Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağatay Çağlayan

Bir şey yapmayı kafasına koyan ya da gözüne kestiren birinin ilk yapması gereken gözlemdir. Buna siz "okumak" da diyebilirsiniz. Bu okuma sadece bir metni okuma ile sınırlandırılamayan bir okumadır. Sonuçları arasında "gözlem, keşif, teşhis, tesbit, tahlil, tefrik, temyiz, taksim, telfik, telif"in de yer aldığı külli bir okumadır. Peki, külli bir okuma nereden başlamalıdır? Bu sorunun en doğru cevabı: şudur: "Aynaya bak!" Doğru bir okuma elbette merkezden başlamalıdır. Merkezden, yani okuyan insanın kendisinden...
Reklam
Sadece insan suretinde doğmuş olmak insan olmanın garantisi değildir. Suretinize uygun bir sireti oluşturmakla ancak insan olabilirsiniz.
Zalim kötü, zulüm kötülüktür. Fakat zalim siz değilseniz ve zulüm de yapmıyorsanız bu "iyilik yaptığınız" anlamına gelmiyor. Eğer zalimin zulmüne tepkisiz kalıyorsanız, bir şekilde o zulme engel olmak için elinizden geleni yapmıyorsanız, siz bu halinizle üçüncü bir kategori oluşturmuyorsunuz. Sizin tepkisizliğiniz de mutlaka iki kefeden birine konacaktır. Hz.Peygamberin dilinde tepkisizliğin adı "zulme ortak olmaktır" ve bu da bir tür zulümdür.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Acı hakikatleri söyleyen bir öğretmen, rağbet görmeyen bir kâhin. Sanırım işte ben buyum.
Sayfa 101Kitabı okudu
Ey Aşık! Eğer hakka ve hakikate aşık olursan, bil ki Hak ve Hakikat de sana aşık olur. Aşkın hak, hakkın aşk olur. Yer ehli de, Gök ehli de sana "Aşk olsun" der.
Reklam
İyiye olan aşk, aşkı iyi yapar. İyide hayır ve yarar zaten vardır. Aşk iyi ile birleşince, hayır ve yararın yanına haz da gelir. İnsan, aşkla bağlı olduğu iyiden haz almaya başlar. O zaman iyi ile ona aşık olan insan arasındaki ilişki, "külfet (sıkıntılı zorluk)" olmaktan çıkar "ülfet (dostluk, kaynaşma)"olur.
Tek derdi "görünmek" olanlar, aşktan söz ettiklerinde gerçekten "Aşk"ı kastetmiş olabilirler mi? Olamazlar! Zira dertleri âşık olmak değil, dertleri Âşık görünmek. Onun için de aşkın lafını etmeyi çok seviyorlar. Fakat gerçek âşıkların aşk için ödedikleri bedelin zekâtını ödemeye yanaşmıyorlar. Oysaki aşk "görünme"yi sevmez, "olma"yı sever. Aşkın en çok hazzetmediği tip, âşık olmak yerine âşık görünen Aşk Tüccarlarıdır. Onlar Âşık olmayı değil, aşkı sergilemeyi, onu satışa arz etmeyi severler. Tüm değer satıcılarına bir sözüm var: - Bir şeyi satıyorsanız, ondan mahrumsunuz demektir. Zira sattığınız şey sizin değildir, onu satın alanındır.
Aktif iyinin iki günü bir olmaz, olamaz! Adı üstünde, o aktiftir. İyiliği üretmeden duramaz. İyilikten başka şeye zaman ayıramaz. Bu yüzden aktif iyi olanlar gıybet, haset ve iftiraya tevessül etmezler. Değil mi ki, Yol alanın derdi yolculuktur. O yolu yatmak için değil, yürümek için kullanır. Bazıları yol üzerine Nutuk atarken, O, yola revan olur. Bazılarına yol batarken, aktif iyiye yatağı batar. Yol alanın derdi yolculuktur. Peki, yol almayanın derdi nedir? Derdi, yol alan kişidir. "İt ürür kervan yürür" Ataların sözü, bu hakikatin veciz ifadesidir. Pasif iyi hasetler. Zira kendisi yatmaktadır, yatmayıp yapanları diline dolar. Aktif iyi, pasif İyilerce hasetlenir. Zira o aktiftir, çaba içindedir, yoldadır, yolcudur. Yolcu olanın ayağı sürçer, bileği burkulur, dizi tutulur yolcunun bütün bu halleri pasifin gıybet malzemesidir. Pasifin bu halleri, vicdanına verdiği sus payıdır, rüşvettir. O, pasif kalışına karşı çıkan vicdanının sesini, Ancak böyle susturmak istemektedir. Aktif iyilerin iş yaparken yaptıkları hatalar, pasif İyiler tarafından mazeret listesine yazılmak için kapışılırlar.
