Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nur

Anarşi hiçbir yöneticinin olmadığı bir toplum durumudur; yönetim yoktur. Bu kavram, başka aşağılayıcı sıfatların yanı sıra “arkaik” ve “ilkel” de denen toplumlarla açıkça bağlantı içindedir. Anarşizm, 19. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkmış, anarşi fikriyle bağlantılı olan, fakat aynı zamanda insan özgürlüğünü ve bireyciliği en üst düzeye koyan daha kapsamlı, öz-bilince dayalı bir değerler kuramının parçası ve sonucu olan sosyo-politik bir kuramdır. Böylece, anarşist teoride ilk önerme, Josiah Warren’in bireyin egemenliği dediği şeydir ve bunu, yönetim ve devletin bireyin özgürlüğünü ezdiği, dolayısıyla bunların lağvedilmesi gerektiği önermesi izler. Fakat, aynı zamanda, anarşistler baskıcı olarak nitelenen diğer kurumların lağvedilmesini de isterler: Kilise, patriarkal aile ve “irrasyonel” otoriteyi kutsayan herhangi bir sistem buna dahildir. Anarşist teori eşitlikçidir, hiyerarşi karşıtıdır ve ademi-merkeziyetçidir. “Irka, renge, inanca” ya da cinsiyete dayalı herhangi bir ayrımcılığa her zaman karşıdır. Anarşistler muhtemelen kadın özgürlüğünün ilk savunucularıdır.
Reklam
Aşkın düşmanı bencilliktir,herhangi bir rakip değil. Şöyle de denebilir: Aşkı­mın en amansız düşmanı, yenmem gereken düşman,öteki değil benim, farka karşı özdeşliği isteyen, farkın prizmasında süzülmüş ve yeniden oluşturulmuş dünyaya karşı kendi dünyasını dayatmak isteyen “ben”.
"Seks, insanın aşkı bulamadığında elinde kalan bir tesellidir."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
- Tutamak sorunu. İnsanın bir tutamağı olmalı. - Anlamadım. - Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. Herkesin, "- Veli ağanın öküzleri gibi öküz yoktur," demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!
Bu iki adam dünyada hoşgörü diye bir şey olmadığını bilmiyorlar. İnsan kendininkine uygun olmayanı bağışlamaz. Biz, hoşgörüsü olmadığını bile bile, başkalarında kendininkinden ayrıyı bağışlamaya çalışana hoşgörülü diyoruz.
Reklam
"Bana tek insan yeter. Sevişen iki kişinin kurduğu toplum. Toplumsal yaratıklar olduğumuza göre, insan toplumlarının en iyisi bu daracık, sorunsuz, iki kişilik toplumlar değil mi?"
- Nedenmiş o! Düşünmeden edemem, biliyorsun, seni seviyorum ben. Sigarasını küllüğe bastırdı. "Nasıl kolayca söyleyiveriyor bunu. Sevmek! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?"
İnsan bir şeye sahip olduğunu sanır, oysa sahip olunan kendisidir.
“Fakat boşanmanın verdiği bu sonuç erkeğe özgüdür. Kadını etkilemez. Çünkü kadının cinsel gereksinimleri o kadar zihinsel nitelikte değildir, çünkü kadının zihinsel yaşamı genel olarak daha a z gelişmiştir. Onun cinsel istekleri organizmasının istekleriyle doğrudan bağlantılıdır; organizmanın isteklerinin önünde gitmekten çok onları izler; bu nedenle de onlarda etkili bir fren bulur. Kadın erkeğe göre daha içgüdüsel bir varlık olduğundan dinginlik ve barış bulmak için içgüdülerini izlemesi yeter. Yani evlenme kadar sıkı, hele tek eşli evlenme kadar sıkı bir düzenleme ona gerekli değildir.’'
Reklam
Aşkla Sana alnını dağ ateşiyle ısıtan yüzünü kanla yıkayan dostum senin uyurken dudağinda gülümseyen bordo gül benim kalbimi harmanlayan isyan olsun
Tabii gerçek aşk pek az rastlanan bir şeydir, aşağı yukarı yüzyılda iki ya da üç kez görülür. Bunların dışında boş gurur ya da can sıkıntısı vardır.
Düpedüz, kendime denk hiç kimse görmemek gibi üstün bir nedenle, kendimi herkes karşısında özgür hissediyorum. Size söylediğim gibi, kendimi herkesten daha zeki saymışımdır, ama aynı zamanda daha duyarlı ve daha becerikli, seçkin, nişancı, benzersiz sürücü, en iyi aşık saymışımdır. Aşağılığımı kolayca görebileceğim alanlarda bile, Örneğin yalnızca iyi bir oyun arkadaşı olduğum teniste, eğer antrenman yapmaya vaktim olsaydı, bu alandaki şampiyonları bile geçeceğime kolayca inanıyordum. Kendime yalnızca üstünlükler tanıyordum, bu ise iyi yürekliliğimin dinginliğimin nedenlerini açıklıyordu. Başkalarıyla ilgilendiğim zaman, tümüyle özgür olarak, alçak gönüllülükle yapıyordum bunu ve işin şerefi bana yöneliyordu: Kendime karşı duyduğum sevgi de bir basamak yükseliyordum.
Geri136
553 öğeden 541 ile 553 arasındakiler gösteriliyor.