Galadriel
@GulDGul
100. Yılımız Kutlu Olsun.
2262 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Müzik yalnızca notalar demek olmadığı gibi kitaplar da yalnızca sözcüklerden oluşmaz.
Dünyada yalnızca bir çeşit hikaye vardır, o da senin hikayendir.
Sayfa 132Kitabı okudu
Cesaret
Eğer uzun yollar aşmaya ve saçma şeyleri sevmeye cesaretin olduysa yaşamın boyunca topladığın ve sonra bir kenara attığın en basit öğeden bile öğrendiğin bir şey mutlaka vardır. Her türlü sanat formu için daima büyüyen bir merakın varsa kötü radyodan iyi tiyatroya, ninniden senfoniye, ahırdan Kafka'nın "Şato"suna hepsinde ayıklanacak mükemmellik, keşfedilecek, saklanacak, tadılacak ve bir gün kullanılacak gerçekler vardır.
Sayfa 44Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Biz 'o'ymuş gibi yaptığımız şeyiz, yani 'ne'ymiş gibi yaptığımıza dikkat etmeliyiz.
...hayat zordur ama yakınmak onu daha beter yapar.
Şansınız yaver gidip işler bir şekilde yoluna girerse tepeden tırnağa sefalet içindeyken hangi türden beceriler edin diğinizi unutmamalısınız.
Ben de bunları... sanırdım. Hata Bendeymiş Meğer Ajahahahaha
Bilgin demek, herkesin bildiği şeyleri hiçkimsenin bilemeyeceği biçimde yazabilen, beş kelimeyi beşyüz sayfa uzatabilen adam demektir.
Bir bilginle bir bilgisizin ayrımı işte budur.
Ya da okuyacağım!
Ben orada kendime ağaç gölgesinde bir yatak yapacağım, gözlerimi kapatacağım ve sana tüm öyküyü olduğu gibi anlatacağım.
Geçmişteki maymun yaşamıma ilişkin bir rapor hazırlayıp akademiye sunmaya çağırmakla bana şeref veriyorsunuz.
ARGAN - O senin Moliere dediğin herif, edepsizin biri; yerin dibine batsm güldürüleri! Dünyada alay edecek adam bulmamış bulmamış da, hekimler gibi kutsal insanları bulmuş... Edepsiz herif!
BERALDE - Ama Moliere hekimlerle değil hekimliğin gülünç yönleriyle alay ediyor.
Önemli olan, başkalarının gözünde ne olduğunu değil, öncelikle kendi yüreğinde ne olduğunu hissetmendir.
Özgürlük sözcüğüne çok fazla anlam yükledik. Onu her türlü bireycilik anlayışına göre yorumlarken ötekilerin özgürlüğüyle bizimkinin paralelliğini unuttuk. Sonra da “özgürlük”le “kuralsızlığı” birbirine karıştırdık. Oysa ki özgürlük, aksine kurallara saygı gerektirir.
Küçük mutluluklardadır,
Sevinmek özgürlüğü...
Görünüşte derinleşmek,
Işığa yardım etmektir.
Bilge anladı ki,
Gerçek güzellik beyinden gelir.
Gerçekten kim bilebilir?
Uzun yıllar önce Amerika’daki çiftliğinde at yetiştiren bir çiftçi varmış. Bir gün çiftçinin en güzel atı çiftlikten kaçmış. Komşu çiftçiler onu teselli etmeye çalışmışlar. Ama çiftçi teselliye gerek olmadığını söylemiş ve “Neyin iyi neyin kötü olduğunu kim bilebilir?” demiş. Birkaç gün sonra, kaçan at yanında çok güzel bir vahşi atla birlikte geri dönmüş. Bu kez komşuları çiftçiyi kutlamaya gelmişler. Çiftçinin yanıtı yine aynı olmuş: “Neyin iyi neyin kötü olduğunu kim bilebilir?” Kısa bir süre sonra çiftçinin oğlu, ata binmeye çalışırken düşüp bacağını kırmış. Çiftçi, kendisini teselli etmeye gelen komşularına yine aynı şeyi söylemiş: “Neyin iyi neyin kötü olduğunu kim bilebilir?” Birkaç gün daha geçmiş, kasabaya komşu ülkeyle savaşacak güçlü erkekleri askere almak için subaylar gelmiş. Ama yaşlı adamın oğlu savaşacak durumda olmadığı için paçayı kurtarmış…
Ne yazık ki herkesin okuduğu şeyleri okuyanlar, formatlanmış ruhlardan başka bir şey olamazlar.