Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abdullah

"Benim beklediğim aşk başka!" dedi. "O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkânsız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek, bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka... Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilmez bir istemek!"
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
"Ne saçmalık şu Aşk denen şey!" dedi Öğrenci, yürüyüp giderken. "Mantığın tırnağı bile olamaz, çünkü hiçbir şeyi kanıtlamaya yaramıyor ve insana hep gerçekleşmeyecek şeylerden bahsediyor ve insanı gerçek olmayan şeylere inandıyor. Hatta, gayet işe yaramaz bir şey, Felsefeye geri döneceğim. Metafizik öğreneceğim." Bunları söyleyerek odasına döndü, büyük tozlu bir kitap çekip çıkardı ve okumaya başladı.
Yalnız
İnsan bekliyor, bekliyor, bekliyordu,düşünüyor, düşünüyordu, şakakları ağarmaya başlayana kadar düşünüyordu. Hiçbir şey olmuyordu. İnsan yalnız kalıyordu. Yalnız. Yalnız.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyaya geldim gitmeye İlm ile hilme yetmeye Aşk ile ân seyretmeye Ben în ü ânı n'eylerem
Sayfa 11 - Erzurumlu İbrahim HakkıKitabı okudu
Nasıl âşık olunur unutsak, nasıl kavga edilir unutsak, nasıl ağlanır unutsak, unutsak tarhana çorbasının tadını, sevgiliyle hangi sokaklarda dolaştığımızı, hangi şiire vurulduğumuzu. Her şeyi ama her şeyi unutsak. Bu tarihin ve coğrafyanın ürettiği her bir kelimeyi, duyguyu, olayı, anıyı, hayali, umudu, isyanı unutsak. Sonra bir Neşet Ertaş türküsü dinlesek. Yalnızca bir tane Neşet türküsü dinlesek. Unuttuğumuz her şeyi yeniden hatırlayabiliriz. Hatırlayabiriz, evet.
Reklam
Hicran'a Götür (H.C Hicran'a)
Rüzgâr! Uçurup âşığı canana götür! Dermansızı al sırtına, dermana götür! Lütfen! Ya getir Sevgili Hicran'ı bana, Yahut beni al, bekleme, Hicran'a götür.
Sayfa 162 - İsmail Hakkı AydınKitabı okudu
Akrebin Zehrinde Derman
Ey gönül fark eyle her bir canda canan gizlidir. Canlı cansız her ne varsa Hakk'a iman gizlidir. Sanma Rabbim hikmetinden boş yaratmış âlemi. Akrebin zehrinde bin bir derde derman gizlidir.
Sayfa 206 - İsmail Hakkı AYDINKitabı okudu
Keşke Türkçenin yapısına, sesine, ahengine, sihrine uygun doğru ve güzel kelimeler îlmi metodlarla yapılabilse de hem dile fazla yabancı kelime girmediği hem de dilin kelime hazinesi zenginleştirildiği için sevinsek!
Sayfa 61 - "Seni Seven Neylesün" adlı kitaptan alıntıdır.Kitabı okudu
Çıkma Gurbete
Gönül gurbet ele çıkma Ya gelinir ya gelinmez Her dilbere meyil verme Ya sevilir ya sevilmez Yürüktür bizim atımız Yardan atlattı zatımız Gurbet elde kıymetimiz Ya bilinir ya bilinmez Bahçenizde nar ağacı Kimi tatlı kimi acı Gönüldeki dert ilâcı Ya bulunur ya bulunmaz Deryalarda olur bahrî Doldur da ver içem zehri Sunam gurbet elin kahrı Ya çekilir ya çekilmez Emrah der ki düştüm dile Bülbül figan eder güle Güzel sevmek bir sarp kale Ya alınır ya alınmaz
Güvenme Civânım
Güvenme civânım serv-i kâmete Gider bu güzellik sana da kalmaz Mağrûr olma sakın mâla devlete Gider bu güzellik sana da kalmaz Nice bây u gedâ bu yer yutmuşdur Nice tâc u tahtlar yere batmışdır Nice pâdişahlar yerde yatmışdır Gider bu güzellik sana da kalmaz (.....)
Reklam
Erzurum Destânı'ndan
Erzurum kilidi mülk-i İslâm'ın Mevlâ'ya emânet olsun Erzurum Erzurum der-bendi eh-i îmânın Mevlâ'ya emânet olsun Erzurum (....) Rabb'im hıfzeyleye düşman şerrinden Gazab göstermeye berr ü bahrinden Husûsâ ki Erzurum'un şehrinden Mevlâ'ya emânet olsun Erzurum Kalblerine dolsun feyz-i Rabbânî Ahâlîsi bulsun rahm-i Rahmânı Lutfî Erzurum'dan gördün ihsânı Mevlâ'ya emânet olsun Erzurum
Sayfa 124Kitabı okudu
Sîrette Mevlâ'ya âşık olanlar Surette kâkül-i Leylâ'yı bilmez Arayıp dünyada Hakk'ı bulanlar Değil dünyayı, ukbâyı bilmez
Rehâyî (XVII.yy. ) isimli şair diyor ki: Heman ağlayı geldim âleme ağlayı gittim ben San ol nilüferim kim suda bittim suda yittim ben " Şu cihana hemen ağlayarak geldim, sonunda ağlayarak gittim. Sanki bir nilüfer çiçeğiyim de suda bittim, suda yittim."
Sayfa 299Kitabı okudu
Kalbimde bîm-i cevri ümîd-i visâli var Râh-i emelde havf ü recâ meşrebimcedir Erzurumlu Zihnî Kalbimde eziyetinin korkusu, vuslatının da umudu var. Emel yolunda korku da umut da bana yoldaştır vesselâm...
