Seni sevince, bulutlar mı iniyor başıma ben mi çıkıyorum onların yanına anlamıyorum.
Seni sevince, "keşke yerinde olsaydım" dediğim kimse kalmıyor yeryüzünde. Seni sevince kendi ırmağımda yüzüyor, yürüdüğüm yolun farkına varıyorum.
Seni sevince acı çekmeyi unutuyor; nefes değil, hayat çekiyorum ciğerlerime.
Kendi kimliğime bakıp senin adını görüyorum. Seni sevince efendiliğim bile şımarıyor. Az, çoktan daha çok oluyor
"Seni sevince."
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.
Aşklarım, inançlarım işgal altındadır.
Tabutumun üstünde zar atıyorlar.
Cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır.
"Her insan kendisi olması karşılığında topluma bir bedel öder. Az ya da çok ama mutlaka bir bedel... Kimse bedelsiz kendi olamaz. Bu bedel çoğu kez yalnızlıktır."
Öfkemiz taş doğursun Vera, taş doğursun!
Yüreklerimizi söksün yerinden,
Bak her tarafta elleri sapanlı ebabiller,
Ebrehe’nin tanklarına kan kusturur.
Şimdi Firavunu boğan Kızıldeniz’i,
Ağlama duvarının önünde görürüm,
Ki asa değil Musa’nın elindeki,
Çağın sökülmüş kalbidir…