Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Michael Duncan Haggar

272 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Kitap Doğu Perinçek’in yayınevi olan Kaynak Yayınlarından çıkmıştır. Yazar Doğu Perinçek’in partisi Vatan Partisi üyesidir. Aynı zamanda Vatan Partisinin yayın organlarında program yapıp yazı yazmaktadır. Kitapta Osmanlı medeniyetini ağır bir biçimde eleştirmiş, aynı zamanda islamı ağır bir biçimde eleştirmiş , aynı zamanda siyasal islamı ve Akp hükümetini, kendini Osmanlı torunu olarak gören kişi ve kurumları, iktidar yanlısı din alimlerini yerden yere vurmuş, adeta ezmiş geçmiş. Eleştirilerin haklı yönleri de var ama bazı abartılı yöneleri de var. Ama burada esan dikkat edilmesi gerek şey. Burada siyasi iktidar ve çevrelerinin bu kitaba hiçbir tepki göstermemesi, sessiz kalması. Normal şartlarda Noel baba bıçaklayan dindar kitlelerin, her konuda fetva veren diyanet işleri başkanlığının bu konuda sessiz kalması gerçekten dikkat çekici. Hepsi kör sağır dilsiz. Bunun sebebi Vatan Partisi ile kurulan siyasi ittifak mı? Bu kitabı yazan yazar muhalif olsaydı başına neler gelirdi düşünmeye çalışın? Saldırıya uğraması içten bile değildi, tutuklanır, hapise atılır, linç ettirilir, meydanlarda siyasi propangandası yapılıp nefret objesine dönüştürülür, tüm hayatı zehir edilirdi, örgütlü saldırılara muhattap olurdu ama yazan kişi siyasi iktidarın ortaklarından biri olunca hiçbir şey olmuyor?
Osmanlı'da Oğlancılık
Osmanlı'da OğlancılıkRıza Zelyut · Kaynak Yayınları · 2016145 okunma
Reklam
384 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Öncelikle Kitabı siteye ekleyen arkadaş, kitabın ismini yanlış eklemiş. Kitabın İsmi Kral. Roman İran edebiyatından bir masalla başlıyor. Bu masalda yaşanan olayı, modern İran’ın siyasal ve toplumsal düzenine göre kurgulayarak İran’ın yakın tarihini edebi bir şekilde anlatıyor. Rus ve İngiliz sömürgeciliği arasında sıkışmış, baskı altıda, yoksulluk ve hukuksuzlukla pençeleşen İran toplumu. Dinsellikle uyuşturulmuş, eğitimsiz ve yoksul kitleler, iktidarının devamını sağlamak için sömürgeci güçler arasında savrulup duran şah, koşullara göre bir Rus sömürgeciliği ve bir İngiliz sömürgeciliği tarafında saf tutan Din uleması ve bütün bunlara karşın bağımsızlık ve aydınlanma yolunda mücadele yürüten İran aydınlarının serüveni, ilerici ve bağımsızlıkçı İran aydınlarının tasfiyesi, işbirlikçi din ulemasının gücünü arttırmasıyla trajediye dönüşen bir İran romanı. İranın gerçek hikayesi. Kesinlikle okunması ve ders alınması gereken bir roman. Bu yüzden İran’da yasaklılar listesinde. Türkiye’de de hakettiği ilgiyi görmemiş güzel bir başyapıt. Romanın Adı “Kral”. Kader Abdolah yazarın mahlası. Yazar İran rejimine muhalif olan ve rejim tarafından katledilen iki İranlı aydının isimlerini birleştirerek mahlas olarak kullanmış.
