Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
🇵🇸Filistin meselesi (9) kaynak: Bbc - Londra 1993 – Oslo Barış Süreci Haziran 1992’de İsrail’de sol kanadın, yani İşçi Partisi’nin iktidara gelmesi çok kuvvetli bir barış sürecini başlattı. Sertlik yanlısı olarak gösterilen Başbakan Yitzak Rabin ile “güvercin” olarak gösterilen Şimon Peres ve Yosi Beilin, Filistinlilerle barışı
Yerleşik Yabancı
Ölsem ayıptır, sussam tehlikeli; Çok sevmeli öyleyse, çok söylemeli. METİN ALTIOK (1940-1993)
Sayfa 66 - Zend Kitabevi, 2005Kitabı okuyor
Reklam
Otoriteleri olan gruplar çıkarları doğrultusunda hareket ederler. Dahrendorf (1959: 176) çıkarı açık ve gizli çıkarlar olarak birbirinden ayırır: Gizli çıkarlar, önceden belirlenmiş davranışların bir eğilimini tanımlarlar, açık çıkarlar ise bilinçli olarak aktörlerin eylemini yönlendirirler. Grupların ve organizasyonların yapısını sadece açık çıkarlar kurar, bir grubun ayırt edici özelliği, o anki aidiyet duygusuyla ve en küçük bir organizasyonla belirlenir. Diğer taraftan, aynı birey farklı gruplara bağlı olabilir ve bir yerde elinde bulundurduğu otorite başka bir yerde ona ait değildir. Farklı meşruiyet ve doğaya sahip, ne iki kampa bölünebilen ne de hiyerarşik bir yapıya sahip olabilen sayısız gruplar vardır ki aralarında çok çeşitli çatışmalar söz konusu olabilir. Bununla birlikte, grupların bir çıkar çakışması olduğunda (aynı kişiler ve aynı gruplar tarafından uygulanan otorite), toplumsal sınıf kavramına yaklaşılır. Bu çıkar grupları bir kez kuruldu mu artık yarı-gruplar olmaktan çıkarlar ve toplumsal değişmeye yol açan çatışmalara girerler (Poloma, 1993: 120).
Dahrendorf'un kuramı hem Marx'tan hem de Weber'den esinlenerek yeni bir sınıf görüşü içermektedir. Dahrendorf ekonomik iktidarın bizzat siyasal iktidar olduğunu ileri süren Marksist görüşü reddeder. Marx'ı reddederken Dahrendorf, on dokuzuncu yüzyıldan bu yana sanayi toplumlarında ortaya çıkan değişmelerden bir kısmını temel alır (Poloma, 1993: 116). Bunlardan önemlileri: 1- sermayenin ayrışması, 2- emeğin parçalanması ve 3- yeni orta sınıfın ortaya çıkışıdır.
Eşitsizlik ve sosyal yapı arasındaki ilişkinin, avcı-toplayıcı ile basit bahçıvan toplumlarında zayıf oluşu, ileri bahçıvan ile tarım toplumlarında yüksek oluşu ve çok gelişmiş sanayi toplumlarında düşme göstermesi çan eğrisiyle temsil edilir. Ancak aynı zamanda Lenski, eşitsizliğin, insanın doğası nedeniyle, toplumlarda daima var olacağını ileri süren tutucu tavra doğru kayar. Lenski, hem ideoloji hem de pratikte daha gevşek tabakalaşmış topluma doğru bir hareketin olduğu tezini belgelemek için, sanayi toplumlarında tabakalaşma üzerine yapılmış sosyolojik çalışmalara da başvurmuştur (Poloma, 1993: 140; Wallace ve Wolf, 2004: 191).
Sınıflar, her birinin kıt kaynakları kontrol etmede sahip oldukları güç derecesine göre tanımlanırlar. Karmaşık sanayi toplumlarında, bir birey birden çok sınıfın üyesi olabilir. Bu nedenle sınıf üyeliğinin çok boyutlu bir olgu olarak görülmesi gerekir (Poloma, 1993: 135). (Lenski)
Reklam
Lenski güç ve gereksinmenin, tabakalaşma sistemlerini yöneten iki temel ilke olduğu hipotezini ileri sürer (Poloma, 1993: 133).
Bunları Öldüren hangi Irktandı sor gücün yetiyorsa ???
12 Eylül 1980 ile Ekim 2000 arasında öldürülen öğretmenler Ramazan Oğuz Antalya 20 Eylül 1980 Cengiz Aksakal Artvin 12 Kasım 1980
Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar: Kitabın tam adı Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar-Birinci Bölüm: En Eski Zamanlardan Başlayarak Apar Sülâlesinin Düşmesi Tarihi Olan Milâdî 552'ye Kadar şeklindedir. Kitabın hazırlanma ve yayımlanma macerasını önsözün sonunda Atsız şöyle anlatır: "Bu kitabı 1933'te yazmağa başlamıştım. Malatya Orta
Atsız, Türk Edebiyatı Tarihi'nde de dille ilgili bilgilere yer vermiştir. "Kunlar Çağında Türk Edebiyatı” bölümündeki şu sözler Türkçenin teşekkülüyle ilgilidir: "Türkçenin Kunlar çağında teşekkül ettiğini kabul etmekte yanlış yoktur. Bir dilin temelli olarak kurulabilmesi için uzun bir siyasî birlik şarttır. Bu şart bizim
Reklam
Okul Dışı
Aşkın inancın insanlığın okulu yok Ama dilerseniz hepsini öğrenebilirsiniz Biraz çaba Yeter SABAHATTİN KUDRET AKSAL (1920-1993)
Sayfa 39 - Zend Kitabevi, 2005Kitabı okuyor
Çetin Altan’dan bir yeni yıl merhabası. Sabah'taki Şeytanın Gör Dediği köşesinde, bugün, Avrupa vatandaşlığının bize neden kapalı olduğunu soruyor. - Sözde, diyor, 1839 Tanzimatıyla biz de Batılılaşacaktık. 1993'ün ilk gününde yürürlüğe giren Avrupa Ortak Pazarına burnumuzu bile sokamadık. Ne oldu bizim çağdaş uygarlık düzeyini yakalama nutuklarımız. Daha sonra da bunun neden böyle olduğunu şöyle açıklıyor : - Semih Sancar önemli bir paşaydı. Cevdet Sunay da öyle, hatta Faik Türün de... Buna karşılık Salâh Birsel değeri dört dörtlük çağdaş bir yaratıcı entelektüeldi... Kimse böyle bir karşılaştırmayı aklından bile geçirmedi... Oysa başarılı olan Salâh Birsel. Siyasetçi paşalar değil...
Sayfa 9 - ADAM yayınları, 1995Kitabı okuyor
1993 yılında, Avrupa'nın ortasında, onbinlerce kadın bir savaş taktiği olarak tecavüze uğruyordu ve bunu durdurmak için kimse parmağını oynatmıyordu. Bunu aklım almıyordu, içim isyan ediyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.