forvet tekrar paylaştı.
Sayın Bizim Dergah Dergisi nezdinde
Emir KUŞDEMİR kardeşimize,
Cenab-ı Allah'ın selamlarını sunarken, yapılan fiili hareketten dolayı geçmiş olsun dileklerimi belirtir, bu olaydan dolayı üzüntülerimi dile getirirken, her şeyin iyisini ve doğrusunu bilen Yüce Allah'a bu işi tevdi eder, gözlerinizden öperim.
...
Şahsım Çankırı'da 1980 öncesi Ülkü-Bir Başkanı, 1982'de resen emekliye sevk edilmiş, muhafazakar ve MÇP'nin il başkanlıklarını 1990 yılının sonuna kadar ülkücü bir çizgide yürütmeye (Elinden geldiği, gücünün yettiği) Allah'ın izniyle çalışan bir kardeşinizdir.
...
Gerçek misyonun devamı, çizginin kaybedilmemesi, Hakkın sesinin yükseltilip, Cenab-ı Allah'ın rızasının kazanılması uğrunda yapılacak çalışmaların iyi anlatılması ile haklılık meydana çıkacaktır. Bu hususlar iyi anlatılmazsa, daha önce söyledikleri gibi, bizler bölücülükle itham edileceğimizden, zamanın çok iyi değerlendirilmesi gerekmektedir.
Şahsınızda bütün arkadaşlarıma ve özellikle Muhsin Beye selamlarımı sunarken, Allah'a emanet olunuz diyorum.
Salih DEĞİM
Çankırı
Sayfa 60Kitabı okudu
forvet tekrar paylaştı.
İnebolu'dan, Kastamonu ve Çankırı yoluyla Ankara'ya harp malzemesi götüren Kağnı Kolları'nda 1921 kışında donanlar da olmuştur; böyle vakalardan en acısı, en ünlüsü, Kastamonu şehrinin kapısı sayılan Kışla önünde, bir kadının cephane yüklü kağnısı üzerine kapanmış halde donmuş olarak görülmesidir. Şehire girmesi nasip olmayan bu mücahit kadının, şose kenarında, sabaha karşı donduğu anlaşılmıştır. Öküzleri geviş getiren bu kağnı arabasındaki kıymetli yükü korumak ve üstüne yorganım örten bu genç kadının bu elinde üvendire, kollarını açarak, yorganın üzerine abanarak kaldığı vazifeliler tarafından görülmüştür. "Rıfat Çavuş öküzleri koşarken, Cemil Çavuş da şehidin üzerindeki karları süpürmüş ve her ikisi de göz yaşları dökerek kollarından ve bacaklarından tutarak kaldırırlarken, yorganın altından, birdenbire çığlığı basarak ağlayan bir çocuk sesi işitince şaşırmışlar ve şehit anayı yana çekip hemen yorganı kaldırmışlar"; "Otlara sarılı top gülleleri arasına yerleştirilmiş çuvalların içinde, kundaklı bir kız çocuğunun" donmaktan kurtulmuş halde bulunduğunu görmüşlerdir.
Sayfa 97 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
495 syf.
·
Puan vermedi
Okur Takip Önerileri
forvet tekrar paylaştı.
“Zulüm ve işkence ile öldürülen ilk Osmanlı Padişahı Genç Osman’dır.”
Sayfa 150Kitabı okudu
forvet tekrar paylaştı.
“Sultan İbrahim’den başka Osmanlıda tahta çıkacak erkek olmadığından Kösem Sultan ve harem ağaları padişaha sürekli cariyeler ayarlıyorlardı. Padişahın bol miktarda yediği macun ve aldığı anber de onu fazla miktarda tahrik ediyordu. Bu yüzden haremindeki kadınlar kendini tatmin etmemeye başladı. Bir ara namlarını işittiği evli kadınları bile istedi.”
Sayfa 162Kitabı okudu
forvet tekrar paylaştı.
Üçüncü Muradın muhtelif kadınlardan, oğlan ve kız 102 çocuğu olmuştu. Ölümünde bunlardan 20 erkek evlâdı hayatta idi… En büyük Şehzade Mehmed, Padişah oldu ve padişah olur olmaz, öbür on dokuz kardeşini idam ettirdi. Bunlardan Mustafa ve Beyazıt 17 18 yaşlarında, Osman ve Abdullah 13 15 yaşlarında, geri kalan on beşi de henüz meme çocuğu idiler, analarının bağrından feryat ve figan içinde alınarak cellâda verildiler. Bu vakalar, Osmanlı hanedanı tarihinin en korkunç cinayetlerindendir. Büyük şehzadelerin hocası, devrin kıymetli şairlerinden Nev î Efendi idi. Bu zatın anlattığına göre bilhassa Şehzade Mustafa gayet güzel bir çocukmuş, zarif ve ince ruhlu imiş, çok güzel konuşurmuş ve şiire, edebiyata karşı da fevkalâde meraklı, hevesli imiş… Babasının ölümü nü ve büyük kardeşi Mehmed in tahta çıktığını öğrenince, kendisini bekliyen fecî âkıbeti hissetmiş ve hemen bir kâğıt parçasına şu beyti yazarak hocası Nev î Efendiye bir vedaname gibi yollatmıştı: Nâsiyemde Kâtibi Kudret ne yazdı bilmedim Ah kim bu gülşeni âlemde bir gez gülmedim…
Sayfa 113 - Doğan KitapKitabı okudu