Kral
KralKader Abdolah · Hit Kitap Yayıncılık · 20163 okunma
360 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Kitabın ana tezi şu. Türkler kılıç zoruyla Müslüman olmuştur. Kitabı okurken Araplar tarafından bir çok katliam yağma ve talanın yapıldığının belgeleriyle anlatıldığını gördüm. Özellikle Türkistan bölgesinde Türkleri islamlaştırmak için yapılan katliamlar gerçekten kan dondurucu. Tüm bunlara rağmen kitapta anlatılan tez beni tatmin etmedi. Yani
Nasıl Müslüman Olduk
Nasıl Müslüman OldukErdoğan Aydın · Literatür Yayıncılık · 2021317 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
264 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Bu kitapta özellikle son 20 yılda Türkiye’de yaşanan ahlaki ve politik çürümenin, emperyalist işbirlikçiliğine soldan eklemlenmenin ideolojik biçimi sol liberalizm sefaletini okuyacaksınız. Sınıfsallıktan kopuk, CİA güdümlü düşünce kuruluşları eliyle palazlandırılan “sivil toplumculuk”, “radikal demokrasicilik” “ açık toplumculuk” gibi burjuva düşüncelerinin Türkiye’deki emperyalist gericiliği, dinciliği, bilim ve akıl düşmanlığa soldan nasıl destek verildiğini ve Türkiye’deki dinci faşist tek adam rejiminin soldan meşrulaştılmasının hikayesini okuyacaksınız.
Liberal İhanet
Liberal İhanetMerdan Yanardağ · Kırmızı Kedi · 201474 okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Kitabın son bölümünde Adil Düzen denilen projesini anlatmış. İktidara gelince uygulayacakları programın adı Adil Düzen. Bu Adil Düzenin Ekonomi Politiği ne? Hiçbir şey. Faizi yok edecekmiş, sömürüyü yok edecekmiş, milli sanayi kuracakmış, kalkınma sağlayacakmış. Tamam ama bunu hangi iktisadi modelle yapacaksın? Kapitalizm mi? Hayır kapitalizm değilmiş. Sosyalizm mi? Hayır sosyalizm de değilmiş. Karma ekonomi mi uygulayacaksın? Tam olarak o da değil. Adil düzen programının içinde temenni ve iyi niyet dileklerinden başka bir şey yok.
Davam
DavamNecmettin Erbakan · Mgv Yayınları · 20174,995 okunma
Reklam
132 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Her şey, tekneyle denize açılan iki adamdan birinin ölümüyle başlıyor. Martial Kermeur, balık avındaki ekürisi Antoine Lazenec’i denize atmıştır. Üstelik bunu sanki ağ atar gibi, oltayı yavaş yavaş denize salar gibi öyle kolay, öyle akışkan biçimde yapmıştır ki, Lazenec, yani “daha bir iki saniye önce, teknenin havuzluğunda oturmuş, bir yandan
Ceza Kanunu, 353. Madde
Ceza Kanunu, 353. MaddeTanguy Viel · İletişim Yayınları · 2020195 okunma
294 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Vasat bir kitap. Bu kitabın en önemli özelliği Türkçe yazılan ilk realist roman olmasıdır. Bu sebeple bir yerde, bir sınavda karşınıza çıkma ihtimali yüksektir. Kitabın konusu mirasyedi bir genç olan Bihruz Beyin burjuva özentisi yaşamını anlatır. Avrupai bir yaşam biçimi benimseyen Bihruz Bey, babasından kalan parayla elit olmaya çalışır. Kendi kültürünü küçümseyen bir ruh haline sahiptir. Çamlıca’daki köşkümde Fransız elitleri gibi bir hayat sürmeye çalışır. Türk burjuvazisinin doğum sancıları yaşadığı dönemde yazılan bir roman olan Araba Sevdasında bu durum bir trajediye dönüşür. Hak edilmeden kazanılmış servet, anı sınıf atlayışı ile gelişen avrupai yaşam ve batı kafası. Tüm bunları para ile sağlayacağını düşünen Bihruz Bey, yeterli entellektüel ve kültürel birikimden yoksundur. Bu sebeple yaşamı bir trajediye dönüşür.
Araba Sevdası
Araba SevdasıRecaizade Mahmut Ekrem · Akvaryum Yayınları · 201325,2bin okunma
452 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İnsanlar tarihlerini kendi yapar. Bedreddin bir tarih yapıcı. Tarih kazananların propagandasıdır demişler. Egemenler Bedrettini zındık, sapkın, hain belletmişler. Onun yaptığı tarih başka yerde yazar. Ezilenlerin kalbinde Madem toprağı Allah insanlar için yarattı Neden topraksız insan olur mu dedi. Madem Allah insanı kendine kul olsun diye yarattı. Kulla kulluk haramdır dedi. Ve bundan böyle Yarın yanağından gayrı her yerde Ekende, biçende, bölüşende Ağlayanda, ağlayanda gülende Her yerde hep birlikte demek için Bir hurç eyledin, Mustafa ile ve Kemal ile Ey be Koca Bedrettin! Sen de yenildin sonunda Bir çarmıhta can verdin Ama bir türkü gibi çağdan çağa Yiğitçe savaşmayı öğrettin insanlara Adını öğrettin Bedrettin!.. Çıktık dağlara dağlara Aştık dağları dağları...
