Bu zamana kadar varoluşu kabullenmiş, matah bir şeymiş gibi mutlu mesut yaşamıştı onunla. Kitap okuduğu zamanlar dışında hiç sorgulamamıştı bile; ama öte yandan, onlar yanlızca kitaptı işte, daha adil ve imkânsız bir dünyanın peri masallarıydılar.
Hayatı boyunca sevgiye aç yaşamıştı. Tabiatı itibariyle sevgi için can atıyordu. Bu, varoluşunun çok güçlü talebiydi. Yine de bunlar olmadan yaşamını sürdürmüş ve bu süreç boyunca katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunun farkında bile değildi. Gerçi şimdi de değildi ya!
Bir ateşe savrulmuş, alev alev yanıyor gibiydim. O arzulu şefkatin bana, sadece bana bahşedildiğini sanıyordum, nitekim içimdeki, yeniyetme kızdaki kadın o tek saniyede uyanmış, bu kadın sana sonsuza dek vurulmuştu
Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor ve benden saklıyor dünyayı. Bırakalım saklısın. Artık ihtiyacım yok ona, dünyada hiç kimsenin bana ihtiyacı olmadığı gibi...