İşin gerçeği, bu tür eylemleri ahlaksızlık olarak nitelendirmek için insan ile hayvanların ontolojik statülerinde bir fark olduğunu varsaymak gerekir. Ancak bilim bize bu tür bir ontolojik farklılıktan söz etmez. Bilim, insanın bilinç sahibi ve zeki olduğunu söyler ancak bu, insanı üstün bir varlık yapmaya yetmez. Neden zekâyı üstünlüğün belirleyicisi olarak alalım ki? Neden hızlı koşan değil de zeki olan üstün olsun? Ya da şu soruyu soralım: Üstünlüğü belirleyen kriter zeka ise zihinsel engelli kişileri ontolojik merdivende nereye yerleştireceğiz? Felsefe bize çoğu zaman en sorgulanmaz gördüğümüz kabullerimizin temelsiz olduğunu gösterir. Esasen, insanların diğer canlılardan üstün olduğu ve onlar gibi davranmaması gerektiği yönündeki kabul de bunlardan birisidir. Oysa insanların diğer canlılardan farklı ve üstün olduğu yönündeki görüşün bilimsel bir desteği yoktur. Bu ontolojik statü farkını bilimle değil insanı "eşref-i mahlû kat" olarak gören dinle temellendirmek mümkündür. Yani, başka bir deyişle, dinlerin ontolojik sınıflandırmalarının göz ardı edilmesi durumunda, tıpkı Şengör'ün de ima ettiği gibi insanların eylemlerini doğadaki diğer canlıların eylemlerinden farklı değerlendirmek için bir gerekçe bulmak zordur.
Bu gibiden kasıt : Örneğin Bonobo maymunlarında yetişkinlerin çocuklarla cinsel ilişkiye girmeleri sıradandır. Şengör'ün doğadan ve bilimden rehber edinme yöntemini benimseyen bir kişi, aynı mantıkla pedofiliyi meşrulaştırabilir. Veya bazı örümcek türlerine atıfta bulunarak bir kadının eşini yemesini meşru görebilir. Yine hayvanlar âlemine atıfla insanlar için de hırsızlığı, tecavüzü, cinayeti, ensest ilişkiyi dahi "ahlaki" bulabilir.
Pirinç tanelerine çizdiğimiz kral resimleri bizi kurtaramadı
Ne de Babil'deki asma bahçeleri
Hakkını veremedik alınterimizin suçluyuz Harvurup
Akıllı bir maymun olmaktan öteye gidemedik Şimdi bu kördövüşünde yenildikse suç bizim Geç anladık zavallılığımızı
Her şeyi bu sağır göklerden bekledik yıllardır harman savurduk ömrümüzü
Bizi kimseler inandıramadı ölüme
Bize kimseler öğretmedi insanlığımızı