Kitap aslında Martı Jonathan üzerinden sürü içinde sıradan bir martı olmayı reddedip öğrenmeyi amaç edinerek, hakikate ulaşmayı; gelenekleri sorgulamayı, çoğunluktan farklı olabilmeyi, sınırın dışına taşmayı, aykırı olmak suretiyle içindeki potansiyeli ortaya çıkarabilmeyi anlatıyor. Geleneğin ve kalıplamış statükonun çoğu zaman içimizdeki yaratıcı gücü ve mevcut potansiyeli ne derece öldürdüğünü vurguluyor. “Aşağı in! Martılar karanlıkta uçamaz! Karanlıkta uçabilmen için bir baykuşunki gibi gözlere, bir şahininki gibi kısa kanatlara ve uçuş haritalarına sahip olman gerek!”