Ben de Halimce Bedreddinem
Ben de Halimce BedreddinemRadi Fiş · Kor Kitap Yayınları · 2019426 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Özellikle Hukuk ve Siyaset Bilimi öğrencilerinin okuması gereken bir kitap. Karl Marx’ın 1842’de Almanya’nın Ren eyaleti parlamentosunda odun hırsızlığı ve orman mülkiyeti ile ilgili çıkartılan yasaya karşı yazdığı makaleler üzerinden, kamu hukuku, mülkiyet ilişkileri kapsamında tartışmalar yapılıyor. Ufuk açacak bir kitap herkese tavsiye ediyorum.
Mülksüzler
MülksüzlerDaniel Bensaid · Dipnot Yayınları · 201822 okunma
·
Puan vermedi
Rahip Atilla kitabın bir yerinde kapitalizmi aklamak için anonim ve büyük şirketlerin yayılmasını, borsaya açılmasını, halka arz edilmesini örnek göstererek artık küresel ekonomide özel mülkiyetin ortadan kalktığını, mülkiyetin tabana yayıldığını, ya da buna benzer bir şey söylüyordu. Sonra kitabı kapadım. Liboş olmadığım için çok şanslı olduğumu hissettim. Rahip Atillaya göre Holdinglerin hiçbiri özel mülkiyet değil. Koç’un Sabancı’nın ya da yabancı tröstlerin hiçbiri şahısların özel mülkiyeti değil. Borsadan bir hisse senedi aldım mı istediğim holdingin ortağı olabilirim. Rahip’in kafa fena çalışıyor maşallah. Kapitalizmin savunulacak bir şeyi yok, nerden tutsan elinde kalıyor. Savunmaya çalıştıkça böyle komik duruma düşüyorsun. Soytarılık yapmanın alemi yok. İtiraf edemiyorsunuz ama çare sosyalizm.
Liberalizm
LiberalizmAtilla Yayla · Plato · 200475 okunma
Reklam
204 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Sabri Ertem Türkiye’de toplumsal gerçekçi yazarların ilklerindendir. Eserlerinde somut olayları, somut sorunları, toplum gerçeklerini işler. Bu gerçekçiliğini, tarih, iktisat, felsefe okumalarına bağlayabiliriz. Kendisi gazetecilik ve milletvekiliği yapmıştır. Çıkrıklar Durunca romanında zamansallık açısından Osmanlı’nın çöküş dönemini
Çıkrıklar Durunca
Çıkrıklar DuruncaSadri Ertem · Kor Kitap · 2020530 okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Örgütlü işçi sınıfının tarihteki ilk anayasasıdır. Proletarya diktatörlüğünü inşa eder. Geçiş dönemi anayasasıdır. Kurucu İktidar tarafından yazılmıştır. Kazuistik yapıda bir anayasadır.
1918 Sovyet Anayasası
1918 Sovyet AnayasasıKolektif · Ceylan Yayıncılık · 201829 okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Birgün gazetesinde çalıştığım dönemdem mesai arkadaşım ve bir dönem de haber müdürüm İbrahim Varlı’dan, gazeteci titizliğinde güzel bir çalışma. Suriye iç savaşını çok yönlü biçimde incelemiş. Suriye’deki emperyalist güç odaklarının Suriye topraklarındaki hesaplarını, çıkarlarını analiz ederken anti emperyalist bir görüş yansıtmış. Görüşlerindeki tek sorun Babadan oğula geçen Esad hanedanını hiç eleştirmemek kurdukları saltanat düzeni ile Suriye halkının demokrasiden uzak yaşamasına hiç değinmemesi. Esad rejiminin Kürtlere kimlik vermediğini ve vatandaş statüsüne sokmadığına tek satırda da olsa değinmiş, bu konuda hakkını yememek lazım.
