Kaldırımlarda sağımdan solumdan geçip duran, telaşla koşturan, her zaman aceleci, asık suratlı, endişeli insanlara katlanamıyordum. Neden hep üzgün, hep endişeli, telaşlıydılar? Her zamanki hüzünlü öfkeleri nedendir? Mutsuzluklarının suçu kimindir?
"Pelagiya'nın önünde durdu,sonra gözleri üzüntüyle buğulanmış olarak,hüzünlü sesiyle devam etti:"Bu çok alçaltıcı bir şey.İnsanlara artık güven olmuyor.İnsanlardan korkmak,hatta iğrenmek gerekiyor. Sen istediğin kadar sevmeye çalış,bunun mümkünü yok!"