“Kırgın çiçekler ülkesinden papatya kokan ellerine...
Bil ki!
Sensiz gözümde tüm çiçekler kırık, boynu bükük ve harap
Tarumar olmuş toprak
Okuduğum tüm sayfalar mürekkepsiz birer sayfa
Satırlar eksik, yarım ve hasta
Sensiz düşen her kar tanesi geceden siyah ve yasta...”
- Bir Sonbahar Şairi
Kendimle ne kadar tartışsam boş.
Aklımdan çıkarsam boş.
Yüreğim, rüyamda seni gösteriyor.
Aklım yüreğimin sesiyle karşı karşıya.
Peki ya sen? Bu rüyaları sadece ben mi görüyorum?
Sadece benim yüreğime mi dokundu ardımızda geçen zaman?
"Bir garip ölür diyeler,
Üç günden sonra duyalar,
Soğuk su ile yuvalar;
Şöyle garip bencileyin
- - - - - - - - -
Meğer ki, gökte yıldızım
Ola garip bencileyin"
Onu kırmış olmalı yaşamında birisi.
Dinledikçe susması, düşündükçe susması..
Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi,
Heykelini yontuyor yalnızlığın ustası.
Cahit Zarifoğlunun Aşkı yaşadığı gibi, bende
Aşkın ta kendisine aşığım.
Asıl aşkı keşfetmek ve
sevmektir mesele.
Aşkı soranlara da,
Allah diye tanıtırım.