Notre Dame ın Kamburu; Victor Hugo nun ölümsüz eseri. Aslında eserin orijinal adı Notre Dame de Paris yani (Paris Notre Dame Kilisesi.
Filmi, animasyonu, müzikalleri de yapıldığı için eser genel olarak tüm dünyada tanınan, bilinen bir yapıt. Ne olarak? Çirkin bir kamburun dünyalar güzeli bir çingeneye aşkı olarak!
Oysa kitap bir tarih romanı,
Nihayetinde şurada, hadi diyelim 100 yıl yaşadın, 150 yaşadın. Olur mu olur! Neticede bir sonu var.
Bu kesin olduğuna göre, sonsuzun yanında sonlu olanın, geçici olanın, bitecek olanın ne anlamı var?
Diller arası şiir çevirmiş olanlar, bunun yapılmaması gerektiğini de bilir. Bir ülkenin, dilin şiirleri orasının kültürünü anlatır, şiir zaten dil cambazlığıdır, bunu çevirmeye çalışırsanız sadece saçmalık olur. Hem şair hem ressam olan kitabımızın kahramanının hayatının bir bölümü anlatılmaya çalışılmış, kitap 150 sayfalık kısacık bir eser aslında. Normalde 2-3 saatte bitirilebilecek incelikte bir kitap olmasına rağmen 3 günde okudum, kitap i-na-nıl-maz sıkıcı… gitmiyor resmen, maalesef bana kattığı pek bir şey olmadı, sanat, şiir ve japon edebiyatı aşığı bile olsanız size de katabileceği pek bir şey yok bence. Yani yine maalesef olay örgüsü de aşırı kötü, betimlemeler aşırı uzun ve sıkıcı, kitapta geçen insanlar arası konuşmalar bile sıkıcı, yani aslında hiçbir şey konuşmuyorlar bir konu bütünlüğü yok, bir hikaye yok..
Üç Köşeli DünyaNatsume Soseki · İthaki Yayınları · 20221,088 okunma
Özgürlük Kitaplarda sizinle bu seriyi yeniden okumak benim için çok keyifli.
Hele hele şimdi Hilal Şehir yeni çıkmışken.
Yorum yapmak istediğim o kadar çok şey var ki. Kim ne derse desin
Sarah J. Maas kesinlikle harika karakterler yaratıp bize sunuyor. Okuduğum her serisinde mükemmel dostluklar kuruyor.
Rowan, Aedion, Lysandra, Dorian, Evangeline, Faliq, On Üçler ve hatta Choal bile bu kitapta kendini aştı. Yeniden okumak her şeyi bilmeme rağmen ilki kadar sancılı bir şeydi.
Buraya kadar okumaya devam ettiyseniz bırakmanız imkansız. Yine de ileriden gelen birisi olarak size söyleyeceğim birkaç şey var.
İlki beş ve altıncı kitabı birlikte okuyun. Beşin ilk 150 sayfasından sonra
Kül Krallığı elinizde olmadan beşinci kitaba başlamayın.
Üçünü olarak seri bitince kendinize bir depresyon önleyici kitap bulun ve sebepsiz ağlamalarınıza bir kulp bulmaya çalışmayın.
Bu seriye bayılıyorum. Her bir karakterine aşığım. Dostluklarına, yazım tarzına, kurgusuna ve işlemesine her şeyine bayılıyorum. Galiba her iki yılda bir yeniden okuyacağım.
Okumayı düşünen herkes hiç tereddüt etmeden alıp okusun.
Bu kitabı instagramda bir arkadaşımın okuma grubu ile birlikte okuduk. Arkadasım ile sayfa sayfa aynı hızda okuyup yorumlamak güzeldi. içimde biraz Oblomov olduğumu öğrendim. Oblomov un yataktan kalkışı 150 sayfa sürdü. buna rağmen çok sürükleyiciydi. Rüyası kısmında sıkıldım ama rüya aracılığıyla Oblomov un ailesini ve çocukluğunu tanıdık. Oblomov ilk bakışta tembel olarak algılansa da aslında tembel değil mutsuzdu. Yatmaktan, çalışmaktan, yasamaktan bile mutsuz. Zahar favori karakterimdi. Gerçek hayatta çevremde böyle birini istemeyecek olsamda okurken beni eğlendirdi. Kendi dışında kimseye zararı olmayan temiz kalpli Oblomov. Okumaya değer.
Tüm toplumların işleyişinin temelinde, kısmen, ceza ya da ceza tehdidi bulunur. Örneğin, otoyolda 150 km hızla giderken bir polis bizi yakaladığında yüklü miktarda bir trafik ceza alacacağımızı, bu durumun sıklıkla tekrarlanması durumunda ehliyetimize el konulacağını biliriz. Bu nedenle de çevrede trafik polisi olduğunda hız limitlerine uymayı