Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Esra

Esra
@Esrassen
Esra tekrar paylaştı.
Celal Şengör’e ait olduğu düşünülen alıntı
“Abartmıyorum, altın zümrüt içinde yaşayan bir millet olmalıydık. Tamam cenneti, tohumu taşa atsan taş filizlenir. Yirmiden fazla maden var. İncildeki yedi kilisenin yedisi de burada. Nuh’un gemisinin indiği topraklar. Mezopotomya’nın yanı, Göbeklitepe! Hitit, Bizans, Selçuklu tarihi fışkırıyor. Yetmezse üç tarafı deniz ve turizm. Kar, yağmur, güneş, nem hepsi var. Cahil ve fakir kalman imkansızken halkın yarısı açlık sınırında. Sebep? İki sebep olmalı: 1. Cehalet 2. İhanet”
Reklam
Tarih tekerrür
Bir ordunun derlenip toparlanması, hatta yeniden kurulması, evet, yavaş yavaş olacaktı. Fakat asıl sabır isteyen, asıl yavaş yavaş dedirten, dedirtmesi gereken iş bu idi; yanılanı yanıldığına inandırmaktı. Onu yoktan yere bir başka düşman yapacak yerde, hakkı olan cepheye, asıl cephesine kazandırmaktı.
Sayfa 159
Esra tekrar paylaştı.
Tende beden, bedende can taşıdıkça, bu dünyada yaşadıkça, hayat yolunun önündeki engelleri aşmaya, kaldırmaya çalışacaksın, arkadan omuz vereceksin. Ne var ki, her omuz vuruşta, hayat arabasının tekerleği omzunu bıçak gibi yaralıyor, yara üstüne yara, derken nasır tutuyor.Eğer yaptığın işi seviyor, meyvesini de alıyorsan, nasırların hiç önemi yok.
Sayfa 122Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
224 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Elveda Gülsarı
Elveda GülsarıCengiz Aytmatov
8.4/10 · 16,1bin okunma
Reklam
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Yeraltı edebiyatının benim için önemli bir parçasıdır Kinyas ve Kayra. Kitabın ana konusu iki arkadaşın birlikte çıktıkları felsefi bir macera. Hiç kimseyi ciddiye almayan, sevemeyen, vicdandan yoksun olarak tanımlıyorlar kendilerini. Sonra bambaşka fikirlere kapılıyorlar. Çok uzun fakat keyifli bir kitaptı bence. Hakan Günday’ın dehasını keşfettiğim kitaptır kendisi. İlk lisede okuyup çok derinden etkilendiğim için yarıda bırakmıştım. Şimdi hikaye tamamlandı.
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 201826,8bin okunma
Sorarlarsa, “Ne iş yaptın bu dünyada?” diye, rahatça verebilirim yanıtını: “Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyarın arasına doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından…”
Sayfa 213Kitabı okudu
“Hiçbir yere ait olmayanları iyi tanırım. Her yere aitmiş gibi davranırlar.”
“İnsanlar…” dedim fısıldayarak. “Taşırlar insanları. Kundaktayken, tabuttayken. Hep taşıyacak birileri olur. Bazıları dostluklan, bazıları cepteki paradan, bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşınma sırasının geleceğini söylediği için, taşırlar insanları.”
“Kendimi dinlemeyi öğrenmekti bu yaptığım. Çünkü duyulabilecek kadar yüksek bir ses vardı içimde. Bunu fark edince, dünya üzerindeki bütün insanlar birden yok olsalar dahi yalnız kalmayacağımı anladım.”
Reklam
Ana-babalarımızdan alacaklı olduğumuz bir gerçek de olsa, geçmiş yeniden yaşanamaz. Bazı insanların daha elverişli koşullarda yetişmiş olmasının yarattığı eşitsizliğe isyan etmek de bizi kendi sorumluluklarımızı görmekten alıkoyabilir. Üstelik ana-babalarına öfkelerini sürdüren insanlar onlara karşı duydukları korkuyu da sürdürürler. Ana-babadan korkmak ise olgunlaşmamış olmanın bir göstergesidir. Unutmamak gerekir ki onların da ana-babaları vardı ve kuşaktan kuşağa aktarılan sorunlardan kimin sorumlu tutulabileceği sorusunun yanıtı yoktur.
221 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.