Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gün Batarken

Gün Batarken
@GnBtrkn
Osmanlıca metinler itina ile ve makul bir ücret mukabilinde latinize edilir...
Eyüp Sultan!... bu belde-i emvât bir dâru's-serairdir. Onun tarafeyni, mezar taşlarıyla aralanan, alçacık damlı, köhne, evlerle muhât daracık sokaklarında, İstanbul'un sair mahallâtı halkından, her hususta tamamen farklı, tamamen başka bir cihan yaşar. Ölüler arasında otura otura alem-i gayba, derin bir itikad ile merbût olan ora sekenesinin hissiyyatını okşayacak her türlü esbab o dar sokaklar içerisinde mevcuddur. Sıtma bağlayanlar, sarılığa siyile karşı nefes edenler, esrâr-ı gaybı keşf eyleyenler, büyü yapanlar hülâsâ sâfiyet-i beşerden müstefîd olarak te'mîn-i maîşet kılanlar ekseriyetle o semtte mekan tutarlar.
Reklam
Aşk olmazsa olmaz mı?
Kadın ve erkeğin birbirlerine gitmelerinde başlığa çıkan aşktır. Bir erkek ve kadın birbirlerine varmış ise, ortada mutlaka aşk vardır sanılır. Sanki kadın ve erkek aşk olmadan bir arada bulunamazlar. Doğrusu bu pek de mutlak doğru değildir. Zira aşk iyi bir ilişkinin olmazsa olmazı diyemeyiz. Aşk ilişkinin sebebi değil sonucu olabilir. Kişiler âșıktır ama iyi bir ilişkiyi sürdüremezler, aşk bittiğinde ilişki de bitebilir. Ama iyi bir ilişki aşka sebep olabilir. Temel maksat ve gaye iyi bir ilişkinin, evliliğin kurulmasıdır; her bir şey buna çalışmalıdır. Tamam, aşk muhteşem bir duygu, insanın ayağını yerden keser, kişiyi göklere çıkarır. Ama ayağını yerden kestiği için de onu gerçeklikten koparabilir. Gerçeklikten kopan gerçeğe tosladığında neye uğradığına şaşırır. Bu sebeple aşkın da bir ayağı hep yerde olmalı, gerçeğe basmalı. Hazreti Mevlana’nın pergel örneği aşk için de geçerli, insanın bir ayağı hep hakikatle temas halinde olmalıdır. Böyle olmayan aşklar sahiplerine sadece acı verir, onları hayal kırıklığına uğratır. Aşk, bir evlilik için giriş olabilir ama iyi bir evlilik tesis edemediğinizde aşkın çok da faydası olmaz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kadınlar çok vericidir ama eğer sen hep alıp vermezsen, bir gün birden patlarlar. Küçük küçük alırlarsa, büyük büyük verirler.
Ayrılık sen ki Aşkın ve sanatın Durmadan doğumlar getiren anası
Reklam
-Toprağı hazırlayınız çocuklarınıza Ve çocuklarınızı ayar ediniz toprağa Evi dik Karnı tok Kanı sağlam tutup Göze savrulan toprağa -kadını hazırlayınız çocuklarınıza Erkeği hazır ediniz onlara Öyle ki kadın Günü saati dolunca doğurunca Bin yılı birden doğursun Sancısı bel ağrısı teri ve kanı Zorlanan alnı şişen şakağı kadının -çocuğun yüceliğiyle avunsun
‘Kışları göç içinizedir’ buyuruluyor
Beşeriyet için gereken huzur ve saâdetin, ancak, maddî gücü, manevî disiplin ve terbiye ile sigortalamak olduğu idrak edilmediği müddetçe, insanoğluna selâmet ve rahat haram demektir.
Sayfa 187Kitabı okudu
Türk milleti, ne kaybetti, elden ne kaçırdı ise, hep yediden yetmişe uğruna can verdiği îlâ-yı kelimetullah aşkını, bu müşterek gāyeyi, his ve düşünce hayatından silmiş olduğu için kaybetti. O, birleştirici, lehimleyici, bağlayıcı ve dolayısıyla da yükseltici, medeniyet ve zafer ufuklarına koşturucu gāyeyi. Neden, uğruna can baş fedâ edilen bu gāye, artık Türk milletinin "Kızıl Elma"sı değil? Değil. Zîra fertleri de, cemiyetleri de, ulvî bir heyecan ve inanışla, birleştirici merkezlerden akan ihlâs, îman, ferâgat, fazîlet çeşmeleri kurumuş bulunuyor. Artık, yüksek ideallere öncülük eden büyük ve mihver insanları, kendilerine örnek seçen devirler, târihin hâfızasına gömülüp kaldı. Onun için de hemen Bütün dünyada ve biz de, zorla büyütülmüş sahte büyüklerle avunma çağının gafleti hüküm sürmekte.
