Gün olacak, kendi ellerine bakacaksın, ağır bir şey alıp o ellerin her
kemiğini kırmak, parçalamak isteyeceksin. Çünkü o eller, neler yapabileceklerinin hayalleriyle
rahatsız edecek seni. Tabii eğer sen o fırsatı yaratabilseydin! Ama sen yaratamamış olacaksın ve şu
canlı vücuduna tahammül edemez olacaksın ... o ellere bir yerde ihanet etti diye. Gün olacak, otobüse
bindiğinde şoför tersleyecek seni. Belki istediği yalnızca on sent olacak, ama sen onu öyle
duymayacaksın. Sen o seste, kendinin bir sıfır olduğunu duyacaksın. Herkesin arkandan güldüğünü,
her neye gülüyorlarsa o şeyin alnına damgalanmış olduğunu düşüneceksin. Senden nefret etmelerine
sebep olan o şeyin. Gün olacak, bir salonun köşesine dikileceksin, kürsüde konuşan bir yaratığın
binalardan söz edişini dinleyeceksin. Senin o kadar sevdiğin o konudan. Duyduğun sözler, keşke biri
kalksa da şu herifi iki tırnağı arasında eziverse, diye düşünmene yol açacak. Derken herkesin onu
alkışladığını duyacaksın. Haykırmak gelecek içinden, çünkü kendin mi gerçeksin, onlar mı gerçek,
bilemeyeceksin. Yoksa bir salon dolusu kurukafanın arasında mıyım ben, diyeceksin. Yoksa biri
ansızın benim kafamı mı boşalttı, diye merak edeceksin. Ama bir şey söylemeyeceksin, çünkü
çıkarabildiğin sesler artık o salonda lisan sayılamaz. Zaten konuşmak istesen de konuşamazsın, çünkü
seni kenara iterler, onlara binalar konusunda söyleyecek hiçbir şey bulamazsın! Bu mu istediğin?"
Sonra da televizyonu açıyor ve pembe dizilerden birini izlemeye başlıyor; hani şu gerçek insanların sahte sorunları olan sahte insanları oynadığı ve gerçek insanların gerçek sorunlarını unutmak için izlediği dizilerden birini.
Bir rüzgâr aldı götürdü toprağı
Al götürdü gökyüzünü
Ve tüm insanları!
Kim bu rüzgâr?
Bir tek ağaçlar kaldı eğilmeyen,
Su içen, eskiden insanların içtiği yerden.
Çok fazla dünya tanıdım,
Çok fazla insan,
Çok fazla ağaç,
Çok fazla rüzgâr."
Her gün yan yana, baş başa oturmak kolay iş değildir. Birbirinin iyi yanlarından zevk alıp kötü yanlarına kızmamak için büyük bir yaşama deneyi, akıl olgunluğu ve insan sevgisi gereklidir.
"Ben... şeyi düşünüp duruyorum. Geçen haftaki yangını. Kütüphanesini hallettiğimiz adamı. Ona ne oldu?" "Tımarhaneye götürdüler... çığlıklar atıyordu." "Deli değildi." Beatty kartlarını usulca düzenledi. "Devleti ve bizi kandırabileceğini sanan herkes delidir."