Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abdulkadir Mert

Abdulkadir Mert
@Abdulkadirmert
200 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Yazar Halit Bekiroğlu’nun okurlarına sunduğu Said Halim Paşa ve Siyaset Ahlâkı kitabı; Said Halim Paşa’nın hayatı ve eserleri, Ahlâk düşüncesi, siyasi görüşleri ve Ahlâk-Siyaset ilişkisi olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. Siyasî şahsiyetiyle birlikte mütefekkir kişiliği de büyük önem taşıyan ve İslâmcılık akımının en önemli fikir önderlerinden biri olan Said Halim Paşa, Batı medeniyetini ve sosyal hayatını yakından tanımasına rağmen kendi kültür ve medeniyetine bağlı aydın bir fikir adamı olarak kalmıştır. Bugün İslam dünyasının sosyal ve siyasi sahada yaşadığı sorunlar karşısında, Said Halim Paşa’nın görüşleri referans niteliğini korumaktadır. Batıda eğitim görmüş, Jön Türkler ve İttihat Terakki cemiyeti ile ilişki içinde olmuş; diğer taraftan devlet kademelerinde çeşitli görevlerde bulunmuş tecrübeli bir siyaset adamı olarak Said Halim Paşa, tecrübesini düşüncesine yansıtmaya çalışmış olması açısından da önemli bir figürdür. Onun ahlâk ve siyaset alanına dair düşünceleri, uzun yıllara varan tecrübelenin ürünü olması bakımından somut-gerçekçi bir temele dayalı ve bu nedenle de son derece önemlidir.
Said Halim Paşa'da Siyaset Ahlakı
Said Halim Paşa'da Siyaset AhlakıHalit Bekiroğlu · İlke Yayıncılık · 201548 okunma
Reklam
256 syf.
8/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Tarih kadar eski olan devlet içi illegal yapılanmalar, ortaya çıktıkları devletler için başlıca problemlerden biri olmuştur. Büyük Selçuklu Devleti’ne karşı Haşhaşiler ve Tapınakçılar, Osmanlı’da isyan ve baskınlar, Türkiye Cumhuriyeti’nde 1960, 1971, 1980 darbeleri ve son olarak 15 Temmuz darbe girişimi... . “Tarihi Sevdiren Adam” Merhum Yavuz Bahadıroğlu, Tapınak Şövalyeleri’nden, 15 Temmuz’a kumpas Tarihi kitabıyla, Bu yapılanmaların ardındaki sebepleri irdeliyor. Kumpasların tarihsel sebepleri, perde arkası, toplumsal etkileri gibi pek çok konuda merak edilen sorulara tarihsel perspektifte cevap veriyor.
Kumpas Tarihi
Kumpas TarihiYavuz Bahadıroğlu · Nesil Yayınları · 2018112 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
30 günde okudu
Diz çökmeyen, tarihimizde iz bırakmış mümtaz şahsiyetleri merkeze alan on hikayeden oluşuyor. Bu hikayelerin temelinde yakın ya da uzak tarihimizde etkili olmuş Müslüman bir şahıs ya da önderin hayatı var. Ali Emre; duygu ağırlıklı ve etkili bir anlatımla, Mehmed Âkif, Şerife Bacı, Tarık Bin Ziyad, Mus’ab Bin Umeyr, Ömer Muhtar, Fâtıma Fihrî, Ahmed Yasin, Selahaddin Eyyubi, Zemahşerî ve Muzaffereddin Gökbörü’nün özellikle ölümlerinden önceki son anlarına yoğunlaşıyor. Mehmed Âkif’in son yolculuğunda tabutuna omuz verecek, Şerife Bacı ile üşüyecek, Tarık Bin Ziyad ile gemileri yakacaksınız. Küdüs’e dair, Selahaddin’i bir aşk düşecek yüreğinize, sonra Ahmed Yasin gibi ümmetin suskunluğu parçalayacak yüreğinizi. Ve haksızlığa “Diz Çökmeyen” Ömer Muhtar’ı hatırlayacaksınız.
