Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aydın Nasuh

Tyler'ın bakış açısına göre, kötü şeyler yaparak Tanrı'nın ilgisini çekmek, hiç ilgi görmemekten daha iyiydi. Belki de Tanrı'nın nefreti Tanrının kayıtsızlığından daha iyidir.
Reklam
İnceleme
Edebiyat yapıtları üzerine yapılan incelemelerin tümü, o yapıtları, yaratanların arzusu ve denetimi dışında bir dönüştürme işlemine uğratır. Bu gibi incelemeleri okumanın –bir tür– naifliği bozacağı söylenebilir. Doğrudur. Ancak naif kalmak isteyen kim?
Düş
Şairlerin, görünen gerçekten uzaklaşma isteği, bunun yerine düşü önermeleri, aslında bilinçdışı olanı önerme anlamına gelmektedir bir bakıma. Birey, kendine dış dinamikler tarafından dikte ettirilmiş de­ğerlere başkaldırmaktadır. Gerçeğin ve aklın denetiminden, düşün ve bilinçdışının özgürlüğüne varmak istemektedir

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyayı görünen, sığ, donuk yanıyla algılayan ve tanıyan insan, Şiir aracılığıyla dipteki akıntıyı da görür. Böylece şiir, gerçekliği yaşanılır kılar.
Yazınsal yaratı
Yazınsal yaratı, bir yapıtının üretimi olduğuna göre, onu okuma, alımlama da bir üretim (yeniden üretim)' dir.
Reklam
Nesnelerin ruhumuzdan yansımaları
Nesnelerde, ruhumuzun onlara aksettirdiği, kendilerine değer kazandıran yansımayı bulmaya çalışırız; doğal ortamlarında, nesneleri, zihnimizde birtakım fikirlerle yan yana bulunmalarına borçlu oldukları büyüden yoksun bulunca, hayal kırıklığına uğrarız; bazen bu ruhun bütün gücünü, dışımızda olduklarını, kendilerine asla ulaşamayacağımızı açıkça sezdiğimiz insanları etkilemek üzere, beceri ve ihtişama dönüştürürüz.
Romancının buluşu
Gerçek bir insan, kendisiyle ne kadar derin bir yakınlık kursak da, büyük ölçüde duyularımız tarafından algılanır, yani saydam değildir, duyarlılığımıza, taşıyamayacağı bir yük bindirir. Başına bir felaket geldiğinde, ona ilişkin kafamızda taşıdığımız bütünsel kavramın ancak küçük bir bölümü çerçevesinde duygulanabiliriz; dahası, o da kendisine ilişkin bütünsel kavramının ancak bir bölümü çerçevesinde duygulanabilir. Romancının buluşu, ruhun nüfuz edemediği bölümlerin yerine, eşit miktarda manevi, yani ruhumuzun özümleyebileceği unsur koymaktı. Bu noktadan itibaren, bu yeni türdeki varlıkların eylemlerinin, duygularının, biz onları kendimize mal ettiğimize, artık bizim içimizde oluştuklarına, kitabın sayfalarını coşkuyla çevirirken nefes alıp verişimizi, bakışlarımızın yoğunluğunu onlar belirlediğine göre, bize gerçek gibi görünmesinin ne önemi vardır? Romancı bizi bir kez bu duruma soktuktan sonra, yani bütün duyguların, tamamen içsel durumlardaki gibi on kat arttığı, kitabının, bizi bir rüya misali, ama uyurken gördüklerimizden daha açık seçik, hatırası daha uzun sürecek bir rüya misali allak bullak edeceği bir duruma soktuktan sonra, bir saat boyunca, gerçek hayatta sadece birkaçının yaşanması bile yıllar sürecek ve en yoğun olanları, meydana gelişlerindeki yavaşlıktan ötürü algılanamayacak, dolayısıyla da asla görünürlük kazanamayacak, olası bütün mutlulukları ve talihsizlikleri peş peşe yaşatır bize.
...acı gözyaşlarımdan artık utanmamanın rahatlığını tadıyordum.
İzzetinefis
Bir suç sözkonusu olduğunda, suçlu için tehlike varsa, itirafı belirleyen menfaattir. yaptırımsız kabahatlerde ise, izzetinefis belirleyicidir.
Yetişkinin aşkı, almasını olduğu kadar vennesini de bilen bir aşktır çünkü.
Reklam
Kişinin, yaşamdaki arzularına bağlanması durumunda az çok bir bedel ödemek zorunda olduğunu öğrenmesi zordur.
İnvidia (haset) latince videre, yani görmekten gelir. biz analistler için en iyi invidia temsili, epey önce augustinus'ta gösterdiğim, onun bütün kaderini oluşturan, annesinin memesine asılmış erkek kardeşine bakan küçük çocuğun invidia'sıdır, çocuk kardeşine acı bir bakışla, amare conspectu ile bakar ve bu bakış kardeşini paramparça eder, kendisi üzerinde de zehir etkisi yapar. Bakış işlevi çerçevesinde invidia'nın ne olduğunu anlayabilmek için bunu kıskançlıkla karıştırmamak gerekir. Küçük çocuğun ya da herhangi bir kimsenin haset duyduğu (envier) şeyin, yanlış biçimde söylendiği gibi (avoir envie) katiyen onun istediği şey olması şart değildir. kardeşine bakan küçük çocuğun hala memeye ihtiyacı olduğunu kim söyleyebilir? herkesin bildiği gibi haseti doğuran genellikle haset duyanın hiçbir işine yaramayacak mallara bir başkasının sahip olmasıdır, üstelik o bunların hakiki niteliğinin farkında bile değildir. Hakiki haset böyledir. Öznenin sararıp solmasına yol açar-neyin karşısında? Kendi üstüne kapanan bir eksiksizlik imgesi karşısına; ve de petit a'ya, kendisinin asıldığı ayrılmış a'ya belki de bir başkası sahip olduğu ve ondan doyum- befriedegung- sağladığı için.
Haset, kıskançlık ve açgözlülük
Haset, kıskançlık ve açgözlülük arasındaki farkları görmek gerekir. Haset, arzulanan bir şeyin başka birine ait olduğu ve bize değil de ona haz verdiği inancının yol açtığı kızgın bir duygudur; hasetli itki, o istenen şeyi sahibinden çekip almaya ya da bozmaya, kirletmeye yönelir. şu da var: haset, öznenin sadece bir kişiyle olan ilişkisiyle
Kadın modasında pek çok ürün, kadınları olduklarından daha incinebilir, daha umarsız ve yardıma gereksinen kimseler olarak göster­mek üzere tasarlanmaktadır. Bu da erkekleri çekmekte­dir; çünkü onlar bu yolla kadınlara nasıl üstün olduklarını duyumsamaktadırlar.
Çünkü aşk, kişinin kendisinde gördüğü eksikliği sevdi­ğinde bulması, böylece de sevgilinin farklı yanlarıyla kendi eksikliklerini tamamlamasıdır.
120 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.