Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Haftalık Türkçü Dergi: Orkun: 06 Ekim 1950'de Atsız ve arkadaşları Orhun dergisini yeniden çıkardılar. Yalnız derginin adında küçük bir değişiklik vardı. Orhun değil Orkun idi. “Orkun'un tarihçesi” başlıklı ilk yazıda derginin, 1933-34'te dokuz sayı, 1944'te yedi sayı çıkan Orhun'un devamı olduğu belirtiliyor; “Şimdi
1968 gençlik hareketine kadar baba-çocuk ilişkisinde aşırı sınır koyma ve bastırmanın egemen olması nedeniyle kaygılı ve sinik karakter yapısı çokça görülürken, günümüzün narsist dünya- sında gerekli sınırların koyulamaması en büyük sorun haline dönüştü.
Sayfa 53 - PinhanşKitabı okuyor
Reklam
Bekir Berk o zamanlar Nurcu değildi tabii... :)
Orkun dergisinin parasını temin eden Türkçüler Yardımlaşma Derneği, 04 Ekim 1950'de Nihâl Atsız, İsmet Tümtürk ve Bekir Berk tarafından kurulmuştur. İlk üyesi Lütfü Önsoy'dur. Dernek başkanı Atsız'dır. Daha sonraki üyeler arasında Abdullah Savaşçı, Mustafa Hacıömeroğlu, Halûk Karamağaralı, Fethi Gemuhluoğlu, İhsan Koloğlu, Hikmet Tanyu, Selahattin Ertürk, Zeki Sofuoğlu, Nejdet Sançar, İzzettin Şadan, Necmeddin Sefercioğlu, Refet Körüklü gibi isimler vardır. 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra dernek çalışmalarına son vermiştir (Darendelioğlu 1968: 243-244; Seferciolu 2008: 27).
1950-1960 YILLARI ARASI. 1950'li yıllar. Tek parti iktidarından kurtulmanın sevinci yaşanırken kültür ve eğitimin başıboş bırakıldığı yıllar. Soğuk savaş yılları NATO'ya giriş ve ABD'ye tam bir teslimiyet. Türkçülerin ümitleri yine boşa çıkıyor, hayaller kırılıyor. Ekonomik kalkınma, yollar, fabrikalar... Fakat köylerden şehirlere
1940'ların Sonları ve Atsız: 1948 sonlarında Atsız, Yeni Sabah gazetesine yazılar da yazmıştır. 03 Ocak 1949'da İsmail Hakkı Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta şöyle diyor: ( Bu mektup, Hacaloğlu'nun Atsız'ın Mektupları kitabında yoktur.) "Ben 15 aydır Yeni Sabah gazetesine yazı yazıyorum. Haftada bir yazı koyuyor ve
1940'lı yılların ortalarında Türkiye'de çok partili hayata geçilmiş; 1945'te Milli Kalkınma Partisi, 1946 başlarında Demokrat Parti, 1948'de Millet Partisi kurulmuştu. Aynı yıllarda milliyetçi derneklerin de arka arkaya kurulduğu görülür. 1946'da Türk Kültür Ocağı ve Türk Kültür Çalışmaları Derneği, 1947'de Türk
Reklam
1940'ların Sonları ve Atsız: 1948 sonlarında Atsız, Yeni Sabah gazetesine yazılar da yazmıştır. 03 Ocak 1949'da İsmail Hakkı Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta şöyle diyor: "Ben 15 aydır Yeni Sabah gazetesine yazı yazıyorum. Haftada bir yazı koyuyor ve makale başına 15 lira veriyorlar. Görüyorsun, kazancım yolunda. 20 lira
3 Mayıs'ı izleyen günlerde görevden almalar ve tutuklamalar devam eder. 3 Mayıs gösterilerine katılanlardan gözaltına alınanların sayısı 160'tan fazladır. Bunlardan elebaşı kabul edilenler tutuklanmıştır. "Nezarete alınan talebelerden Şevki Ersoy 1 ay, bazıları 15 gün hattâ 2 ay nezarette kalmışlardı. Osman Yüksel ise tam 3,5 ay sonra suçsuzdur diye serbest bırakılmıştı. Öğretmen Ziya Özkaynak da uzun müddet nezarette kalanlar arasında idi.” (Darendelioğlu 1968: 126). “Polatlı'da 14 asteğmen 12 gün mevkuf tutuldu. 250 Harbiyeli hakkında tahkikat açıldı.” (Türkeş 1972: 39).
Papa Eftim: Ben Türk Dostu Eftim Değil; Türk Oğlu Türk Eftim'im.
