O bir harptı; tek hayatı ve bilinci, telleriydi; müzik ise arasında aktığı o telleri hatıralar ve hayaller titreşim bir seldi. Sadece hissetmek değildi bu. Bir biçime, renge ve ışınıma bürünmüş olan duyuları, hayal gücünün hayale cüret ettiği her şeyi yüce ve sihirli bir yoldan somutlaştırıyordu.