Ölüm günü diye bir şey yoktur aslında. Günü belirsizdir.Aniden gelir. Ama idam tarihi bellidir. Ve o gün gelene kadar tek başına karanlık bir hücrede ölümü düşünmek,onu bir kaç gün sonra yaşayacağını bilmek,genç olmak, hazır olmamak, arkanda bir eş, bir evlat bırakmak. Bu kitap en ağır işkencelerden beter olan bu düşünce ve duyguların son bulmasını, aslında suç işleyen kişinin de en temel hakkının(yaşama hakkı) olduğunu gösteren ve idama karşı duran mükemmel bir yapıt...
Aya yolculuğun çok heyecanlı ve akıcı bir kurgu haline geldiği bu kitapta 3 kahramanın dev bir mermi ile uzaydaki serüveni... Başkan Barbicane'ın bilgeliği, Kaptan Nikol'un cesareti ve Michel Ardan'ın gözü pekliği ile birbirine destek olan bu üçlü...Ayın etrafını turlayıp dünyaya geri düşen roket... Hiç umut yokken bir anda roketi bulduk diye bağırışlarla gelen heyecan ve kurtuluşları...
Ülkede kahraman gibi görülen ve artık 3 yakın dost olan kahramanların mutluluğu...
—İnsan en nefret ettiği kişi ile birlikte kalıp onunla zaman geçirdiğinde, aslında o kadar da kütü değil aksine çok iyi bir dost olduğunu düşünebiliyor.
Doğaya aykırı bir olayın ne kadar etkili olabileceğini insan örneği ile gösteren yazar bu kitapta insanın doğasına ters düşecek bir hayatın(Yaşlı doğup gençleşip en sonda bebek olarak ölmek) Ne kadar sıkıntılı olsada güzel yanlarınında olduğunu göstermiş.Bence en güzel yanı bebek olarak ölmek. Hiçbir acı, düşünce,heyecan, korku olmadan ölmek.
Kitabın son dizlerine baksanıza :"Sonra her şey karardı; beyaz karyola ve yukarıda hareket eden bulanık yüzler, ılık sütün o güzel tadı... hepsi zihninde silinip gitti."
Mutluluk...
Günümüzde parası olan mutludur deniliyor.
Orası ayrı bir konu tabi.
Ama mutluluk para ile alınamaz ve ayrıca parası olan her kişi mutlu değildir. Bir dilenci bir milyonerden daha mutlu olabilir. Mutluluk insanın karakteri ile ilgilidir.
"En büyük mutluluk, kişiliktir."
Mutlu Olma SanatıArthur Schopenhauer · Can Yayınları · 202013,1bin okunma
Çoğu kez kaybolmuş hissediyor insan,
Bi türlü bir yere ait hissedemiyor kendini,
Neden? Niçin? Nasıl? deyip durur.
Gezip gördüğü her yerde bi kusur olduğunu düşünür,
Ama aslında tüm kusurlar insanın kendisi...
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015235,1bin okunma
Öncelikle sıkıntımızı iyi tanımlayabilmemiz lazım.
Onun hakkındaki her şeyi öğrenmemiz,bilmemiz yararımıza olacaktır.
Sonra bi çare, bi çüzüm, bi FİKİR düşünüp üretmemiz gerek.
Bunları yaparken EĞLENEREK yapmak daha verimli bir düşünme süreci sağlar.
6 yaşındaki bir çocuk gibi düşünmek çok faydalı olacaktır. Çünkü hiçbir zihin küçük bir çocuğun zihni kadar zengin ve renkli değildir...
Bulduğumuz fikir ne kadar mantıklı ne kadar mümkün ne kadar tutarlı... Diye beyin sözgecimizden geçirdikten sonra,
Her şey artık azim, kararlılık ve öz güvenimize kalıyor. Ve önemli olan senin o fikrin imkansız değil de mümkün olduğunu bilip peşini bırakmamandır.
Günlük konuşma tarzı bir kitabın nasıl bu kadar güzel, akıcı ve sürükleyici olduğunu şimdi anlıyorum. Sen aldığın önü hak ediyorsun Sait Faik.
Gerek üzgür yüreğin, gerek yaptığın telif hakları bağışı sen örnek alınacak bir yazarsın kitabın incelemesi kalsın bu seferlik.
Mekanın cennet olsun...
SemaverSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 201311,8bin okunma
Aşk dediğimiz şey, doğanın biz insan ırkına sağladığı bir araçtır. Maksat ya da amaç türün devamlılığı için karşı iki cinsin bir araya gelmesi...
Ama tabi bide tutku ve zevk dediğimiz tabirler de vardır ki, onlar sadece doğru insanı bulmak için bizi bazen yanıltan bazende az bi olasılıkla en uygun eşe ya da partnere ulaştırabilen hislerdir.
@(Konu aşktan açılmışken bizim aşk dediğimiz şey sadece bir sevgi türüdür. Gerçek aşk demek; Kerem gibi çöller aşmak, Ferhat gibi dağlar delmektir...)
Aşkın MetafiziğiArthur Schopenhauer · Nilüfer Yayınları · 201713,3bin okunma
Sanırım her şey çok okumakta ve okuyup fikir üretmekte gizli. En önemli olan ise o fikrin peşini bırakmamak. Gerçekleşene kadar o bir fikir değil sadece hayaldir. Ama gerçekleştiği zaman bir devrimdir...
A. E. Housman der ki:"Ben şiiri, bir terrier'in fareyi tanımlayacağından daha açık tanımlayamam, fakat her ikimizde nesneyi bizde oluşturduğu semptomlardan tanırız."
Güzellik de tıpkı böyle değil midir?
Başarı içinde saklı ve hazır. Seni bekliyor.
Ünündeki duvarı yık ve git onu al.
Bunun için denemen lazım.
Taki başarana kadar.
Ama bununla yetinme.
Bir martı gibi hep daha yüksekten dene.
Üzerine ekle. Ve ekle. Ve ekle...
Her toplulukta, her yörede, her bölgede değişik değişik insanlar var. Fiziken değil elbette. Biri kralim der, kölesi yoktur. Biri esnafım der, müşterisi yoktur. Biri her şey benim der ama oturduğu koltuktan başka bişeyi yoktur. Kimse herkesin birbirine muhtaç olduğunu ve olacağını mutlaka olacağını fark etmiyor. Ettiği zaman da geç oluyor...
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Mephisto Kitaplığı · 2015235,1bin okunma
"Evrenin ruhu" diye bişey var ve biz bunu bilmiyoruz.
Neden mi? Çünkü biz daha bişeyi başarmak için gereken mücadeleyi vermedik. O mücadeleyi verdigimiz zaman evrenin ruhu bizim için canlanır sadece pes etmeyip ısrar et ve gerisini akışa bırak...
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023207,1bin okunma