"Füsun'un fotoğrafını aşkla öptü ve ceketinin göğüs cebine dikkatle yerleştirdi. Sonra bana zaferle gülümsedi. "Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım." Beni etkileyen Kemal de kendimi bulmamdı sanırım. Kemal'in takıntılı bir aşkla sevdiği Füsun'un yarım bıraktığı 4 bin 213 adet sigara izmaritini, Merhamet apartmanındakileri ve daha nicesini utanarak biriktirdiği gibi benimde biriktirdiklerim, hatta utancımdan kendimden sakladıklarım vardı.
Ve onun yaptığı gibi ceketimin göğüs cebinde, kalbime en yakın yerde senin bir parçan. Kırmızıya boyalı yerlere ve sokaklara girmeyi kendine yasakladığı gibi, ben de seninle kısa zamanda yanlarından onları farketmeden geçip gittiğimiz cadde aralarını yasaklamıştım kendime. Kızıl gözyaşının tadı gibi; acı ve tebessüm. İkisini bir arada yaşıyordum. Olanları virane yapan ise çölde yanlız başıma o tek martı gibi uçmaya çalışmamdı. Bu sevdâ bir anda bitebilir mi? Gerçeklerin yalana dönüştüğü zaman çerçevesinde, sevgim en derin kanıttı. Ben hala tutkunum, hala yaralı... #Zifiri
Tuğba Yurt Ben Sevdalı Sen Sevdalı
Okuduğum en kıymetli romandır
Aşkı ve tutkuyu takıntılı biçimde yansıtır.
Fakat bunun yanlış olduğunu acımız dindiğinde anlarız. Kor olmuş duyguları temizlerken.
Nefes almayı öğrenirken yeniden.
Her şeye duyguyla yaklaşırken. Bir çiçeğe ya da bir solucana. Acı bir bibere. Çileğe belki de...