Diz Çökmeyen
Diz ÇökmeyenAli Emre · Temmuz Kitap · 0143 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
124 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Hayatlarını bir dâvaya vakfedenlerin hareket noktaları idealleridir. Dâva ruhuna sahip olanlar hayatlarını ideallerine göre program altına alır, his ve düşüncelerini, ideallerinin istikametinde disipline eder, arzu ve isteklerine yine bu çerçeve içinde gem vururlar. İnsanın ideali, dâvasını tutup kaldırmak yerine, dâvaya tutunup kalkmak ise zaman içerisinde hayatın ve hayat şartlarının kendisini sürüklediği noktada kendisini hezimete uğramış olarak bulmasını sağlayacaktır. Ama şu da bir çektirki; dâva şuurunun havasını bir şekilde soluyan her bir insan bulunduğu durum, konum her ne olursa olsun içinde küllenen dâva bilincini tutuşturacak bir kıvılcıma her zaman sahiptir. Mustafa kutlu’nun “Ya tahammül Ya sefer” eseri bizleri yeniden düşünmeye, oturup tahammül etmek yerine, önce kendi iç dünyamızda yeni bir sefere çıkmayı teşvik ediyor.
Ya Tahammül Ya Sefer
Ya Tahammül Ya SeferMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 201313,2bin okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
Büyük Fetih, Üstad Nurettin Topçu’nun farklı zamanlarda Fatih ve Fetih üzerine yaptığı konferans ve yazıların bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş bir eserdir. Üstad, dünden bugüne kaybettiğimiz milli ve manevi değerlerimizi hatırlatırken coğrafyamızın maddi ve manevi fetihlere ihtiyaç duyduğunu hatırlatıyor. Yeni Fetihler ve yeni Fatihler için, en büyük model İstanbul’un fethini ve onu fetheden büyük kumandan Fatih’i anlamaktan, bu minvalde Fatihler yetiştirmekten geçtiğini, büyük kumandanın hayatından örneklerle anlatıyor.
Büyük Fetih
Büyük FetihNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 2013815 okunma
Reklam
791 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ortaçağ’ın en büyük seyyahlarından birisi olan İbn Battûta 13 Haziran 1325 tarihinde çıktığı, üç kıtada yaklaşık 30 yıl süren bu seyahatinde Mısır, Arap Yarımadası, Irak, İran, Anadolu (başta Osmanlı beyliği olmak üzere), Deşt-i kıpçak, Bizans (İstanbul), Orta Asya, Hindistan, Maldivler, Çin ve Endülüs’ü kapsayan seyahatnamesinde en çok insan öğesine yer vermiştir. Bunun yanında devlet ve toplum yapılarından, inanç ve âdetlerinden, bitki ve canlı türlerinden, gelenek ve göreneklere, kültürel ve tarihi yapılardan, ülkelerin coğrafi ve ekonomik durumlarında kadar gördüğü her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatıyor. Yirmili yaşlarında başladığı seyahati boyunca, bir çok zorluklarla karşılaşan Battûta, bilgisi ve Derviş kıyafetiyle gittiği her ülkede iyi bir şekilde misafir ediliyor hatta bir çok ülkede kadılık ve farklı görevlerde bulunuyor. Battûta, ziyaret ettiği ülkelerin yöneticileriyle görüşmekte zorluk çekmediği gibi, yöneticiler tarafından bir çok hediye ile gönlü hoş tutuluyor. 14. Yüzyıldan bugüne insanoğlunun bir çok kültür, inanç ve alışkanlığında değişiklik olduğu gibi, değişmeden günümüze kadar gelen bir çok değerimizin olduğunu farkedeceğiniz bu eseri, özellikle seyahatname seven okurlara tavsiye ediyorum.
İbn Battuta Seyahatnamesi
İbn Battuta Seyahatnamesiİbn Battuta · Yapı Kredi Yayınları · 2020446 okunma
354 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İvo Andriç, Sokullu Mehmet Paşa tarafından mimar Sinan’a yaptırılan Drina köprüsünün, köprünün inşa edildiği tarihten başlayarak yaklaşık 400 yıılık tarihi serüvenini, İsyanların, salgınların aşkların ve savaşların ve doğal felaketlerin gölgesinde Balkanların tarihini, eski Bosna’yı, orada yaşayan halkların paylaştığı hayatı ve bu hayatın milliyetçilikler çağında nasıl değiştiğini anlatıyor. Osmanlı yönetimi altında farklı toplulukların bir arada nasıl yaşadığını geniş bir görüşle ve incelikle, efsanelerle, masallarla zenginleştirerek resmederken, Andriç’in bize sunduğu ne müthiş bir uyum tablosu ne de mutlak bir zulüm hikayesidir Kimliklerin, dinlerin, devletlerin ve de her şeyin ötesinde, içinde insanların olduğu karmaşık ve zengin bir hayat anlatısıdır bu.
