Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.
Yaşamak... Her şeye rağmen yaşamak.
Kitap Fugui'nin aile servetini kumarda kaybetmesi ve daha sonra yaşananları anlatıyor. Başlarda bir iyi olmuş dedim ama sayfalar ilerledikçe bu duygu yerini üzüntüye bırakıyor.
Okurken bir zamanlar bir yerlerde gerçekten bu kadar fakirlik var mıydı diye sorguladım ki mutlaka vardır. Bir pirinç çorbasının iştahla içilmesi, günlerce sudan başka boğazlarından bir şey geçmemiş olmasına empati bile kuramadım :(
İsmi yaşamak olan bir kitabın içinde bu kadar ölümü barındırması beklenmedikti. Her seferinde bu da ölmesin artık diye okuduğum bir kitap oldu :(
Roman bir psikiyatrın rüyasında Butimar isimli bir kadını görmesiyle başlıyor. Daha sonra tedavi olmak için gelen hastası ona büyük amcasının bir mektubunu ve amcasının sevdiği kız Butimar'ın fotoğrafını verince olaylar başlıyor. Burdan sonrası büyük amcası Yusuf'u anlatıyor.
Ermenistan'da yaşayan Yusuf, rüyasında gördüğü Butimar'ı Revan'da (Erivan) görünce aşık oluyor ve kaçırıyor. Arkadaşı Behzat ile aslında mutevazi bir hayat süren Yusuf zaman geçtikçe değişiyor. Mutlu bir hayat yasama arzusuyla başladığı simya bilimi onun hayatında önem verdiği her şeyin hatta Butimar'ın bile önüne geçiyor.
İnsanların hırsları uğruna gözünün bu kadar dönmesini hayretle okuduğum anlar oldu. Gerçekte de böyle değil miydi? Mutluluğumuz için bir araç olarak gördüklerimiz birden amaca dönüşürse hayatımızda neler değişir düşünüyor muyuz acaba?
ButimarKaan Murat Yanık · Ketebe Yayınları · 20224,001 okunma