Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatma Zehra

Düşünceyi özgür ifade ve özgür eleştiri hakkını, çene patlatmak ve kötü fıkralar anlatmakla karıştırıyorsun.
Reklam
Senin boş, geveze "topluluklarında" bulunmaktansa, düşünceleri ile baş başa kalmayı yeğlediği için, ona asosyal diyorsun. Parasını, senin gibi hisse senetlerine değil de, bilimsel araştırmalara yatırdığı için, ona deli diyorsun.
Senden korkuyorum, çünkü sen, kendinden kaçtığın gibi hiçbir şeyden kaçmıyorsun. Sen hastasın, çok hasta, küçük adam. Bu senin suçun değil; ama hastalığından kurtulmak, kendi sorumluluğunda.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sanılır ki ufuklarımızın ötesi bambaşka âlemlerin eşiğidir. Güneşin battığı yerde, bulutlardan saraylar kurulduğunu, erguvandan kuleler yükseldiğini, ateşten caddeler açıldığını, zümrüt veya yakuttan tavuslar ve horozlar dolaştığını görenler, kendi hayatlarından artık tat almaz olurlar. Ve ufukların arkasında emsalsiz bir dünyanın saklandığını zannederek bu âlemin hasretini çekmeğe koyulurlar. Bu, acı bir vehimdir.
Adalet, yanıldığını anlayınca geri veremeyeceğini baştan almamalı.
Reklam
Dün ansızın, sebepsiz yere beklenmedik bir mutluluk duygusuna kapıldım. Bu duygu yağmuru, sisleri aşıp bana erişti; gülümsüyor, ağaçların üzerinden süzülüyor; dans ederek beni kuşatıyordu.
Ölmeyi gerçekten isteseydim ölmüş olurdum. Yalnızca dinlenmek istiyordum. Hayata böyle devam edemiyordum.
"İnsan kendi ölümünü yazamaz." Bunu bana doktor söyledi, ona katılıyorum, çünkü insan öldüğü zaman yazı yazamaz. Oysa ben, kendi kendime, her şeyi yazabileceğime inanıyorum, olanaksız olsa da gerçek olmasa da.
Genellikle yazma işini kafamın içinde yapıyorum. Daha kolay oluyor. Kafada her şey sorunsuzca işliyor. Ama yazmaya başlanıldığı an düşünceler dönüşüyor, şekil değiştiriyor ve her şey yanlış oluyor. Sözcükler yüzünden.
Reklam
Başımıza gelen şeylerin değeri, sürece uzunluklarıyla değil yoğunluklarıyla ilgilidir. Bu yüzden unutulmaz anlar, açıklanamayan şeyler ve bizim için eşsiz insanlar vardır.
Zihni yine hüzne eğilim duyuyordu, dünyanın hüzünle dolu olduğu gerçeğini kavramıştı; herkesin hüzün yükü altında yaşadığını; her şeyin hüzün olduğunu; bu dünyada hangi yolu seçerse seçsin herkesin acı çektiğini (kimsenin tamamen mutlu olmadığını, herkesin incitilmiş, ihmal edilmiş, göz ardı edilmiş, yanlış anlaşılmış olduğunu) hatırlamaya çalışması gerektiğini ve dolayısıyla insanın temas halinde olduğu kişilerin yükünü hafifletmek için elinden geleni yapması gerektiğini; mevcut hüznünün ona özgü bir durum olmadığını, aksine her zaman, onlarca kişi tarafından hissedildiğini, bu yüzden uzatılmaması ve abartılmaması gerektiğini, çünkü bu durumdayken kimseye bir faydası olamayacağını ve bu dünyadaki konumu, insanlara büyük fayda sağlayacağından ya da zarar vereceğinden, elinden geliyorsa, hüzünlü kalmanın doğru olmayacağını kavramıştı.
Herkesin özünde acı var; nihai sonumuz, o sona giden yolda tecrübe etmemiz gereken onca kayıp. Birbirimizi bu şekilde görmeye çalışmalıyız. Acı çeken, sınırlı varlıklar olarak...
Bu kaybı sayesinde, eskisinden daha az katı. Dolayısıyla çok güçlü. Tükenmiş, yıkılmış, yeniden yükselmiş. Merhametli, sabırlı, şaşkın.
141 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.