Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
AKP propaganda bütün manipülasyonlarına rağmen Türkiye 2002-2018 arasında 1960'tan bu yana en düşük büyüme sürecinden geçmiştir. 2002-2018 arasında büyüme oranı ise sadece yüzde 4,4 olmuştur. Bu dönemin ilk aşaması olan 2002-2007 arasında yüzde 6,8 iken, 2008-2019 arasında ise yüzde 3,6'ya düşmüştür. Ve bu büyüme, kalitesi düşük büyüme olmuştur. AKP propaganda mekanizması çok övülen AKP dönemindeki kalkınma, gelişmekte olan ülkelerin (GOÜ- Gelişmekte olan Ülkeler) altında kalmıştır. 2002-2018 arasında GOÜ yüzde 5,8 oranında büyürken, AKP Türkiye'si yüzde 4,4 oranında büyümüştür. Gerçekleşen büyüme de tamamen dış borca dayalı bir büyüme olmuştur. 2002 yılında 128 milyar dolar olan dış borcumuz 2020 Haziran ayı itibarı ile 530 milyar dolara yükselmiştir. AKP iktidarı Türkiye'yi üretimi değil tüketimi teşvik için dış borç batağına sürüklemekle kalmamış, Cumhuriyet tarihi boyunca Türk milletinin dişinden tırnağından artırarak inşa ettiği her türlü tesisi ve fabrikayı yok pahasına bir ekonomi bakanının ifadesi ile “babalar gibi” satmıştır. 2003-2017 arasında 101 kuruluştaki kamu hisseleri satılmıştır. 85 elektrik santrali satılmıştır. 40 işletme, 10 liman, devlete ait 11 otel ve 3630 taşınmaz ile 37 maden sahası satılmıştır. Devlete ait 6800 makine ve teçhizat ile 155 isim hakkı satılmıştır. Bu özelleştirme adı verilen süreç sonunda 60 milyar dolar elde edilmiş, bu miktarın 1 doları üretim için harcanmamıştır.
Uyuşturucu Türk milleti için stratejik bir tehdit olmaya başlamıştır. Uyuşturucuda transit ülke olmaktan çıkan Türkiye hedef ülke haline gelmiştir. Uyuşturucu kullanımı özellikle gençlik arasında hızla yayılmaktadır. Madde kullananların yarısı 15-24 yaş arasındadır. 2002'de uyuşturucuya başlama yaşı 16,6 iken 2018'de 10 yaşına kadar inmiştir. Uyuşturucudan kurtulmak için tedavi amacı ile AMATEM'lere başvuru sayısı 2004'te 11.233 iken 2017'de 257.249'a yükselmiştir. Bu yüzde 2200 artış demektir. 2004'te AMATEM'lerde 1417 hasta yatarken, 2017'de yüzde 1200 artış ile yatan hasta sayısı 15.885'e yükselmiştir.
Reklam
Ekim 2018'de, 15 yılın rekorunu kıran gerçek enflasyon rakamlarını tüketici enflasyonunu aylık yüzde 6,3, yıllık yüzde 24,52, üretici enflasyonunu da aylık yüzde 10,88, yıllık yüzde 46,15 olarak açıklayan TÜİK genel müdür yardımcısı işini yaptığı için görevinden alınmış, yerine "Damat”ın arkadaşı atanmıştır. Kasım 2018'de devlet harcamalarını denetlemekle görevli Sayıştay'ın denetleme raporu yayımlanınca usulsüz harcamalar ortaya çıkmış, yayından sorumlu başkan yardımcısı görevinden istifa etmek zorunda kalmıştır. Aradan bir hafta geçmeden, İstanbul'da belediyeleri denetleyen Sayıştay 15. Grup başkanı görevden alınmıştır. Cumhurbaşkanlığı harcamaları halktan büyük bir çaba gösterilerek gizlenmektedir. Saray, halkın, parasının nasıl harcandığını öğrenmesini istememektedir.
Neyse...
