43. SONE
Elizabeth Barreth Browning
Seni nasıl mı seviyorum? Dur anlatayım.
Seni ruhumun erişebileceği derinlikte,
Ende ve boyda seviyorum.
Varlığın ve düşsel erdemin sınırları
Görünmezken gözüne,
Seni her günün en sakin anı gibi seviyorum,
Güneşle ve mum ışığıyla.
Seni özgürce seviyorum, hak için savaştığı gibi insanların.
Seni safça seviyorum, şükran duasından dönmeleri gibi inananların.
Eski acılarıma ve çocukluk inancıma
Sunulmuş tutkuyla seviyorum.
Seni, kaybettiğimi sandığım bir aşkla seviyorum,
Kayıp azizlerimle, nefesimle seviyorum seni,
Ömrümün tüm tebessümleri ve gözyaşlarıyla
Ve Tanrı izin verirse eğer
Seveceğim seni, öldükten sonra da.
Shakespeare...
Elini hangi türe atsa harikalar meydana getiren bir karakter!
Hangi yaşta tanırsan tanı "Acaba geç mi tanıdım?" diye düşündüren bir yazar.
Yanlış hatırlamıyorsam Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar isimli muhteşem eserinde şöyle bir cümle vardı: "Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda." Geç tanıdım ama ant
Psyche ile birlikte yabancı şairlerin dilimize çevrilen şiirleri ile ilgili bir liste oluşturmaktan bahsetmiştim. Tavsiyeleriyle bize yön veren herkese çok teşekkür ederiz.
Biraz uğraştıktan sonra tatmin olduğumuz bir liste oluşturduk. Daha önce böyle bir liste
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler başa geçmiş, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen'e,
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
İncelemeye geçmeden önce yorumlara 1 ile 154 arasında bir sayı bırakırsanız Shakespeare size bir sone hediye etmek istiyor.
__________________________________
William Shakespeare “Bütün dünya bir sahnedir,” diyor. Shakespeare yeryüzünü baştan başa sahne olarak görmüş, kendi sahnesine bütün yeryüzünü sokmaya çalışmıştır. Büyük yazarın iç dünyası, sonelerindedir. William Wordsworth, soneler için diyor ki: “Bu anahtarla Shakespeare gönlünün kilidini açmıştır.”
Baştan sona okunduklarında incecik sevgilerden yaman cinsel iştahlara kadar değişen bir gönül serüvenini anlattıkları görülüyor.
Soneler, denilebilir ki, İngilizcenin en ünlü şiir dizisidir. Hem de dünyada aşk edebiyatının en güzel örnekleri arasındadır, İngilizce, bu şiirlerde, gerek duygu ve düşünce derinliği, gerek söyleyiş zenginliği bakımından, ölümsüz bir yere ulaşmıştır.
Okurken Shakespeare'in ikinci dil olarak Türkçe bildiğini sanırsınız. Türkçe yazılmış gibi okunabilir, ama orijinallerdeki özelliklerin hemen hepsi korunmuştur. Bu yüzden emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Kitapta aşık olan herkesin kendine veya sevdiği kişiye ait dizeler bulacağına eminim. Herkese tavsiye ediyorum çünkü Shakespeare'in de dediği gibi:
"Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda:
İnsanlar nefes alsın, gözler görsün, elverir,
Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir."
SonelerWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20218,9bin okunma
TEMMUZ AYI ETKİNLİĞİ SONA ERDi
Son gün gelen iki hikayeyi de ekleyip sone erdirdik bu ayın etkinliğini. Deneysel dedik - 11 adet müzik parçası verdik- 10'unu kullandınız. Moğollar arkanızdan ağladı ama olsun. Ben de bulamadım ona yazacak bir şey:) Ağustos ayının etkinliğini erkenden paylaştık sabırsızlıktan. Ama güzel geçti temmuz da. Katılan
Vazgeçtim bu dünyadan
Tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş,hor görülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa,derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan vazgeçtim ama
Seni yalnız komak var ya o koyuyor adama..
Yazabilseydim bile gözlerinin güzelliğini
Ve saysaydım dizelerimde bütün zarifliklerini
Gelecek kuşaklar derdi "Bu şair yalan söylemekte,
Böylesine ilahi dokunuşlar asla değmedi yeryüzüne"
“Bütün hayatların, her şeyin oradan dışarı aktığı ve her şeyin oraya geri döndüğü bir çekirdeği, merkezi, sıfır noktası vardır.”
Women’s Prize for Fiktion ödüllü bu kitap, Shakespeare’in Hamlet oyununa adını veren oğlu Hamnet’in vebadan öldüğü rivayeti üzerine kurgulanmış. Yazar, tıpkı Shakespeare gibi, oyun kurmuş, sone yazmış. Birinci perde
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
William Shakespeare
"Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer?
Çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın:
Taze tomurcukları sert rüzgârlar örseler,
Kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın..."
William Shakespeare, 18. Sone
Tanrı bilir,gözümle sevmiyorum ben seni:
Çünkü sana baktıkça gözüm bin kusur bulur.
Ama yüreğim sever gözün sevmediğini,
Görünüşe aldanmaz,sevgiye teslim olur.
Kulağımı okşamaz dilindeki türküler,
Sırnaşmaların ince duygular vermez tene;
Alıp götürmez beni lezzetler ve tütsüler
Seninle başbaşa bir coşkular şölenine.
Beş aklımla beş duyum hiç caydırmayacak
Sana köle olmaktan bendeki şaşkın kalbi:
Vazgeçti insanlıktan var olmak için ancak
Senin mağrur kalbinin sefil bir kulu gibi.
Çektiğim illetlerdir varlığımın kazancı;
Bana günah işletip verdiğin ödül: sancı