Benim 150 yaşında bir tanıdığım yok, sizin var mi? Kesinlikle şu an sahip olduğumuz ne varsa bir gün yitip gidecek. Ve bütün bunları bile bile ne yapmaya çalışıyoruz biz? Aişe anamız ağlarken, Hazret-i Ömer ayetin ağırlığından yataklara düşerken; ne kadar ciddiye almışız bu meseleyi? Hayatımızın hangi alanında gündem etmişiz? Bizler hayatları boyunca ev araba taksiti ödeyen insanlara evrilmişiz.
SGK'ı bir işimiz olunca, cenneti de garantiledik sanmışız adeta. Her akşam televizyon karşısında meyve yemekle sonlanan bir hayatın başka bir izahı olamaz zira .Fenomen kıyafetleri, son model telefon, koltuk takımı için hayatımızı ipotek etmişiz. Ama dünya bu, yetişemiyorsun ki didinerek, borçlanarak, zorlanarak tam en üst model arabayı alıyorsun, bir yenisi çıkıyor.
Ayağını yerden kesiyor kesmesine ama başkası daha iyisine biniyor diye kişiye aldığı araba dahi artık bir binek değil rahatsız edici ve bir üst modeli alınması gereken hurda moduna giriyor. E tabi bunu almak için çektiği kredinin de adı bir anda "ihtiyaç kredisi" oluveriyor. Allah(c.c) ve Rasulü'ne ﷺ savaş açmak bir ihtiyaç(!)" haline geliyor.