Çile ve mücadele ile geçen ömrünü 14 Mart 1968'de tamamlayarak hayata gözlerini yuman Papa Eftim hakkında birçok olumsuz görüş ileri sürüldü. Bunlardan bir tanesi Papa Eftim'in etnik olarak Türk olmadığı hâlde "Türk Ortodoksluğu" tezini öne sürerek şahsi menfaat sağladığı, Türk hükümetinin desteğini alarak mal mülk edindiğidir. Papa Eftim'inde içinde bulunduğu Karamanlılar diye bilinen ve Türkçe'den başka dil bilmeyen Ortodoks cemaatin etnik olarak Türk olduğu konusunda tarihçiler fikir birliği içindedirler. Papa Eftim de Türk oğlu Türk olduğunu her fırsatta dile getirmiş, kendisine Türk dostu denilmesine şöyle tepki göstermiştir: "Ben Türk dostu Etim değil; Türk oğlu Türk Eftim'im. Ben her zaman, her yerde Türk olduğumu beyan ettim. Bir yabancı Türk dostu olabilir. Fakat benim gibi, halis bir Türk vatandaşının, yabancı bir Türk dostu gibi gösterilmesi, onun milliyetinden şüphe edilmesine delâlet eder ki bundan incinmemek imkânsızdır. Bana Türk demeyip Türk dostu diyenleri hiçbir surette affedemem."
Sayfa 374Kitabı okudu
Hitlerin ajitatif hitabe yeteneği
Her propaganda halkın anlayacağı düzeyde olmalı ve hedef kitlesi içinde anlayış gücü en kısıtlı olan kişinin seviyesi­ne göre ayarlanmalıdır. Etkisi altına alması hedeflenen kit­le ne kadar büyükse, zihinsel seviyesi de o kadar düşük olmalıdır. Bilimsel yükü ne kadar az olur ve kitlenin duygularını ne kadar hesaba katarsa, başarısı da o kadar büyük olacak­tır. ~
Adolf Hitler
Adolf Hitler
Sayfa 68 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İyiler maalesef
18 Mart 1968'de Robert Kennedy başkanlık seçim kampanyasının en hararetli zamanında, GSMH'ye dayalı mutluluk ölçütüne iliş- kin yalana sert bir saldırıyla yanıt vermişti: Bizim GSMH'miz hesaplamalarında, hava kirliliğini, tütün reklam- larını ve otobanlarımızdan yaralıları toplamak üzere kullanılan am- bulansları hesaba katar. Evlerimizi korumak için tesis ettiğimiz gü- venlik sistemlerinin ve evlerimize gizlice girmeyi başaranları tıktığı- mız cezaevlerinin maliyetlerini kayda geçirir. Sekoya ormanlarımı- zın yıkımını ve bunların yerlerini, genişlemenin ve kaotik kentleş- menin almasını içerir. Napalm bombalarının, nükleer silahların ve kent kargaşasını zaptetmek için polisin kullandığı silahlı araçların üretimini içerir. Çocuklara oyuncak satmak için şiddeti yücelten te- levizyon programlarını kayda geçirir. Öte yandan, GSMH çocukları- mızın sağlığından, eğitimimizin kalitesinden ya da oyunlarımızın neşesinden söz etmez. Şiirimizin güzelliğini ve evliliklerimizin kud- retini ölçmez. Politik tartışmalarımızın niteliğini ve temsilcilerimi- zin güvenilirliğini değerlendirmekle ilgilenmez. Cesaretimizi, aklı- mızı ve kültürümüzü dikkate almaz. Ülkemize duyduğumuz şefkat ve adanmışlık hakkında tek bir söz söylemez. Kısacası GSMH, yaşa- ma cefasını değerli kılan şeyler dışında her şeyi ölçer. Robert Kennedy, bu ateşli suçlamayı yayınladıktan ve ya- şamı değerli kılan şeylere tekrar önem kazandırma maksadı- nı ilan ettikten birkaç hafta sonra öldürüldü...
Erikson (1968) kimlik karmaşasını yaşayan genci şöyle tanımlar: "İnsanlara yaklaşma ve sıkı ilişkiler kurmada başarısızlık gösterir ve bunun sonucu yalnızlık çeker. Uygun olmayan rasgele kişilerle arkadaşlık eder. Çalışamama, kendini bir işe verememe, dikkatini toplama güçlüğü belirgindir. Yarışmadan kaçar ve yeteneklerine uymayan işlerde kendini tüketir. Ailenin ve toplumun onaylamadığı rollere girer, ters ya da olumsuz kimliğe bürünür. Zaman kavramları belirsizdir ve zamanın bir değişme getireceğine inancı yoktur."
Sayfa 108 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
SONYAZ GÜNEŞLERİ'NDEN (FADENSONNEN, 1968)
"SEN ölümümdün: seni tutabildim, her şey elimden dökülürken."
Kavram Yayınları:73, Kavram Yeryüzü Şairleri 16, Birinci Basım: Ekim 1995
2.04.1968, NYC
2-3 hafta önce, bir bağış kampanyası için Martin (Luther King)le Carnegie Hall'da sahneye çıkmak üzere New York'a davet edildim. Takım elbisem yoktu, hemen o gün bir takım diktirdim. Aynı takımı Martin'in cenazesinde giydim.
Sayfa 133Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.