İzmarit:
az önce göz göze geldik.
sen hissetmedin ama ben yaşadım.
İzmarit:
yağmur yağan bir günde, kadıköy’deki bir kaldırım kenarı kafesinin brandasının altında, insanlar gelip geçerken önünden ve ağaç dalları vururken birbirine, yudumladığın sıcacık kahvenin etrafına doladığın parmaklarının ısınması gibiydi.
sıcacık, hayattan, küçük bir an.
(22.36)