneksiz olduğumdan, kendimden nefret ediyorum, bu nefret içinde de başka bir hayat, başka bir ölüm düşlüyorum. Hiç görülmediği gibi bir bilge olmayı istemiş olduğum için, deliler arasında bir deliyim sadece...
" Büyük yanlışlar yapıldı ve büyük acılar çekildi; öylesine kör ve kıymet bilmez bir yaşam sürdüm ki ben kendim affedilmeye ve yönümü bulmaya bunca muhtaçken yüreğimde size karşı kin ve nefret besleyemem."
Sayfa 569Kitabı okudu
Reklam
Hayatı ne çok sev ne de ondan nefret et ama iyi yaşa.
Sayfa 216 - Pegasus YayınlarıKitabı okuyor
Garibanlar asla ya da neredeyse asla sormazlar katlandıkları şeylerin nedenini, niçinini. Birbirlerinden nefret etmekle yetinirler o kadar.
Ama bazı insanlar için için bütün dünyayla dosttur, bazıları da kendilerinden nefret eder, nefretleri etrafa kızarmış ekmeğin üstündeki tereyağı gibi yayılır.
Sherley Temple "I Got Animal Crackers in my Soup"u söylediğinde Bukowski ağladı; Bukowski ucuz pansiyon odalarında ağladı, Bukowski giyinmeyi bilmez, Bukowski konusmayı bilmez, Bukowski kadınlardan korkar, Bukowski'nin midesi zayıf, Bukowski'nin fobileri var ve sözlüklerden, rahibelerden, bozuk paradan, otobüslerden, kiliselerden, park banklarından, örümceklerden, sineklerden, bitten ve ucubelerden nefret eder; Bukowski savaşa gitmedi. Bukowski yaşlı, Bukowski 45 yıldır bir kez bile uçurtma uçurmadı; Bukowski goril olsaydı kabileden kovulurdu...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.