Deleuze bu kitabı yazmasının amacını Leibniz' i sevdirmek, Leibniz okumak için istek uyandırmak olduğunu söylüyor ve açıkçası bende bu amacına ulaşmış bulunuyor.
!!!
Leibniz hakkında -kendi kitaplarından da önce- ilk okuduğum kitap oldu Leibniz Üzerine Beş Ders. Dürüst olmak gerekirse, kendimi hem Leibniz özelinde hem de felsefe kitabı inceleme konusunda yetersiz görmeme rağmen bu incelemeyi yapmamın sebebi 1000kitap'ta daha önce yapılmış bir inceleme bulunmamasından kaynaklı. O yüzden oldukça yüzeysel bir inceleme olabilir.
Öncelikle, kesinlikle kitabı okumadan önce Leibniz hakkında temel bir okuma yapılmalı. Kelimelere, daha doğrusu kavramlara ne kadar aşina olunursa o ölçüde kolay okunabileceğini düşünüyorum. Okurken Leibniz felsefesinde kafama takılan sorulara cevap bulduğum ölçüde, bende yeni yeni sorular da doğurdu kitap.
Deleuz, Leibniz felsefesini tarihi bağlamından çıkarmadan, kavramlara sürekli vurgular yaparak ve kavramlari açıklayarak ayrıca özellikle son derste Leibniz'in etkilendiği/etkilediği filozoflara da değinerek güzel bir eser sunmuş bize.
"İkinci olarak azgın, öfkeli filozoflar vardır. Onlarda her kavram bir tekillikler kümesini kapsar - ve onlara sürekli olarak başka kavramlar, yeni kavramlar gerekir. O zaman çılgın bir kavramlar yaratımına tanık olursunuz. Tipik örnek Leibniz’dır; yeniden ve yeniden bir şeyler yaratmayı asla bırakmaz. Açıklamak istediğim şey işte buydu." (syf.20) diyor derslerinde Deleuz. Bu kavramlar yaratıcısının dünyasına kesinlikle bir göz atmalısınız derim.
Felsefeyle kalın.
Antropoloji, siyasal düşünceler tarihi ve genel tarih açısından harika bir kaynak. Çok kapsamlı, bahsettiği konular ile ilgili külliyatta ne var ise kaynak olarak bırakmış. Bu harika!
Çingeneler Zamanı'na bakayım dedim. Birden karşıma çıktı, çok sevdim yorumlarını. Hazır Beirut'un konusu açılmışken Rhineland çok iyi
youtu.be/IDi9bYpXuoQ
Yedi Krallık’ta bir zamanlar şövalyeler dolanırdı. Hanlar, konaklar sanki onlar için yapılmıştı. E tabi tüccarlar ve bezirganlar için değildir herhalde. Şövalyeler içindi bütün bunlar. Şövalyeliği ve Don Kişot'u bilirsiniz; Cervantes’in romanından, Nazım’ın bir şiirinden. Neyse uzatmayacam, Martin amcamızın kitabını abratarak ve zorlama bir benzetmeyle kısaca övecem: Kitap GoT evreninin Don Kişot’udur. Ana karakterlerimiz AEGON(EGG) ve DUNCAN tıpkı DON KİŞOT gibi ahmaklarla mücadele eder. Onları "bir güzel pataklar" ve "alaşağı" eder!
Game of Thrones evreninin anlaşılması için çok önemli bir kaynak. Yazar, kendi kurduğu fantastik evrenin tarihini burada anlatır. Kitap öyle güzel ki; bir tarih kitabı mı yoksa fantastik bir evren mi ayrımını kaçırıyorsunuz. Ayrıca House of Dragon evrenini içerir. GoT evreninin müptelaları için mutlaka bakılması gereken bir kitaptır.
Ateş ve KanGeorge R. R. Martin · Epsilon Yayınevi · 2019918 okunma
Birden elindeki elmayı uzattı ve gözleriyle benden onu dişlememi istedi. Fakat ben dudaklarımı daha sıkı kapattım. Yüreğimdeki dilsiz bir duygu diyordu ki an, büyük bir inkılâp anıdır. Bütün varlık olduğu yerde durmuş heyecanla bekliyordu. O, bir isyan alevi gibi karşımda dalgalanıyor ve sabırsız yakıyordu beni. Bense kalbinde korkunç bir volkanın patlamak için sabırsızlandığı dağ zirvesinin sakinliğine
sahiptim. O her an daha kararlı ve saldırgan, ben her an daha tereddütlü ve ezgin. Günah duygusu. İsyan, delirme, acı, macera, perişanlık, kaygı, vicdan, şaşkınlık, korku, yakınma, iştiyak, coşku,
aşk, acı... Bir anda öfkeden bütün elmayı yuttum!