Ama İstanbul’a diyecek yoktu. Yazı da kışı da bir başkaydı. Bahar geldi mi güzellikten başınız dönerdi. Ne çok dinlence yeri vardı! İstanbul bütün güzellikleri içinde barındıran, insanın aklını başından alan bir şehir, aynı zamanda hilafet merkeziydi. Orada Türk, Arap, Çerkez, Kürt, Arnavut, Bulgar, Mısırlı, Hintli ne aransa bulunurdu. Herkes kendi kıyafetini giyer, kimse kimseyi ayıplamazdı. İnsan burada dünyanın her yerinden adam bulabilirdi.