Suriye Kapanı
Suriye Kapanıİbrahim Varlı · Tekin Yayınevi · 201911 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İntihar etmeden önce yazdığı son kitabı. Kitap tamamen siyasi bir metin. Aynen Hayvan Çiftliği gibi. Kitaptaki her karakter bir toplum modelidir. Mirko Czentovic: Dünyaca ünlü satranç şampiyonu. Hitler Almanyasının insan modelidir. Nazi ideolojini temsil eden bir tiptir. Sadece işi ile ilgilidir, empati, sosyallik, duyarlılık gibi özelliklerden yoksundur. Çalışmak özgürleştirir sloganının insan modelidir. İşini mükemmel yapmaktan başka kaygısı yoktur. Aynen o dönemim Nazi Almayası gibi Mirko Czentovic herkesi yenmektedir. Almanya savaş ve sanayide herkesi yenmektedir Mirko Czentovic ise satranç’da. ( Nazi tipi toplum modeli daha sonra Hannah Arendt’in “Kötülüğün Sıradanlığı” isimli çalışmasında bütün yönleriyle irdelenmiştir.) Dr. B: Kitapta adı tam olarak geçmemektedir. Nedenini az sonra açıklayacam. Almanya’da hapis yatmış, işkence görmüş Hitler tarafından sürgün edilmiş komünist bir aydındır. Romanın sonunda Dr. B, Mirko Czentovic’i yener. Fakat yenmesine rağmen humma geçirip hastalanır. Zweig bu kurgu ile nazi rejiminin bir gün yenileneceğini anlatıyor. Onu yenecek gücün ise komünistlerde olacağını öngörüyor. Fakat Nazileri yenerken komünistlerinde bozulacağını, yozlaşacağını öngörüyor. Hangi komünist gücün Almanya’yı yenebileceğini kesin tahmin edemediği için Dr. B’nin ismini tam olarak vermiyor. Sonra Faşizmin bütün dünyayı zehirlediğini düşünerek insanlıktan olan ümidini kesip intihar ediyor. Kitaptaki öngörüler doğru çıktı. Nazileri SSCB yendi. Daha sonra Sovyetler de Almanya gibi, baskıcı, kitle katliamcısı, sürgüncü, totoriter bir rejime dönüştü. Savaşıp yok ettiği Alman nazizmine benzedi.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Bilgi Yayınevi · 2016237,3bin okunma
188 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Askeri darbenden yeni çıkmış bir kasaba. Aniden bardaktan boşalırcasına yağan sağnak yağmurları ve bunaltıcı sıcaklarından başka belirli bir özelliği olmayan sıradan bir kasaba. Bir gün bu kasabada ilginç ama rahatsız edici şeyler olmaya başlar. Evlerin duvarlarına kasabalılar hakkında dedikodu içeren kağıtlar yapıştırılmaktadır. Kasabalı ilk önce önemsemez ama sonra çok rahatsız edici bir hal alır bu durum. Hatta bu yüzden cinayet işlenir. Bu sıradan kasaba böylece ilginç bir hal almaya başlar. Nuri Bilge Ceylan’ın Bir Zamanlar Anadolu’da filmi gibi bir tat bırakan romanın her satırında Gabriel Margues’in edebi tarzını hissedebiliyoruz. Diktatörlük rejiminin temsilcisi ve kasabada her yetkiyi elinde tutan bir belediye başkanı, onun işe yaramaz polisleri, olmayan adalete gönderme olarak hiç işinin başında olmayan bir yargıç, eczacısı, berberi, dişçisi, tüccarı, postanesi, bilardo salonu, sirki, küçük kasabalara has bitmek bilmeyen dedikodular, bu dedikodulara konu yasak aşkları, her şeye rağmen bir çan sesiyle film gösterimini durdurabilecek kadar otoritesi olan din adamı, kilisesi, kilisenin fareleri, bıkıp usandığı farelerden kurtulabilmek için kilisenin her yerine alçı tozu döken ve alçı tozunu yedikten sonra susayıp su içtiklerinde katılaşıp öleceklerini ümit eden trinidad'ı ve daha birçok renkli karakteriyle ki elinizden düşürmeden tek solukta okuyabileceğiniz bir Gabriel Marques klasiği.
Şer Saati
Şer SaatiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 2020992 okunma
50 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.