İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur.Bana zaten bu ikisi birlikte pek olmuyor gibi geliyor.Gerçekten akıllı bir adama bakıyorsunuz , hiç de iyi biri olmadığını görüyorsun.
“Ayakta kalabilmek için müthiş bir cesaret ve dayanma gücüne sahip olmak şarttı. Vehimlerle dolu yaratıklar olduğumuz için , bu süreçte özgüven sahibi olmak belki de en önemli şartlardan biri olarak ön plana çıkıyordu.”
Alfred neden
“ İşte geliyor güvercinim , biricik sevgilim “
diye şakımaktan vazgeçti ?
Christina neden
“ Ama yüreğim hepsinden de esen ,
Çünkü geldi bana o en sevilen...”
diye duygularını belli etmiyor artık ?
Edebiyat dediğin tablodur , yani bir ölçüde tablo ve aynadır ; ifade etme tutkusudur , son derece incelikli bir yergidir , bir ibret öğretisidir ve dâhi bir bilge niteliğindedir.
İlkin uyuyakalmamak için elime alıyordum kitapları , sonra pürdikkat okumaya başladım ama en sonunda sanki susamışım gibi okur oldum. Hiç beklemediğim anda karşımda o güne dek bilmediğim , tanımadığım yeni bir dünya açılmıştı. Yeni fikirler , yeni izlenimler engin bir akıntıyla yüreğime boca oluyordu. Edindiğim yeni intibalar heyecanımı ve şaşkınlığımı arttırdıkça , kitaplar daha da samimi gelmeye , bütün ruhumu daha tatlı okşamaya başladı. Hepsi bir anda yüreğime akıyor ve dinlenmesine müsaade etmiyordu. Tüm varlığımı tuhaf bir kargaşa işgal etmişti ancak bu ruhsal baskı beni tamamen alt üst edebilecek güçte değildi. İyiden iyiye hayalperest oluşum kurtardı beni.
ARKADAŞ SAKİN OL
Yeni müslüman olmuş ve kendisini ilk kez gören bir göçebe arap heyecanından , karşısında titremektedir.
Hz.Muhammed(sav):
-“Arkadaş ,” der “ sakin ol. Ben kral değilim. Kureyş kabilesinden kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum.”