Yüzünde kül rengi bir hüzün, orada duruyordu işte. Ağlasam bir nergis çiçeği düşerdi kollarıma, sonra ben bir ölü nergis çiçeğine tekrar ağlardım! Hatta belki ilk kez birlikte bir şey yapacağımız tutar birlikte ağlardık…
Bir yağmurun boğazını bir bulut ne fena sıkmıştı o akşam sen gitmiştin, ellerim titriyordu, yazdı bir üşümek sarmıştı. Orada duruyor dedim hala, sokağın ucunda ne büyük hüzün ha döndü, ha dönecek!
"Çiçekler hiçbir şeyin kalıcı olmadığını öğretir bize; ne güzellikleri kalıcıdır ne de solgunlukları.
Çünkü sonradan yeni tohumlar verirler.
Mutluyken de üzgünken de hatırla bunu.
Her şey geçip gider, yaşlanır, ölür ve yeniden doğar."
"Nicedir paslanmış bir suskunluk gıcırdıyor aramızda
Yetersizliğin kemirdiği sokaklara
Dağılan öteki yüzümüzle
Bazı acılar gibi sıradan
Gönderilmemiş pullar gibi kendi halinde
katlanıp ve karışıp giden..."
"Çiçekler hiçbir şeyin kalıcı olmadığını öğretir bize; ne güzellikleri kalıcıdır ne de solgunlukları.
Çünkü sonradan yeni tohumlar verirler.
Mutluyken de üzgünken de hatırla bunu.
Her şey geçip gider, yaşlanır, ölür ve yeniden doğar."