2018 seçimlerinden önce ekonomideki durgunluğun ilk etkileri görülmeye başlanmıştı. (...) 2019 yerel seçimlerinde ise (...) ekonomik açıdan önde giden şehirlerde belediyeyi Millet İttifakı'na mensup partiler kazanmıştır. (...) Seçim sonuçlarına göre Ak Parti oransal olarak (...) birinci olmakla birlikte başta Ankara ve İstanbul olmak üzere
Sayfa 332Kitabı okudu
2011 itibariyle Türkiye, 27 Mayıs'ın kurduğu askeri vesayetten kurtulmuş, demokrasisini geliştirmiş ve AB'ye üyelik yolunda ilerlemiş bir Türkiye'dir. (...) Ak Parti, seçim sürecinde, son on yılda gerçekleşen kalkınma ve dönüşüm siyasetinin kurumsallaşmasına ve hâlâ çözülememiş sorunların da kolaylıkla çözülebileceğine yönelik bir
Sayfa 309Kitabı okudu
Özal (II)
ANAP, referandumda başarılı bir sonuç almıştı, ancak bu sonucun tamamını partisine kanalize etmesi mümkün değildi. O yüzden, seçimler öncesinde işini sağlama almak ve seçimi garantilemek için, büyük partinin lehine olmak üzere seçim sistemi üzerinde değişikliklere gitti. Bu bağlamda, çoğunluk partisini kayıran üst barajlar (kontenjan) öngörülmüş,
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
getirmiş ve onları kadı karşısına çıkarıp başından geçenleri anlatarak üç dervişi hırsızlıkla suçlamış. Kadı, devecinin ifadesini yerinde bularak üç ermişi deveyi gasbetme suçundan hapse atmış. Kısa bir süre sonra adam devesini arazide başıboş dolaşırken bulmuş ve dervişlerin salıverilmelerini temin maksadıyla mahkemeye başvurmuş. Daha önce
Sayfa 127
Uyuşturucu Türk milleti için stratejik bir tehdit olmaya başlamıştır. Uyuşturucuda transit ülke olmaktan çıkan Türkiye hedef ülke haline gelmiştir. Uyuşturucu kullanımı özellikle gençlik arasında hızla yayılmaktadır. Madde kullananların yarısı 15-24 yaş arasındadır. 2002'de uyuşturucuya başlama yaşı 16,6 iken 2018'de 10 yaşına kadar inmiştir. Uyuşturucudan kurtulmak için tedavi amacı ile AMATEM'lere başvuru sayısı 2004'te 11.233 iken 2017'de 257.249'a yükselmiştir. Bu yüzde 2200 artış demektir. 2004'te AMATEM'lerde 1417 hasta yatarken, 2017'de yüzde 1.200 artış ile yatan hasta sayısı 15.885'e yükselmiştir.
SELEFİLİK ve SELEFİYE...
Selefîlik/Selefiyye, itikadî konularda Kur’an ve Sünnet’in lafzına bağlı olan ve te’vili kabul etmeyen, gelenek ve mezhep karşıtı bir ekoldür. Selefîlik, İbn Teymiyye eliyle kurulmuş olup Vehhâbîler eliyle Suudi Arabistan’da devletleştiği gibi “Yeni Selefîlik” diye aynı çizginin farklı tonlarda devamı söz konusudur. Selefîliğin kurucusu,
Sayfa 14 - 15,16,17,18,19 Kazım Albay, Aylık/Baran Fikir ve Aksiyon Gazetesi, Ocak2023, İkinci Devre, Sayı 11Kitabı okudu
Şehir Hastaneleri
Türkiye'de tıbbi cihaz pazarının büyüklüğü 2,6 milyar dolar civarındaydı. 2018 yılında Türkiye rekor kırdı; on yıllık alım garantisiyle 10 milyar dolarlık tıbbi cihaz ihalesi yapacağını açıkladı. 3 MR, 538 bilgisayarlı tomografi, 7 bin 142 ultrason cihazı, bin 372 hastabaşı monitör cihazı, 3 bin 236 dijital radyografi cihazı alınacaktı... Başvuru için son tarih, 4 Temmuz 2018 idi. Küresel 20 şirket başvurdu; tek seferde 10 milyarlık tıbbi cihaz alımı herkesi heyecanlandırdı. Bundan sonrası karışık oldu: İhale 24 Temmuz'a ertelendi; sonra 13 Ağustos'a, sonra Ekim'e, sonra 10 Ocak 2019'a, sonra 16 Nisan'a ertelendi. İhale sessizliğe bırakıldı... Ekonomik kriz çıktı, belki bundandı.  Bu kadar alımın şehir hastaneleri projesi için yapıldığı iddia edildi. Bu proje bile sadece tıbbı cihazlar konusuyla bile ele alınması gerekiyor. Çünkü: Şehir hastanelerinin sadece hacmi, büyüklüğü, cüssesi dışında kamuoyuyla hiçbir bilgi paylaşılmıyor. Bu hastanelerin -tıbbi cihazlar gibi- asıl maliyetinin ne olacağı söylenmiyor. Keza, mesele şu: Tıbba egemen olan küresel şirketlerin tıp teknolojisine yatırımı genellikle koruyucu hizmetlerden çok, tanı ve tedaviye yönelik. O zaman "sağlık ocakları" yerini "şehir hastanelerine" bırakıyor.
Sayfa 403
54 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.