Sizlere benim için son derece önemli, izlediğim zaman bende pek iz bırakan çok değerli, bazılarını çok da bilmediğinizi düşündüğüm, kimisini ders konusu olarak da işlediğimiz, üzerinde analiz yapa yapa ilerlediğimiz birbirinden değerli filmleri, yönetmenleri ile birlikte paylaşmak istiyorum.Ufak tefek fikirlerimi sizlerle paylaşıp, aktarımlar
Lise yıllarım, abimin beni yönlendirdiği kitapları okumakla geçti.
Aziz Nesin de onlardan biridir. (Diğeri de yine çok değerli bir yazar. Onu başka bir incelemede anlatmak isterim.) Aziz Nesin'in kitaplarını kahkahalarla okurdum. Ama nereden bilirdim ki lisede beni güldüren adam, üniversitede ağlatacak. Evet ben Aziz Nesin diyince hep güldüm, ta ki
...yarın korkusuyla yaşamaya devam edip, alanını terk edememek, başkaldıramamak kişinin özgürlüğüne vurulan en derin ketlerden birisidir. İtaat bekliyorsan fakirleştir, kafalarına buyruk yaşamalarını istemiyorsan sadece ölmemeleri için yetecek kadar tayın ver...
Yukarıdaki cümleyi kitap arasına işlerken henüz tam olarak neyle karşılaşacağımı
Merhaba sevgili okurlar.
"Her şeyi anlatmak gelir içimden"#82782415
Her şeyi anlatmak gelir içimizden, anlatmak... ve sonrada çekip gitmek.! lakin anlatamıyoruz işte, bazı şeyler ki ne yazıya dökülebiliyor, ne de dilimiz dönüyor anlatmaya.
Öncelikle kısaca değerli yazarın hayatına biraz değinmek
1988 yılında Pentagram Grubu’na katıldı. Kıvırcık uzun saçları, küpesi ve simsiyah kıyafet tercihi yer yer başına talihsiz olaylar getirmişti.
Öyleydi ya siyah giyen satanist, küpe takan başka bir şey, her şeye bir yaftası vardı ağzı olunca konuşmayı kendine hak görenlerde. Ümit Yılbar 1993 yılında siyahları çıkarıp yeşilleri giydi. Yedek
Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız sırtında yük taşıyarak getirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı.
Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük dövüldük vurulduk asıldık.
Vurulduk ey halkım unutma bizi.
Bizleri yok etmek istediler hep. Öldürüldük ey halkım unutma bizi.
Korkmadan öldük ey halkım unutma bizi.
Bir gün mezarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi.
Bir gün sesimiz hepimizin kulaklarında yankılanacak ey halkım unutma bizi.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi hep birlikteyiz ey halkım unutma bizi unutma bizi unutma bizi...
Vurulduk ey halkım unutma bizi
Katledildik ey halkım unutma bizi 🙏
"Bu masum insanlar Yahudi de olur, Arap da, Hristiyan da. Ölenlerde ırk, din ayrımı yapılmaz. Ölen insandır."
Ben Atatürkçüyüm.... Ben cumhuriyetçiyim... Ben lâikim... Ben antiemperyalistim... Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım... Ben insan hakları savunucuyum... Ben terörün karşısındayım... Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır.
Uğur Mumcu 🙏
24 Ocak 1993
Ali Gaffar Okkan 🙏
24 Ocak 2001
Kadınlar aklen ve dinen dûn (aşağılık) yaratıklardır. (...) ehl-i cehennemin ekserisi kadınlardır. (...) Kadınların çoğu cehennem kütüğüdür.
5 Mayıs 1993
Uzun sayılabilecek bir incelemenin ilk satırındayım... Ahmet Erhan için inceleme yazmak benim için fazlasıyla zor. Ne yazsam eksik kalacak, biliyorum. “Yazsam olmuyor, yazmasam olmaz” yani. Darılmaca gücenmece olmasın diye belirtmek istiyorum. Yazacaklarım daha çok benim Ahmet Erhan’la olan hikayemdir. Dileyen okumayı burada bırakabilir.
“Her
Pazar, 24 Ocak 1993 öğle saatleri evde izinliyim gelen telefona kadar. Arayan ekip arkadaşım; ‘’ Hadi hazırlan seni almaya geliyorum ‘’ dedi. Ne oldu ‘’dedim? ‘’Uğur Mumcu evinin önünde öldürüldü, evine gidiyoruz’’ Daha basına tüm detaylar yansımamış , polis telsizlerinde anonslarda manşet haber. Amcamı aradım ''amca dedim biliyor musun ne
Aziz Nesin maceram şimdilik burada son buluyor. Biliyorum çok sıkıldınız Aziz Nesin alıntılarından, ama inanın bana başlayınca insan bırakamıyor. Bu kadar kitap yazan, kimsesiz çocukları okutmayı amaç edinen ve bu amacını gerçekleştirmek için Nesin Vakfı'nı kuran bu eşsiz insan nasıl merak edilmez ki!
Özyaşam
Mina Urgan, diyince sanırım aklınıza sanırım ilk önce güçlü bir Türk kadını profili gelmeli her şeyden önce. Kendisi profesör. İngiliz edebiyatını yalamış yutmuş bi isim. Çeviri kitapları da var zaten. Aynı zamanda da siyasi bir kişi olarak da bakmakta kendisine fayda var. Sağlam bir komunist demek lazım. Türkiye İşçi Partisi üyelerinden. Hiçbir dönem