Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ozan Orkun

Ozan Orkun
@Forsaa
Omuzlarınızı ezen, sizi toprağa doğru çeken zaman’ın korkunç ağırlığını duymamak için durmamacasına sarhoş olmalısınız. Ama neyle? Şarapla, şiirle ya da erdemle.
Sinema
Lisans mezunu
30 Temmuz 1994
13 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
İki ayrı yalnızlığa ortak bir yalnızlıkmış gibi bakmamak gerektiğini anlayacaklardı.
Reklam
Ah, siz, sonsuzcasına uzanan yollar! Ne güzelsiniz! Kaç kez boğulmak, yok olmak üzereyken size sarıldım, sonsuz cömertliğinizle çekip çıkardınız, kurtardınız beni! Bütün o büyüleyici düşlerimi, ozanca hayallerimi hep sizlerleyken yaşadım!
Güneşin ışıklarıyla yıkanmış derin denizlerin tuzlu havasından güç alan ve sık sık maviye çalan çelik grisi gözlerinde ruh var mıydı acaba?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti. Sevgiye hasretti. Varoluşunun temel talebiydi sevgi. Ama hiç sevgi görmemiş ve zaman içinde katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu fark etmemişti bile. Şimdi de bilmiyordu bunu. Sadece sevginin nasıl ifade edildiğini görmüş, yüreği hoplamış ve ne kadar güzel, yüce ve muhteşem bir şey olduğunu düşünmüştü.
Çünkü aşk bir ağaç gibidir: Kendiliğinden yetişir, kökleriyle tüm benliğimizin derinliklerini sarar ve yıkıntı halindeki bir yürekte yeşermeye devam eder. Bu tutkunun ne kadar körse, o kadar inatçı oluşunu açıklamak mümkün değildir. Kendi içinde tutarlı olmadığında daha da güçlüdür.
Reklam
"Belki de burası bizim mutsuzluğumuzun başkentidir" diye düşünüyordu Behzat Ç.. "Ve belki de, hâlâ yaşamaya devam ediyorsak artık buna alıştığımız içindir, elimizden başka bir şey gelmediği içindir."
"Tamam kabul ediyorum, hayatta herkesi memnun edemezsin. Ama bir cinayetten sonra hiç kimseyi memnun edemezsin. Biz hiç kimseyi memnun edemedik lan bu hayatta."
Oysa hastalık ya da alışkanlığın insanlara verdiği duygular, tabiatın gerçek tadını değiştiremez, bizim duyduğumuz bir tadın hiçbir nesnenin özünü değiştiremeyeceği gibi.
Avcılara asıl keyif veren kovalama değil, bir hayvanın ötekini parçalayıp öldürmesidir. Oysa insan nasıl olur da bu kan dökmeden, güçlünün güçsüzü, zalimin masumu alt etmesinden, azgın bir köpeğin ürkek bir tavşanı parçalamasından zevk duyabilir?
Reklam
Nasıl oluyor da bir eşek kadar bile kafası işlemeyen vicdansız, ahlaksız, budala zenginin biri, Sadece birkaç torba altını var diye, akıllı dürüst bir sürü insanı buyruğu altında köle gibi kullanabiliyordu.
Utopialılar aklı başında insanların, yıldızlar ve güneş dururken, bir incinin ya da bir elmasın cılız parıltısına düşkünlüklerine şaşarlar. Bir koyunun sırtında taşıdığı yünün en incesinden yapılmış giysiler giyiyor diye bir insanın daha soylu, daha değerli olacağını sanması deliliktir onlar için. Kendiliğinden hiç de yararlı olmayan altına neden bu kadar değer verildiğini, insanın dilediği gibi kullandığı bir nesnenin nasıl insandan daha üstün sayılabileceğini anlamıyorlardı.
Azimli olmadığım doğru ama azmi olmayan insanları da yaşayabilecekleri bir yer olmalıydı, mevcut yerlerden daha iyi bir yeri kastediyorum. Sabahın altı buçuğunda bir çalar saatin sesine uyanıp yataktan fırla, giyin, zorla bir şeyler atıştır, sıç, işe, diş fırçala, saç tara, başka birine büyük paralar kazandırmak ve sana tanınan fırsat için müteşekkir olmak için berbat bir trafiğin içine dal. Nasıl razı olunur böyle bir yaşama?
Yalnızlıkla beslenen biriyim; yalnızlığımı alırsanız yemeğimi ve suyumu almış kadar olursunuz. Yalnız kalmadığım her gün gücümden bir şeyler alıp götürür. Bununla övünmüyorum ama önemliydi benim için. Odanın karanlığı güneşti bana. Şişemden bir fırt aldım.
Hangisiydi bilmiyorum ama, günün birinde kendimi bu dünyada buluverdim, daha önce, doğduğum andan o tarihe dek hiçbir şey hissetmeden yaşamıştım. Neredeyim, diye sorduğumda herkes beni aldattı, herkes ötekileri yalanladı. Ne yapacağım, dediğimde tatlı umutlarla gözümü boyadılar. Nereye gideceğimi bilemez halde yolda durunca, niye o belirsiz yola girmediğime ya da gerisingeri dönmediğime şaştılar - oysa nereden geldiğimi bile bilmeksizin, yolların kavuştuğu yerde uyanmıştım. Bir de baktım ki bir sahnedeyim, rolümü hiç bilmiyormuşum, ötekiler ise oynamaya başlamış bile, rollerini benden fazla fazla bilmedikleri halde.
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.