Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aydın Nasuh

Paylaşmak
Paylaşmak, birlikte yaşamaktır. Bölüşmek ise, ayrı ayrı egemenlik adacıkları edinmektir. Paylaşmak eyleminde "benim", "bana ait" deyimlerinin yeri yoktur. .... "paylaşmayı" öğrenememiş insanların yaşama biçiminde "bölüşme, bölünme" kaçınılmaz olur.
Reklam
Kadının değersizliği ve Havva
Kadın cinsinin köreltilmesi ve köleleştirilmesinde Hıristiyanlığın da katkısı büyüktür. Havva'nın suçu sonucu günahkarlık masalından, kadını ilkede günahkar, şeytani ve cennetlik olmanın önündeki en kudretli engel olarak gören asetizm ( çilecilik )öğretisinden kadının değersizliği, düşük değeri ve aynı zamanda erkeğe karşı itaatkarlık ve boyun eğme görevi türetilmiştir.
Hayranlık - Değer verme
Hayranlık hayran olunan kişiden daha aşağıda yer alındığını varsayan bir duygudur. İmdi, biliyorsunuz, bana göre, bütün insanlar eşitlik içinde vardır ve hayranlığın insanlar arasında işi yoktur. Bir insandan başka bir insan için talep edilebilecek gerçek duygu, değer vermektir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
... bir bireyi, her kim olursa olsun, ancak bir toplumsal varlık olarak görürsek anlayabiliriz. Her insan politiktir.
Zihnin şeyleri tamamlama arzusu vardır, bir şeyi tamamla zihin çekilir. ... Zihin, tüm tamamlanmamış eylemlerin biriken geçmişidir.
Reklam
Hala ilkel, eğitimsiz, kültürsüz olanlar daha canlıdır; daha hayat doludur. Hala ilkel olanların dünyasında, büyümeye başlama olasılığı vardır. Sen yanlış bir yönde büyüdün ve onlar henüz büyümediler; onlar hala doğru yolu seçebilirler. Bu yüzden onların potansiyelleri daha fazladır. Geri almak zorunda oldukları hiç bir şey yoktur, direkt olarak ilerleyebilirler.
ALO! BURADA BİR SORUNUMUZ VAR
Buzdolabı. İnsanlık için büyük adım. Ortalık cehennem gibi yanarken, evin köşesinde, hadi mutfağın en mühim noktasında diyelim, içi üşüyen bir varlık. Üstelik kapağı açılmadan bu sırrını kimseye vermiyor.
Doğduğun yer artık yoksa, öleceğin yer de seni kabul etmiyor, bunu belledik.
Roman yazarları bizi kim ve ne olduğumuza derinden bakmaya zorlayabilirler. Toplumdaki sınırları ve hayal gücünün sınırlarını zorlarlar. Romanlar zihnimizi genişletir ve nabzımızı hızlandırır.
Düşünce tamamen çözündüğünde kendine nasıl 'ben' diyebilirsin? Ve kime Tanrı diyeceksin? Tanrı düşüncenin parçasıdır, Tanrı bir düşünce- eseri, bir düşünce- yapısı, bir akıl- yapısıdır.
Reklam
Oysa ki romanda, bütünlüğü verecek olan şey, her tümcedeki anlamların, en önceki, en açık anlamdan kalkıp, en derin, en karmaşık anlama giden, üstüste-gelmişliğidir.
-Edebiyatı kastederek- "...dört tümceyi bir tümce halinde yazmak, felsefede bir tümceyi tek bir tümcede yazmaktan her zaman daha zordur.
Dolayısıyla, biçem çalışması bir tümceyi makaslamaktan çok, sahnenin, bölümün, ve, bunun da ötesinde, tüm kitabın bütünlüğünü sürekli olarak aklında tutmaktan ibarettir. Bu bütünlük sizde varsa, iyi tümceyi yazarsınız. Yoksa, tümceniz detone olacak ya da beyhudeymiş gibi görünecektir.
Bugün birçok genç, hiçbir biçem kaygısı taşımıyor ve söylenecek şeyin sadece söylenmesi gerektiğini, bütün işin bu olduğunu düşünüyor. Bana göre biçem -ki, sadeliği dışlamaz, tam tersine öngörür- her şeyden önce, üç veya dört şeyi tek bir şeyde söyleme tarzıdır. İlk anlamıyla basit tümce vardır, ve sonra da, altta, eşzamanlı olarak, derinlemesine bir şekilde düzenlenen farklı anlamlar gelir. Eğer insan dile bu anlam çokluğunu duyurtmayı beceremiyorsa, yazmaya değmez.
Bir şeyin lehinde veya aleyhinde olmak, artık doğal olmadığın anlamına gelmektedir. Doğal olduğunda, ne ondan yanasındır, ne de ona karşı.
120 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.