Drina Köprüsü
Drina Köprüsüİvo Andriç · İletişim Yayınevi · 20185,6bin okunma
176 syf.
7/10 puan verdi
...gördüklerimiz bizi yeterince meşgul etmiyor. Biz, görünmenin telaşındayız. . Karşındakini dinlemenin ödülü, kendini anlamaktır. . Ahmet Murat, bir tür “ahir zaman” yazıları yazıyor. Dünyanın ve insanın değiştiğine derinden şahitlik eden yazılar bunlar. Derinden, çünkü yazar sulardaki ve buğdaydaki değişimin izlerini, iftar çadırlarına ya da telefon rehberlerine kadar takip ediyor. Bu yazılar ahir zamanda yaşayan müminin, dışardan hemen nüfuz edilemeyen ıstırabınızın üzerine eğiliyor. . Belki de üzülmeliyiz’de toplanan yazılar arasında, taşradan insan manzaraları da var. Bunlar da bir yönüyle, artık elimizin erişemeyeceği, aklımızın ermeyeceği bir geçmişte gömülmüş kalmış olan, sıradan kahramanların öyküleri. Sokaktan seçilmiş bu sıradan insanlar, yazarım satırlarında, bir zamanlar içinde soluk alıp verdiğimiz iklimin muhkem unsurlarına dönüşüyorlar. . Bu denemeleri belki de kestirmeden şöyle tanımlayabiliriz: Her şeyin her şeye, her şeyin bir şeye bağlandığı yazılar.
Belki de Üzülmeliyiz
Belki de ÜzülmeliyizAhmet Murat · Profil Kitap · 20171,042 okunma
204 syf.
8/10 puan verdi
Batı’da eğitim görmüş, mühendis olmuş Raci’nin aldığı bu eğitim, onun iç dünyasındaki soruları cevaplandırmasına yardımcı olmadığı gibi kendi toplumuna, kendi kültürüne uzak durmasına hatta karşı çıkmasına sebep olmuştur. . Raci iç dünyasında bir türlü cevap bulamadığı soruların arasında sürüklenirken, her gün önünden geçtiği mezarlığın kapısını ilk defa açık gördüğünü farketti. İnsanoğlu için bu dünyanın son durağı olan mezarlık Raci için manevi yolculukların başlangıcı olacağını bilemezdi elbette. . A’mâk-I Hayal kitabı ile Raci’nin bu yolculuklardaki rehberi, Mezarlığı kendisine mesken tutmuş, yeşil fesini ve cübbesini ayna ve teneke parçalarıyla süslemiş ilk bakışta insana garip, meczup görünen, gözlerindeki ve sözlerindeki samimiyetle insanı kendine çeken “aynalı baba” ile tanışacak, Raci’nin içi dünyasındaki her bir soruya cevap bulduğu hayalin derinliklerindeki yolculuğa birlikte çıkacaksınız.
A’mâk-ı Hayal
A’mâk-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202116,8bin okunma
504 syf.
9/10 puan verdi
Edep, güzel ahlak, güzel terbiye, utanma , zerafet, insanlara söz ve fiil olarak güzel davranışta bulunmak şeklinde tanımlanmıştır. . Muallim Naci, kendi döneminde büyük bir kayıp içinde olduğunu, ihmal edildiğini düşündüğü bir kavramı gündelik hayatta kimsenin fazla ciddiye almadığı, önemsemediği bir davranış kataloğunu tartışmaya açıyor, gündeme getiriyor. Biz bu gün yüzyıl öncesinin değerlendirmelerini yeniden okumaya tabi olurken bir anlamda kendi kayıplarımızında bir bilançosunu çıkarmış oluyoruz.
Edep Eğitimi
Edep EğitimiMuallim Naci · Büyüyenay Yayınları · 201645 okunma
Reklam
144 syf.
