Gençliğimizin ilk dönemlerinde ne gibi şeylerle karşılaştığımızı anımsamak istediğimizde, genellikle başkalarının söyledikleriyle bizim gerçekten, somut olarak yaşadıklarımızın birbirine karıştığını görürüz..
Eğer birisi sevdiklerinin hatalarını görmezden gelip de onlar hata üstüne hata yaparken iki gözünü sımsıkı kapatır, adeta bir rüyada gibi anlamsız konuşur ve cehaleti gerçek bir mucize yerine koyarsa sizce bu davranışlar budalalığın sınırlarını zorlamaz mı?
"Düşünme lüksüne sahip değiliz." dedi anne, evlendikleri de büyükanne ve büyükbabanın verdiği 64 bardaklık setin bulunduğu kutuyu açarken. "Bazı insanlar bizim için bütün kararları veriyorlar."
Kişilik yapımız meşhur çifti Pahom'a ne kadar benziyor değil mi? Yetinmeyi bilsek keşke.. Maddi ve manevî yetinme duygumuz biraz daha üstün gelse ne kadar güzel olacak değil mi? Sevgili Tolstoy'dan minik bir örnekti sadece...
"İnsan olmak için pek akıllı olmaya gerek yok. Hatta bana öyle geliyor ki, bazan tam tersi oluyor. Gerçekten zeki ve kurnaz bir adamı al örneğin, iyi bir insan çıkması nadirdir."