2. perde / 1. sahne
Ruhum sesleniyor bana. sevgilinin sesi ne hoş geliyor kulağa gece seven için daha güzel bir müzik olamaz.
Sayfa 65 - undefinedKitabı okudu
O denli çok sevinç ve üzüntü nöbeti yaşadım ki, Artık bunlardan birini ilk gördüğümde, Hemen kendimi kaybetmiyorum bir kadın gibi. Yeter ki Sonu İyi Bitsin, perde 3, sahne 2
Sayfa 193 - Türkiye İŞ Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yeşil Renkli Namus Gazı Operası -Aziz Nesin
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte biçok ileri ulusların
Makale
Dün akşam ağırladım hüzün dolu hüzünü, Görmek nasip olur mu ey sevdiğim yüzünü. Dün akşam efkar dolu hüzünlü, kederliydim, Senden uzakta yârim, daima çileliydim. Ve dün akşam ağlarken göz yaşımda sen vardın, Dolu dizgin gönlüme unutulmaz tek yardın.
104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
1668 yılında ilk kez sahneye koyulan bir eser olmasına rağmen güncelliğinden bir şey eksilmemiş. Komik -hatta iyi derecede komik- olaylar zinciriyle ve bizim tiyatro oyunlarımızla da örtüşen hikayesiyle akıcılığı çok güzel 5 sahnelik bir oyun. Okurken sanki tiyatrodaymış gibi hissediyor insan. Büyük perde yavaş yavaş açılıyor ve antre... Sonra ilk sahne ile birlikte akışa kapılıyorsunuz. Hatta karakterleri bizim usta tiyatro ustalarımızla özdeşleştirip, zihnimde o rolde seyretmeye başladığım söylenilebilir. Olaylar o kadar hızlı ki 1-2 saatte okuyabilirsiniz. Eski ama eskimeyen eserleri okumanın tadı bu olsa gerek...
Cimri
CimriMolière · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202222,2bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Suat Derviş'in 1962 yılında yazdığı şahane bir kitap bu. Akıcı dili, yer yer kullanılan eski Türkçe kelimelerin dahi sizi rahatsız etmediği, bir dizi izler gibi okuyabileceğiniz bir kitap. Kitap (anlatacağım biraz) İstanbul'un kalburüstü semtlerinden birinde yaşayan Nuri'nin memur olarak çalıştığı işyerinde telefonlara bakan Aksaray kızı Perihan ile flört etmesi ve akabinde evlenmesinin kişiliğini ve görgüsünü nasıl değiştirdiğini anlatıyor. Sadece bu değil aslında Nuri'nin dedesi bir paşa, Osmanlı döneminde konaklarda yaşamış, çocuklarını çok bonkör yetiştirmiş fakat erken yaşta sürgünde ölmüş. Çocukları da zamanla fakirleşerek ama hiçbir zaman bundan yüksenmeden aynı görgülerini kendi çocuğuna da vermiş. Ta ki Nuri annesini ve babasını kaybedip de varoş Perihan ile evlenene kadar. Perihan para için her şeyi yapabilecek bir küçük görgüsüz. Nuri üzerinde kurduğu baskı ve kontrol ile ona kaçakçılık yaptıracak kadar şirazesi kaymış bir kadın. Aslında bunlar kitabın şov kısımları asıl kısmı; Nuri'nin kendinden 2-3 yaş büyük teyzesi Pakize ile zamanında konakta dadılığını yapan Gülter'in yalnızlıkla imtihanlarını anlatan zaman zaman gözyaşı döktürecek kadar tanıdık gelen hikayeleri. Kitap benim anladığım kadarıyla 1945'lerde geçmekte, buna göre ülkedeki tarımcılık, Ankara'daki memuriyet ortamında geçenler, ülkenin savaş sonrasındaki karaborsa durumları çok güzel anlatılmış. Suat Derviş'i ilk kez okudum, sanırım tüm kitaplarını okuyacağım.
Aksaray'dan Bir Perihan
Aksaray'dan Bir PerihanSuat Derviş · İthaki Yayınları · 2022189 okunma
Reklam
553 öğeden 531 ile 540 arasındakiler gösteriliyor.