9/10 puan verdi
Bekir develi, denemelerden oluşan ilk kitabında seçtiği bazı kavramların kendi dünyasındaki yansımalarını kaleme alıyor. . “Allah Cümlemizi Korusun” aslında günlük hayatımızdaki bir çok kavramın sadece yaşantımızın bir parçası olmadığını, bu kavramlar üzerinde biraz daha derin düşünerek ülfet perdesinden sıyrılıp kavramların derinliğini idrak etmemizi tavsiye eden bir eser. . . Kusursuz olan İslam’dır, Müslümanlar değil . Merhamet abidesi annenin ayakları altına cennet serilirken, evlada da tembih edilmiş olunur ki kurtuluşum dediğin menzil, annem dediğin kadının rızasının ardına gizlenmiştir. . Ne vakit ki uyanmak için cep telefonu alarmını horozların ötüşüne; rezidansdaki Jülide’yi Hatice teyzenin Zeynep’ine, adımızı bile bilmeyen Süpermarketleri her dem selamlaştığımız Mehmet Emmi’ye değiştik... işte biz o zaman kaybettik. . Tavuk beslemeyi yük gördük ama büyükşehirlerde fellik fellik organik yumurta aramayı medeniyet belledik.
Allah Cümlemizi Korusun
Allah Cümlemizi KorusunBekir Develi · Profil Kitap · 20182,574 okunma
248 syf.
9/10 puan verdi
Yavuz Sultan Selim, Mısır Seferi sırasında Anadolu Kazaskerliği görevinde bulunan hocası Kemalpaşazade ile sohbet ederken, Tokatlı molla Lütfi sizin hocanız imiş, bilgisi ve fazileti bilinirken öldürülmesine sebep ne oldu? . Yavuz Sultan Selim dedesi Fatih Sultan Mehmed ve babası II. Bayezid döneminin sayılı alimleri arasında gösterilen Molla Lütfi’nin akıbetini ve idamın arkasındaki gerçek sebepleri merak ediyordu. . Yazarımız; dinsiz ve zındık olduğu gerekçe gösterilerek idam edilen Molla Lütfü’nün idamının arkasındaki sebepleri ulema arasındaki çekişme ve rekabetten kaynaklandığını ve ayrıca Osmanlı’nın varlığından rahatsızlık duyan ve Osmanlı’yı yıkmanın yolu alimleri birbirine düşürmekten geçtiğini iyi bilen hristiyan hasımlarının arka plandaki oyunlarına bağlıyor. . Yazarımızın kitabında itirafçı olarak seçtiği kahramanı Eğribozlu Ornio karakterini, Bellini’nin “oturan katip” portresindeki katip ile özdeşleştirmesini ve o sırada bir suikast girişiminde bulunmasını kitabın genel kurgusunda bulunan bir hoşluk olarak görmek gerekiyor. . İdamın arka planındaki karakteri aynı ama sürekli farklı isimlerle (kafir, Karga, Akbaba vs.) okurlarına aktarması, tarihi bir olayın üzerinden günümüze de bir mesaj olarak algılamamızı sağlıyor ve bizlere şahıslar sürekli değişse bile düşmanlar aynı düşman olduğunu hatırlatıyor.
İtiraf
İtirafİskender Pala · Kapı Yayınları · 20196,9bin okunma
191 syf.
9/10 puan verdi
Cennete otostop: kalplerindeki mührü sökülmüş, Allah’ın ayetlerini görebilmiş sonradan İslam’la şereflenenlerin hidayet öykülerine şahit olacağınız muhteşem bir eser. * Batı medyası İslam dinini terör dini olarak göstermeye çalışsalarda, papazlar İslam’ın uzak durulması gereken bir din olduğunu söylemeye devam etselerde, kudreti her şeyin üzerinde olan yüce Allah (c.c) bir kuluna hidayet nasip edecekse bazen bir ezan sesini, bazen başka bir kulunun oruç ibadetini vesile kılar, bataklığın içerisinde kararmış kalpleri nuruyla aydınlığa çıkarır. * Cennete otostop kitabı ayrıca bize şunları hatırlatıyor. Gayrimüslim bir ailede doğup İslamla şereflenmiş kardeşlerimizin İslam’ı daha iyi öğrenme ve yaşama çabalarına şahid oldukça, kendi İslami yaşantımızı sorgulamamıza vesile oluyor.
