Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Burakcan

Köye kitaplık açmak, çöle çeşme götürmek gibidir. Kitaplığın girdiği yerden bilmezlik kaçar gider.
Reklam
“İçi ne kadar doldurulursa doldurulsun, yine de hafiftir hayat. Çünkü altı deliktir. Delikse ölümdür! Bütün kazançlar bu delikten kayıp gider”
Sayfa 463Kitabı okudu
Belki daha az düşününseydim, dokunabilirdim o sürekli duyguya ama mutluluğun, tatmin olmanın bir göz kırpması kadar sürdüğünü anlamam zor olmadı.
Sayfa 397Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Belki bir doktor olup insanların nabzını dinleyebilirdim. Ama hayatın ve insanoğlunun kalp atışını duydum, hiçbir doktorun duyamayacağı kadar. Ben dünyayı dinleyen 75 kiloluk bir stetoskop oldum.
Sayfa 130Kitabı okudu
İnsanların haberdar olamayacağı, hakkında fikir yürütemeyecekleri tek şey insanın kafasının içinde koşturanlar.
Reklam
Hiçbir yere ait olmayanları tanırım. Her yere aitmiş gibi davranırlar.
“İnsanlar…” dedim fısıldayarak. “Taşırlar insanları. Kundaktayken, tabuttayken. Hep taşıyacak birileri olur. Bazıları dostluktan, bazıları cepteki paradan, bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşınma sırasının geleceğini söylediği için, taşırları insanı…”
Şimdiyse sınav kağıdını doldurmuş ve zilin çalmasını bekleyen bir öğrenci gibiyim. Ve o öğrenci gereksiz, nedensiz ne kadar hareket yapıyorsa dakikaların üstünden atlayabilmek için, ben de en az o kadar nedensiz davranıyor ve bekliyorum. Zilin çalmasını. Gömülmeyi. Parçalamayı…
Ama öğrendim ki, ölüm gelip almadıysa insanı, uzaklar yakınlaşabiliyor.
Mahallede yaşayanların evlerinde sakladıkları fotoğraflarda, kesilmiş tarafta kalan bir yüzüm var benim.
Reklam
Hayal kırıklığı yüzlerine yerleşmiş insanların acıklı umursamazlığı, bütün sokağı kaplayan bir çığlığa dönüşür.
Bu yüzden ölüm “bir süre iç çekip sonra da görmemiş gibi” davranmaktır benim dünyamda.
“İnsan sevince,” diye düşündü, “nesneler daha çok anlam kazanıyor.”
Bazen karanlık bir duvarı yıkarsınız ve önünüzde geniş bir yol açılır ama ikinci bir duvara kadardır bu. Gelmez duvarların sonu. Bazen de aklın barikatlarını yıkarsınız ve önünüzde deliliğin yolları açılır ama yeni bir akla kadardır bu.
Şimdi, seneler sonra, çok uzaktan bakınca o yarım, bulanık hatıraya, azgın bir dalganın kayalıklara attığı iki sandal geliyor aklıma, kırık dökük, sağlam kalan parçaları da yeni dalgalarla birlikte birbirine vura vura un ufak olan.
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.