Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nur

sevgili insanlar ben nasıl ömür boyu bunca zebaniyi seyrederken yitirmedim aklımı sorarım size yoksa yitirdim mi?
Reklam
tanrım ne saf ve berraktı genç kız kalbim o günlerde hiç benzemiyor bugünüme
demek ki her vakit iki şey arasında bir çatlak oluşabilirdi bir boşluk ne kadar birleştirmek isteseniz de

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sartre & Varoluşçuluk
Onlara göre , insan doğası gibi bir varsayım, kendini aldatmanın ve her birimizin sahip olduğu büyük bir sorumluluğun inkarının bir biçimidir... Etikte Doğalcılık, kendimiz için seçme özgürlüğünün kendini aldatırcasına yok sayılmasından başka bir şey değildir.
Ahlâkın Tanrı’nın emirlerini yerine getirilmesi dolayısıyla elde edilen bir şey olduğuna inanan birisinin yaşadığı ikilem şudur : Tanrı, emrettiği ve sevdiği eylemleri, ahlaken iyi olduğu için mi emreder ve sever ? Yoksa tanrının emretmesi ya da sevmesi mi , emrettiği ve sevdiği eylemleri ahlaken iyi yapar?
Reklam
Bazı psikologlar , kişinin aldığı her kararın ya da yaptığı her seçimin daha önce içinde bulunduğu bazı koşulların bir sonucu olarak ortaya çıktığına inanır ; dolayısıyla kişi kendini özgür dahi hissetse , aslında geçmişinde olan şeyler ve genetik yolla aktarılan eğilimler tarafından tümüyle belirlenmiştir.
İlk Neden Argümanı, bir şeye bir başka şeyin neden olduğu kabulüyle başlar, fakat hemen ardından tanrının ilk neden olduğunu söyleyerek söz konusu kabulüyle çelişir. O hem nedensiz nedenin olamayacağını hem de bir tek nedensiz nedenin, yani tanrının var olduğunu iddia eder.
Tanrı’nın varoluş argümanları
İlk Neden Argümanına göre, mutlak olarak her şey kendisinden önce gelen bir şeyin sonucudur: hiçbir şey bir neden olmadan varoluşa gelmez.
Ruhunda bir daralma vardı. Kaçınılmaz bir büyük karanlık dalganın yaklaştığını, kendisini yutacağını hissediyordu.
Herkesin bildiği gibi şeref meselesi gibi laflar aslında insanların birbirlerini gönül rahatlığıyla öldürmeleri için icat edilmiş bahanelerdir.
Reklam
Görücü usulü evlilikte zor olan şey, kadının hiç tanımadığı biriyle evlenmesi değil, hiç tanımadığı birini sevmek zorunda olmasıdır, derler... Ama aslında bir kızın hiç tanımadığı biriyle evlenebilmesi daha kolay olmalı, çünkü tanıdıkça inanın erkekleri sevmek daha da zorlaşıyor.
O zamana kadar kendi kafasının kaba ve bireysel hastalığı sandığı şeylerin izlerini dış dünyada bulmak onu sarsıyordu.
Çünkü toplumların hayatını belirleyen önemli şeyler insanların birbirine benzeyen yanlarından değil benzemeyen yanlarından çıkıyordu.
İnsan şehirde kalabalık içinde yalnız olabilirdi ve şehri şehir yapan şey de zaten kalabalık içinde insanın kafasındaki tuhaflığı saklayabilme imkanıydı.
Yine de aşk gerçek bir şeydir-belki de bu tatsız dünyadaki tek gerçek şeydir. Ama yaşayan ve yaşatan , insanı zenginleştiren aşka - yaptırımları, kuşkuları, suçluluğu olmayan sevgiye nasıl ulaşılır?
553 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.