Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dildar

Dildar
@Cevherkale
pekçokkışınardından
Sabitlenmiş gönderi
"Bir şey daha öğrendim," dedi Breuer. "Belki bu da aynı şeydir, emin değilim; sanki özgürmüşüz gibi yaşamak zorundayız. Yazgımızdan kaçamasakda onun karşısına dikilebilmeliyiz, alınyazımızı kendi irademizle yaşamalıyız. Yazgımızı sevmeliyiz. Bu sanki..."
Reklam
428 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
38 günde okudu
Analitik Psikoloji
Analitik PsikolojiCarl Gustav Jung
9/10 · 149 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
«Hiçbir ruhsal değer, aynı yoğunlukta, başka bir değerle yer değiştirmeden yok olamaz.» Demek ki enerji, enerji saklanması yasasına göre, yer değiştirebilmektedir. Örneğin bilinçdışının enerji yükü, bilincin enerjisi azaldıkça artar. Enerji aynı zamanda iradenin yöneltilmiş bir eylemi ile karşıt kutba atlayabilir.
çınlayan şu yardım çığlıkları bütün insanlığa yöneltilmiş! Ama burada, zamanın bu anında, istesek de istemesek de bütün insanlık biziz. Çok geç olmadan bundan yararlanalım! Zalimce bir alın yazısının bize layık gördüğü iğrenç, güruhu hakkıyla temsil edelim! Ne dersin? (Estragon hiçbir şey söylemez) Kollarımızı kavuşturup yardım etmenin iyi ve kötü yanlarını hesaplarken cinsimize kötülük etmediğimiz doğru. Kaplan hiç düşünmeden hemcinsinin yardımına koşar ya da çalılıkların kuytularına siner. Ama sorun bu değil. Sorun burada ne yaptığımız. Ve cevabı bildiğimiz için de mutluyuz. Evet, bu uçsuz bucaksız karmaşada kesin olan tek birşey var. Godot'nun gelmesini bekliyoruz .
Reklam
Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihai olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü do­ğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve özenle devam ederiz, tıpkı sonunda patlayacağından emin olsak da, olabildiğince uzun ve büyük bir sabun köpüğü üflememiz gibi.
Öte yandan talihsiz kişiye edilebilecek en büyük hakaret yaşadığı felaketi hafife almak olur. Dostlarımızın mutluluğundan etkilenmiyormuşuz gibi yapmak kabalıktır fakat çektikleri derdi anlattıklarında sert bir tavır takınmak ise en hakiki ve en büyük insafsızlıktır.
William james'ın yüzyıl önce yazdığı gibi: Eğer bir kişinin toplumda başıboş bırakılıp kimse tarafından fark edilmemesini sağlamak fiziksel olarak mümkün olsaydı, bundan daha zalimce bir ceza vermek gerekmezdi.
Acına yaptığın şey bu işte, dinlememek ve duymamak. Ve inkarın, içki içmen, huzursuzluğun - hiçbiri artık bir işe yaramıyor. Acı orada duruyor; üzerine bir kapı kapadığında başka bir yerden dışarı çıkmaya çalışıyor - bu kez rüyana hücum etmiş.
Dildar
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Kağıtlar
KağıtlarNilgün Marmara
8.1/10 · 1.059 okunma
Reklam
Sempati duyamıyor olmak her zaman için nahoş bir durumdur. Sempati yoluyla hissedeceğimiz acının hazzını yaşayamadığımızı, karşımızdakinin rahatsızlı­ğını paylaşamadığımızı görmek bizi incitir. Yaşadığı talihsizliğe feryat figan eden birini gördüğümüzde acısını kendi acımız gibi benimsedikten sonra durumun aynı şiddetli etkiyi bizim üzerimizde yaratmadığını görünce karşımızdakinin ıstırabı bizi afallatır zira aynı şeyleri bir türlü hissedemeyiz ve kişinin bu tavrını ödleklik ve acizlik olarak algılarız.
Ölen kişi herkes tarafından unutulma tehlikesi ile karşı karşıyadır ve onun sayesinde duygudaşlığımızın değeri iki katına çıkmış olur. Ölünün anısını beyhude bir gayretle onurlandırmaya çalışarak aslında kendi ıstırabımız için çabalamaktayızdır ve bunun için ölenin hüzünlü anısını yapay bir uğraşla yaşatmaya çabalarız.
219 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.