İman aktif olursa yürekte Sultan olur. Pasif olursa Yürek ona Zindan olur. İman aktif olursa yüreği yüklenir, pasif olursa yüreğe yük olur.
Fakat o, Muhammed Rasulullah olduktan sonra, ona el-Mecnûn (cin musallat olmuş, Deli) dediler. Risaletten önce el-Emin diye anılan şahıs, risaletten sonra el-Mecnun olmuştu. Peki, değişen neydi? Değişen, pasif iyinin, aktif iyi olmasaydı!
Reklam
Ey "nasip meselesi" diyen! Nasip meselesi değil, talep meselesi! Talep et, nasip olsun.
İyilerin tümünün pasif olduğu bir dünyada, iyilik yaşar mıydı? ASLA! Zira fıtrat iyi üzerine formatlanmıştır. İnsan, en iyidir. En iyi bozulunca, en kötü olur. Yatan İyi olmak yetmez. Zira, pasif iyi, iyi değildir. Her pasif iyi, aktif kötünün teşvikçisidir. En yaman çelişkilerden biri de, pasif iyilerin aktif kötülerden şikayet etmesidir. Birileri çıkıp onlara, "Sayenizde beyim!" demeli.
Yaşayan varlıklar, cansız maddeyi düzenler ve kullanırlar, Şuurlu varlıklar hayatı, Kendinin farkında olanlar ise şuuru kullanabilirler...
Bu durumda korkulmanın mı sevilmekten daha iyi olduğu, yoksa sevilmenin mi korkulmaktan daha iyi olduğu sorusu akla gelecektir. İnsan hem sevilmek hem korkulmak ister, ancak bu ikisini tek bir kişide birleştirmek çok zor olduğundan, yalnızca birini seçmek mecburi ise, korkulmanın sevilmekten daha güvenli olduğu, bu sorunun cevabı olacaktır. Bunun sebebi ise, İnsanların genel özellikleri arasında nankörlük, tutarsızlık, kötülük, korkaklık ve açgözlülük olmasıdır. Başarılı olduğunuz müddetçe kendilerini size adarlar, ihtiyacınız yokken size kanlarını, mülklerini, hayatlarını ve çocukların sunarlar. İhtiyaç olacağı zamanlarda ise size sırtlarını dönerler. - İnsanlar, sevilen birini değil, korkulan birini gocundurmaktan daha çok endişelenirler. Sevgi, tamamen minnettarlığa dayalıdır, insanın zayıf tabiatından ötürü her fırsatta yıkılacaktır. Korku ise cezalandırılma kaygısı ile sizi her daim koruyabilecektir. - Buna rağmen, bir Prens korkuyu öyle bir şekilde sağlamalıdır ki, sevgi kazanmayacak olsa bile nefretten kaçınmalıdır. Nefret edilmeden de korkulmayı başarabilir. Bu da vatandaşların mülküne ve kadınlarına göz dikmediği sürece sağlanabilir. Zira, insanlar babalarının ölümünü, miraslarının kaybından daha çabuk unuturlar...
Ama unutmayın ki insan kalbi eski şeylerden çabuk bıkar, yerine yeni şeyler ister! Dolayısıyla sizin yıkıntılardan topladığınız eski hayal parçaları hiçbir işe yaramayacaktır. Toplayacağınız çalı çırpıyla yakacağınız ateş, soğumuş kalbinizi ısıtmaya, ruhunuzu yeni bir alevle canlandırmaya, kanınızı damarlarınızda eskisi gibi hızla dolaştırmaya, gözlerinizi yaşla doldurmaya asla yetmeyecektir!
113 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.