Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Worldagnostic

"İnsan eğer sorgulamaksızın kabullenmeye şartlandırılmamışsa, mutluluk gerçekten çok daha zor bir uğraş."
Sayfa 226Kitabı okudu
Reklam
"Açıkçası Parti'nin dünya görüşü onu hiç anlayamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. Gerçekliğin en açık biçimde çarpıtılması böylelerine kolayca benimsetilebiliyordu, çünkü kendilerinden istenenin iğrençliğini hiçbir zaman tam olarak kavrayamadıkları gibi, toplumsal olaylarla yeterince ilgilenmedikleri için neler olup bittiğini de göremiyorlardı. Hiçbir şeyi kavrayamadıkları için hiçbir zaman akıllarını kaçırmıyorlardı."
Sayfa 172Kitabı okudu
"Özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Proleterlerin güçlü siyasal düşüncelerinin olması istenen bir şey değildi. Proleterlerin zaman zaman duydukları hoşnutsuzluklar da bir yere varmıyordu, asıl sorunları göremediklerinden hoşnutsuzlukları ancak belirli küçük sorunlara odaklanıyordu."
"Oysa çok kısa bir süre önce yalnızca birkaç yüz gırtlaktan yükselen çığlıkta yüreklere korku salan bir güç yatıyordu! Neden gerçekten önemli sorunlar söz konusu olduğunda böyle haykıramıyorlardı?
Reklam
"Oysa proleterler, kendi güçlerinin bilincine bir varabilseler, belki gizli etkinlikler yürütmeye bile gerek kalmayacaktı. Yalnızca ayağa kalkıp, sırtına konan sinekleri savuşturan bir at gibi silkinmeleri yetecekti."
"Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir. Bağlılık bilinçsizliktir."
"Ne kadar uzun yaşarsanız hiçbir şeyin sabit olmadığını o kadar anlıyorsunuz. Yeterince uzun yaşayan herkes bir gün sığınmacı olacak. Milliyetlerinin uzun vadede pek bir şey ifade etmediğini herkes anlayacak. Dünya görüşlerinin sarsıldığını ve çürütüldüğünü görecek. İnsan olmayı tanımlayan şeyin insan olmak olduğunu bir gün herkes anlayacak. "
"Yüz sene önce böylesi rahat bir yaşam büyük sorunlara yol açabilirdi. Eğitim sayesinde bunların çoğunun üstesinden gelinmişti; dolu bir zihin kolay kolay sıkılmazdı. Genel kültür standardı eskiden olsa imkansız kabul edilecek seviyedeydi. İnsan ırkının zekasının geliştiğine dair bir kanıt yoktu fakat tarihte ilk kez herkes beynini tam kapasite kullanma fırsatı yakalamıştı. Artık çoğu kişinin iki evi vardı; hem de dünyanın iki farklı ucunda. Kutup bölgeleri yerleşime açıldığı için, insan ırkının önemli bir bölümü Kuzey ve Güney Kutupları arasında altı aylık aralıklarla mekik dokuyor, güneşin batmadığı uzun yaz günlerini kovalıyordu. Bir kısım insan da çöllere, dağlara ve hatta denizlere yerleşmişti. Kişi yeterince istediği sürece bilim ve tekonolojinin dünya üzerinde konforlu bir yaşam alanı sunamayacağı yer kalmamıştı."
"Şimdiye dek en az üretim yapan sanatçı ve bilim insanı ekibi, aynı zamanda en çok ilgi toplayan ve endişe uyandıran gruptu. 'Mutlak özdeşleşme' üzerinde çalışan kişilerdi bunlar. Sinema tarihi onlara ilham kaynağı olmuştu. Önce ses, sonra renk, stereoskopi ve ardından Cinerama kullanılarak eskinin 'resimli radyosu' gitgide gerçek hayata yakınsar olmuştu. İşin sonu nereye varacaktı? Tabii ki son aşama, izleyiciye izleyici olduklarını unutturmak, onları aksiyona dahil etmekti. Bunu başarabilmek için tüm duyulara hitap etmek gerekiyordu; belki bir parça da uyarıcı lazım olabilirdi; ama çoğu kişi uygulanabilir olduğunda hemfikirdi. Hedefe ulaşınca insan deneyiminde inanılmaz bir sıçrama yaşanacaktı. Kişi hiç değilse bir süreliğine bir başkasının yerine geçebilecek, gerçek ya da hayal ürünü akla gelen her türlü maceraya atılabilecekti. Başka canlıların duyularını kaydetmek mümkünse bitki veya hayvan bile olabilecekti. Ve 'program' sona erdiğinde gerçek hayat kadar canlı bir hatıra edinmiş olacaktı; sanal ile gerçeği ayırt etmenin imkanı yoktu.
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
"Yüz sene önce böylesi rahat bir yaşam büyük sorunlara yol açabilirdi. Eğitim sayesinde bunların çoğunun üstesinden gelinmişti; dolu bir zihin kolay kolay sıkılmazdı. Genel kültür standardı eskiden olsa imkansız kabul edilecek seviyedeydi. İnsan ırkının zekasının geliştiğine dair bir kanıt yoktu fakat tarihte ilk kez herkes beynini tam kapasite kullanma fırsatı yakalamıştı. Artık çoğu kişinin iki evi vardı; hem de dünyanın iki farklı ucunda. Kutup bölgeleri yerleşime açıldığı için, insan ırkının önemli bir bölümü Kuzey ve Güney Kutupları arasında altı aylık aralıklarla mekik dokuyor, güneşin batmadığı uzun yaz günlerini kovalıyordu. Bir kısım insan da çöllere, dağlara ve hatta denizlere yerleşmişti. Kişi yeterince istediği sürece bilim ve tekonolojinin dünya üzerinde konforlu bir yaşam alanı sunamayacağı yer kalmamıştı."
Sayfa 126Kitabı okudu
"Her türden çatışma ve anlaşmazlıkların sona ermesi, yaratıcı sanatın da bitmesine yol açtı. Hem amatör, hem profesyonel sayısız icracı bulunsa da bir nesil boyunca edebiyat, müzik, resim ya da heykeltraşlık alanında gerçek manada başarılı hiçbir eser çıkmadı. Dünya, bir daha asla dönemeyeceği geçmiş günlerin meyvesini yiyordu. Tüm bunlar birkaç filozof haricinde kimsenin umurunda değildi. İnsan ırkı kendini yeni elde ettiği özgürlüğe kaptırmış, günün zevklerinin ötesini göremez olmuştu. Nihayet Ütopyaya kavuşmuşlardı; fakat tüm Ütopyaların baş düşmanı olan can sıkıntısının pençesine düşmemişlerdi henüz. "
"Açlıktan ölen gözlerim bütün bu gülünç, önemsiz ayrıntıları tarif edemeyeceğim bir hırsla yokluyor, kıskıvrak yakalıyor, onlarla oynuyordu. Derken birdenbire bakışlarım bir şeye takıldı kaldı. Paltolardan birinin cebinde bir şişkinlik görmüştüm. Yaklaştım ve kabartının dikdörtgenimsi şeklinden bu şişkin cepte ne saklı olduğunu anladım : bir kitap! Dizlerim titremeye başlamıştı: bir kitap! Dört aydır elime kitap almamıştım ve insanın yan yana dizilmiş kelimeler, satırlar, sayfalar ve kağıtlar görebileceği bir kitabın, başka, yeni, yabancı, kafasını dağıtacak fikirler okuyabileceği, bunları takip edebileceği, beyninin içine alabileceği bir kitabın sırf düşüncesinin bile coşturucu ve aynı zamanda uyuşturucu bir yanı vardı."