Sayfa 166Kitabı okudu
İnsanoğlu, dünyâyı paylaşmış... Paylaşırken de. can yakmış, kan dökmüş... Kıyasıya vuruşmuş, döğüşmüş... Bu, kendini bildiği zamanlardan, kıyâmete dek sürecek bir sen ben kavgası... Şu var ki, Müslüman Türk'ün mücâdele ve muhârebelerinin temelinde, vicdan hürriyeti gibi insanlığın şart ve kāideleri saygı görerek yatmakta... Altı yüz sene Osmanlı İmparatorluğu'nu pâyidar eden de, bu felsefenin söz kalıplarında kalmayıp, cemiyet içinde yaygın ve yaşanır hâle gelmiş olması değil mi?
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Benimki, şoven ve hoyrat bir milliyetçilik değil. Dâvâ şu ki: Osmanlı medeniyetinin çöküşü ile biz Türkler'le berâber bütün dünyâ, yalnız bir siyâsî muvâzene unsurunu değil, insanoğlunun kıyâmete kadar baş çeviremeyeceği beşerî-ilâhî bir modeli de kaybetmiş oldu ve yüzünü sâdece maddeye döndüren Garp medeniyetinin tek taraflı materyalizmi içine sıkışıp, bugünkü ruh sefâletinin gayyâsına yuvarlandık.
Sayfa 156Kitabı okudu
İtalyan milletine hizmet için yerlerinden yurtlarından kopmuş, yâd illerde çalışıyorlar. Belki geri gelecekler. Belki de hiç gelmeyecekler. Esâsen gelenlerin bir çoğu da, üç beş kuruştan gayrı, memlekete, metot, ciddiyet, gayret gibi, çalışma yolunda, en mübrem ve lüzumlu unsurları değil, Avrupa'nın ahlâkî lâubâliliğini, zaaf ve düşkünlüğünü getiriyorlar. Hiç dönmeyenler ise, tam bir kayıp, tam bir ziyan. Sanki Türkiye bir fidelik. Türk genci burada doğup yetişiyor, tam verimli olacağı çağda, ya Amerika ya Avrupa veya dünyânın öbür ucu diyeceğimiz Avustralya oltasına takılıp, ekmek ve refah peşinde sürüklenip gidiyor. Gidenlere de, gidip dönmeyenlere de kızmamak lâzım. Zîra ekmeğinden âciz, bu yok yoksul insanları, üstelik gayr-i millî bir maârif çarkının dişleri arasında, vatan heyecanlarını ve îman şevklerini öğüterek yetiştiren, yurdunu terketmenin vebâlini öğretmeyen biziz. Bu, her türlü bağdan mahrum olarak ortaya bıraktığımız tâze kuvvetlere, neden acımıyor, onları tarihî ve millî benlikleri ile yüz yüze getirecek gayreti neden göstermiyoruz bilmem ki?
Sayfa 144Kitabı okudu
Her başıboş cemiyete ârız olan illet, büyük kütleleri de, kendi gittiği ters istikāmete çekip sürüklemek istemesidir. Zîra, bir değerin, hakîkîsinden yoksul kalmış toplumların önüne, dâimâ sahtelerinin çıkagelmesinden tabîi ne vardır? Bu asrın hâkim cereyânı da, yapıcı olmak yerine, ne yazık ki yıkıcı olmaya meyyal bulunmaktadır.
Sayfa 140Kitabı okudu
Batı, kendi gerçeklerinden kopmuşluğunun sarhoşlugu içinde şuursuzca keyifli. Acaba, gün olup, mânevî karanlığın üstüne gün ışımayacak mı? Ve acaba o zaman iç sefâletlerini görerek şaşırıp, başını sokacağı bir selamet kapısı Aramayacak mı?
Sayfa 113Kitabı okudu
Güzel, candan yol arkadaşları ile dünya aynasına bakmak ne hoş…
Sayfa 109Kitabı okudu
367 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.