Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1960 ve 1970'lerdeki kalem kavgaları: 1960'ların başında Atsız Orkun'da ve Millî Yol'da yazmaktadır. Bedii Faik'in 18 Şubat 1962 tarihli Dünya gazetesinde, 1944 olaylarından bahsederek Atsız ve arkadaşlarını Naziler safında savaşmak üzere hükümeti ele geçirmekle suçlaması üzerine Millî Yol'un 6. sayısında (2 Mart
ATSIZ'DA TURAN TURANCILIK: Türkçülüğün ikinci kanadı Turancılıktır. Irkçılık, Türkçülüğün "iç davası", Turancılık ise "dış davası"dır. Atsız'a göre Turancılık "Türk Birliği"dir. Daha 1934 yılında yazdığı "Yirminci Asırda Türk Meselesi” başlıklı yazının birincisi "Türk Birliği" adını taşır. Ona
Reklam
Dünyaya onun için gelmişim sanki, sani yara imişim de merhem oymuş gibi; kadim bir yaraymışım da beni cisimleştirecek oymuş gibi. Gözüme fer, halsiz ellerime güç, varlığıma anlam oymuş gibi.
Sayfa 6
Darbenin kanlısı
23 Ocak 1913'te meydana gelen ve "Bâb-ı Âli Baskını" adıyla bildiğimiz olay, yakın çağ tarihimizdeki ilk devlet darbesi değildir.Sultan Abdülaziz'in 30 Mayıs 1876'da tahttan indirilmesi de bir darbeydi. Ancak Bâb-ı Âli Baskını, yakın çağ tarihimizin tek kanlı darbesidir. İttihat ve Terakki Cemiyet'nin (İTC) asker önderlerinden Enver Bey'in başkanlığında bir grup subay ve arkalarından gelen Talat ve Mithat Şükrü (Bleda) Beyler gibi sivil İttihatçılar, Başbakanlık ve Osmanlı Hükümeti'nin toplantı mekânı olan Bâb-ı Âli'yi basarak kendilerini engellemeye çalışan Harbiye Bakanı Nâzım Paşa ve yaverlerini öldürmüşlerdi . Olayda İttihatçı subaylardan da biri can vermişti. Bunun ardından, tarihçi İbnül emin Mahmud Kemal İnal'ın istihzayla yazdığı gibi, işi Meşrutiyet'e uygun bir hale koymak için olsa gerek, Başbakan Kâmil Paşa istifaya zorlanmış ve silah zoruyla yazdırılan istifa mektubu gene Enver Bey tarafından Saray'a götürülerek darbe tamamlanmıştı.
Ordinaryüsün Fahiş Yanlışları
1964 başında yayın hayatına başlayan Ötüken dergisinde de Atsız'ın birçok kalem kavgası vardır. Bunlar çoğunlukla Nurculara ve dinci yobazlara karşı yazılmıştır. İlk sayılarda Ali Fuat Başgil'e karşı da tenkit yazıları vardır. Aslında Atsız'ın Ali Fuat Başgil'e karşı ilk yazısı, 15 Ekim 1961'de yayımladığı Ordinaryüsün
Reklam
Erich Fromm’un Sevgi Kuramı’nın kitabıdır. Sevmenin bir sanat olduğu, ilgi, sorumluluk, saygı ve bilgi ile hayata geçebileceğini açıklayarak başlar. Farklı sevgileri inceleyen Fromm, Avrupa’nın manipüle ettiği Tanrı düşüncesiyle, kökeni Hz.İbrahim’e dayanana Doğu Dinlerini karşılaştırır. 3.bölümde kapitalizmin getirdiği erdemsizliklerin sevgiyi nasıl yok ettiğini eleştirel bir gözle anlatır ve ebeveynin bir bireyin gelişimdeki önemini -ancak bugünlerde araştırmalarla ispatlanan- gerçekleri gösterir. Son bölüm olan, sevginin uygulanmasında ise inancı ön plana çıkartır, mantıkı ve mantıksız inanç olarak ayırır. Fromm, sevmek için olan bilginin, insanın kendi yalnızlığının hapishanesinden kurtulma isteğinin insanın sırrını çözmekle içiçe olduğunu belirtir, Kuran’a göre ben’in niye yaratıldığını tekrar anlama isteği doğurur. (Bunu da en iyi özetleyen tefsirin Sözlerdeki 30.Söz olduğuna inanıyorum) Muhteşemdir bu Sevme Sanatı, insanı insan olma yolculuğuna çıkartır.
"Düşüncelerini açıkça söyliyemeyip gizlice yaydığın için sana korkak dersek hak vermez misin? Zavallı megaloman Sabahattin Aliyef!... Aklı kafanızdan sürsek, / İlmin içine tükürsek. / Dünyaya çevirip dirsek / Günümüzū hoş geçirsek diyen sana belki yalnızca acımak daha doğru olurdu. Çünkü kafandan süreceğin aklın kaç gram olduğu ve hele içine
Hadid/16. âyetin devamındaki: "Onlar daha önce kendilerine kitap verilmiş ve üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalpleri katılaşmış, birçoğu da yoldan çıkmış bulunanlar gibi olmasınlar" ilahi ikazının işaret buyurduğu, Kur'ân'a duyarsızlaşan kimseler arasında kalmamak için... Rasûlüllah'ın: "Rabbim, ümmetim bu Kur'ân'ı terk edilmiş bıraktı." (Furkan/30) şikâyetine muhatap olmamak için... Kur'ân'a yönelmekte acele etmeli, el birlik "Yeniden Kur'ân'a Dönüş Seferberliğine girmeliyiz.
Dalkavuklar Gecesi'nde de adı ters çevrilmiş (İduskam) olumsuz kahramanlardan biri olarak yer alan Sadri Maksudi hakkında Atsız'ın fikri sonradan değişmiştir. 30 Ağustos 1964'te Ankara Türkocağı'nda yapılan Türkçüler Derneği Kurultayı'nda saygı duruşunda bulunulan ölmüş "Türkçüler" arasında Sadri Maksudi de vardır (Ötüken 9, 12 Eylül 1964:9). Ve nihayet Atsız'ın "Profesör Caferoğlu Ahmet" başlıklı yazısındaki şu cümleler, bu konuda fikrinin değiştiğinin kesin delilidir: "Son kırk elli yılda, Türkiye'de yaşayıp da millî kültür ve sanat alanında seçkin yer tutanlar arasında Dış Türkler'in çokluğu dikkati çeken ve üzerinde durulması gereken bir konudur. Akçuraoğlu Yusuf, Ağaoğlu Ahmed, Ayaz İshakî, Zâkir Kadirî, Abdullah Battal Taymas, Sadri Maksudi, Reşit Rahmeti Arat, Akdes Nimet Kurat, Ahmet Temir, Zeki Velidi Togan, Abdülkadir İnan, Mehmet Sadık Aran ve diğerleri gibi Caferoğlu Ahmet de..." (Ötüken 134, Şubat 1975: 3).
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.