Cennete Otostop
Cennete OtostopAdem Özköse · Pınar Yayınları · 20192,331 okunma
272 syf.
8/10 puan verdi
Roger Garaudy, bu kitabında şu çığlığı atıyor: Batı’yı Ortaçağ karanlığından, barbarlıklıktan, cahillikten ve canlı cenazelikten dün İslam kurtarmıştı! Bugün de gerekli gereksiz, yararlı yararsız ve hatta zararlı her bir şeyi imal eden ve insanlara bunları reklamlarla vazgeçilmez ihtiyaçlarmış gibi sunan, körü körüne üretip körü körüne tüketen ve tükettiren Bat’yı bu korkunç sapmadan yine İslam kurtaracaktır.
Geleceğimizde İslam Var
Geleceğimizde İslam VarRoger Garaudy · Timaş Yayınları · 20181,603 okunma
400 syf.
7/10 puan verdi
“Ben hatırlama takıntısı olan bir insanım,” diyor Eduardo Galeano, tarihçi olarak anılmasına itiraz ederek. ”Her şeyden çok da Amerika’nın, unutkanlıkdan mustarip Latin Amerika’nın geçmişini hatırlama takıntım var.” . Ancak bu kez dünyanın bütün coğrafyalarını dolaşarak, fiziki olduğu kadar zihinlerdeki sınırların da ötesine geçerek, unutulmuş ya da öğretilmemiş bambaşka bir tarihi hatırlatıyor Galeano. . Alternatif tarih yazımının en güzel örneklerinden biri olan Aynalar, insanlık tarihinin acı ancak umut dolu bütün ayrıntılarında soluk aldırarak, dünyaya bakışını değiştirmeyi vaat ediyor.
Aynalar: Neredeyse Evrensel Bir Tarih
Aynalar: Neredeyse Evrensel Bir TarihEduardo Galeano · Sel Yayıncılık · 20201,208 okunma
197 syf.
9/10 puan verdi
Kudüs Fatihi ve III. Haçlı Seferi’nin muzaffer komutanı olan Selahaddin, o günün dünyasının en büyük imparator ve krallarıyla çatışmış, onların bütün saldırıları bertaraf etmiş ve Kudüs’ü onlara karşı koruyarak Hz. Ömer’in yadigârı olan bu mübarek şehri Müslümanlara hediye ermiştir. İslam aşkı ve heyecanıyla bütün Haçlıların kökünü bu mübarek Filistin’den söküp atmış ve burasını ebediyen bir İslam toprağı olarak sonraki nesillere bırakmıştır. Haçlılar o günden sonra Filistin ve diğer İslam toprakları üzerine ordular göndermiş ama hiçbir zaman netice alamamış, Müslümana karşı kesin zafer kazanamamıştır. . Zaman zaman bazı işgal kuvvetleri bölgeye yeniden musallat olmuş ve bundan sonra da olacaktır. Fakat bu işgal kuvvetleri şunu çok iyi bilmelidirler ki, Müslümanlar bu toprakları onlara asla vermeyecek ve mutlaka bu işgaller Bir gün sonra erecektir.
Selahaddin Eyyubi ve Kudüs'ün Yeniden Fethi
Selahaddin Eyyubi ve Kudüs'ün Yeniden FethiAhmet Ağırakça · Akdem Yayınları · 201440 okunma
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
Emperyalistlerin, ezmeye karar verdikleri devlet veya toplum söz konusu olduğunda, karşılıklı tavizler vermekten asla kaçınmadıkları, güç dengesine göre “bölüşme” mantığına sarıldıkları açık bir gerçektir artık. . Batı’dan Rusya, Doğu’dan Çin işgaline karşı mücadele eden, İslam sancağı yere düşmesin diye ölüme meydan okuyan koca yürekli insanların direnişine şahit olacaksınız. . “Yenildik Necmetülleyl, yenildik. Ama kaybetmedik. Ben varsam, sen varsan ve Hoca Niyazlar büyüyorsa, gecenin karanlık örtüsü kıpırdıyor demektir.”
Türkistan Geceleri
Türkistan GeceleriNecip Kiylani · Özgün Yayıncılık · 2009270 okunma