Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ezo

Ezo
@Ezoalp
“Beni kitaplarımla başbaşa bıraksınlar isterdim.” -Albert Camus
Talep edilen kadınlara ayrıcalıklar tanınması değil, erkeklere tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasıdır.
Reklam
...ayrıca savaş boyunca insanlık dememek gerekir, savaş insanlığa yakışmıyor.
Clarissa ise bir zamanlar Léonardsız yaşadığına inanamıyordu; kimi zaman yalnız başına yürüdüğünde tam olarak kendisi değilmiş hissine kapılıyordu. Clarissa’yı ona bağlayan duygusallık ya da cinsellik değildi. Onun şefkatle ve saygıyla sarılışını seviyordu. Bunlarda da bir minnet vardı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yetişkin insanların özgürce konuşamamaları ne garip.
Reklam
Ben daha mütevazı mutluluklara alışkınım - çoğu zaman akşamları bir kitabım olur, bir arkadaşım, güzel bir mektubum, biraz da müziğim. Aslında bunlardır benim mutluluk diyebileceğim şeyler.
‘Il n’y a qu’une chose, rester soy-même’* (Fr.) En önemli şey, insanın kendisi kalması, değişmemesidir.
Önemli olan ne ve niçin verdiğimiz değil, bilakis bize kalan ve nasıl kaldığımızdır.
Herkes tarafından sevilmeye ihtiyacım var, aksi takdirde... aksi takdirde kendimi terk edilmiş, kovulmuş, dışlanmış, cesaretim kırılmış hissediyorum... biliyorum, bu çok aptalca... Ama yalnızca sevildiğim zaman yaşayabilirim...
Benim gerçekten sevdiğim insanlar azdır, beğendiklerim ise büsbütün az. Dünyayı görüp tanıdıkça hoşnutsuzluğum artıyor. İnsanların iç yüzünün nasıl hiç göründüğü gibi çıkmadığını; iyi ya da akıllı gibi görünenlere bile hiç güven olmadığını her gün daha açıkça anlıyorum.
Reklam
Gurur ve gösteriş farklı şeyler, ama sık sık aynı anlamda kullanılıyorlar. İnsan gösteriş düşkünü olmadan gururlu olabilir. Gurur daha çok kendimizle ilgili görüşümüze bağlıdır, gösteriş ise bizim hakkımızda başkalarına ne düşündürtmek istediğimize.
Her gün gördüğümüz ve varlığını varlığımızın bir parçası gibi benimsediğimiz kişinin sonsuza kadar aramızdan ayrılabileceğini, sevdiğiniz o gözlerdeki ışıltının sönüp gittiğini ve kulaklara öylesine aşina ve kıymetli gelen bir sesin susabileceğini, bir daha hiç duyulmayacağını akla kabul ettirmek öyle uzun zaman alıyor ki...
Öyle körkütük sadık bir köledir ki sevda, Seni kötü göremez bin kötülük yapsan da.
Zamanla savaşırım senin sevgin uğruna, O seni kemirse de ben can veririm sana.
Oysa hayallerim sadece bana aitti. Kimseye hesap vermek zorunda değildim. Canım sıkkınken sığınağım, özgür anlarımda ise en büyük keyfimdi onlar.
Elleri yana yapışıktı, gözlerimi onlara diktim, sağ elindeki altı noktaya. Altı nokta. Altı gün. Onu sekiz gündür tanıyor, altı gündür seviyordum. Ve onu bir milyon gün daha sevmek istiyordum.
Sayfa 270Kitabı okudu