Sayfa 252Kitabı okudu
Ya olduğun gibi görün/ Ya göründüğün gibi ol/ Şefkatte, merhamette güneş gibi ol/ Ayıpları örtmekte gece gibi ol/ Keremde, cömertlikte akarsu gibi ol/ Tevazuda, mahviyette toprak gibi ol / Hoşgörüde deniz gibi ol/ Öfkede, asabiyette ölü gibi ol/ Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Sayfa 319Kitabı okudu
Mimarlık, cansız varlıklara bir biçim verme, baytarlık, hastalıklı hayvanları tedavi etme, doktorluk hastalıklı insanları iyileştirme, öğretmenlik ise sağlıklı insanları yetiştirme, geliştirme ve olgunlaştırma mesleğidir. Başka alanda öğrenim görmüş bir kimse mimar, baytar veya doktor olamayacağı gibi öğretmen de asla olamaz, olmamalıdır. Kaldı ki biz öğretmenlik için kendi alanındaki formal eğitim bile yeterli görmüyoruz. Çalışmamız boyunca zaman zaman tekrarladığım gibi öğretmene öğrenim gördüğü eğitim kurumundan alacağı bilgilerin yanında bir de "ideal duygusu" nu yakıştırıyoruz.
Reklam
İzah
Bu âlemde hiçbir şeyin tam ve mutlak izahı yoktur. Bir şeyi izah etmek için kullandığımız kelimenin izahı bile ayrıca izaha muhtaç, başka bir kelimeyle... Bütün izah edilemezleri yine izah edilemezlerle izaha çalışırken, farkında mıyız ki, bu izahı izah edilemeyenlerin en büyüğü, yine Allah?. Kâinatın tek ve mutlak izahı, Allah...
Nefs
Her ferdin tepesinden geçmiş, çelikten, mahrut şeklinde kalın bir çadır var... İlâhî nûra yol vermeyen bir çadır... Bu nefstir! Ne mutlu, onu incelte incelte sigara kağıdına çevirenlere ve içeriye nûru sızdıranlara!.. Ve ne mutlu onu delip ileriye geçenlere!.
"Sorular yağmur gibi iniyordu. Bizler kimiz, neyiz, ne yapıyoruz? İnsanları aldatarak, onların saf ve temiz taraflarını kanatıp kirleterek ve katiyyen ihtiyaç duymadıkları şeyleri ihtiyaçmış gibi göstererek, yetmeyen paralarını ve mal varlıklarını, giderek haysiyet ve umutlarını çalarak biriktirdiğimiz bu kirli para. İnsanları birbirine yaklaştıran ve yardımlaşlarını sağlayan bir alışveriş değil bizimkisi. Onları her geçen gün daha bir ezerek, daha bir küçülterek insanlıktan çıkarmak, eşyaya, mahiyeti meçhul eşyalara zebun kılmak. Başka bir seçenek kalmıyor; ya esir olacaksın ya zorba..."
Aşk
Cihanı hiçe satmaktır adı aşk Döküp varlığı gitmektir adı aşk Elinde sükkeri ayruğa sunup Ağuyu kendi yutmaktır adı aşk Belâ yağmur gibi gökten yağarsa Başını ana tutmaktır adı aşk Bu âlem sanki oddan bir denizdir Ana kendini atmaktır adı aşk Var Eşrefoğlu Rûmî bil hakikat Vücudu fâni etmektir adı aşk. Eşrefoğlu Rûmî
İslam'ın dışında, hiçbir hak ve hakikat kaynağı yoktur. Fen ve hikmet, sanat ve sanayi dahi, İslam'ın içindedir ve onun bir şubesidir. İlhamını Kur'an'dan almayan hiçbir ilim ve teknik asla hayra vesile olamaz, şerde ve zarardan arınmış sayılamaz.
Açar solar türlü çiçek Kimler gülmüş, kim gülecek Murat yalan, ölüm gerçek Dostlar beni hatırlasın. Âşık Veysel
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
İlm kesbiyle pâye-i rif'at Bir hayâl-i muhâl imiş ancak Aşk imiş her ne var âlemde İlm bir kıyl ü kâl imiş ancak Fuzûlî Bilimle uğraşarak yüksek makamlara gelmek hiç olmayacak bir hayal imiş. Âlemde ne varsa aşktan ibaret; ilim ise bir dedikodudan ( "Şöyleydi de böyleydi"den ) ibaretmiş.
Gönül bahr-i gamınla âşinâdır yâ Rasûlallah Gözüm yaşı tükenmez macerâdır yâ Rasûlallah Gönlüm, senin ayrılık gamın ile o derece içli dışlıdır ki Ey Allah'ın elçisi; orada gözümün yaşı tükenmez bir mecera gibi akar, akar...
Sayfa 495Kitabı okudu
Seninle hasta gönüller şifâdır yâRasûlallah Senin cefaların derdi devâdır yâ Rasûlallah (Lâedrî) Hasta gönüller seni anmakla şifa bulur ey Allah'ın elçisi; senin için çekilen dertler hakikatte devadır.
Sayfa 103Kitabı okudu
Düşünme
"Kişioğlu düşünen bir varlıkmış, düşünebilir demek daha doğru olur. Canı isterse düşünür. Yapacak başka bir iş bulamayıp pek bir bunalınca düşünür. Düşünür, düşünür ya, çıkarını düşünür, gemisini kurtarmağı düşünür,gününü gün etmeyi düşünür, başı sıkışınca arpacı arpası kumrusu gibi düşünür, kötü kötü düşünür, fikirler üzerinde düşünmez. Ne diye yorsun dendini? Düşünmeği uzmanlara ısmarlamıştır."
Sayfa 237Kitabı okudu