An’lar
Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer,
oturup saymazdım eski yanlışlarımı.
Kusursuz olmaya çalışmaz, rahat bırakırdım yüreğimi.
Neşeli olurdum, geçmişte olmadığım kadar,
ve elbette çok daha coşkulu olurdu sevdalarım,
içine de yeterince ciddiyet katardım.
Bu denli temiz, titiz olmazdım hiç, öyle bir şansım olsaydı eğer.
Hiç
Annabel Lee
Senelerce senelerce evveldi
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz
İsmi; Annabel Lee
Hiç birşey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni
bir hayal kahvesinde
oturup ömür çayından içiyoruz.
her seferinde biraz daha az yanıyor dudaklarımız.
her seferinde biraz daha soğuk çayımız.
kahvede yıkılmak üzere zaten…
gelenler aynı, gidenler ayni…
çıkalım mı artık bu kahveden?
bir yudum daha mı? neden?
yanmadı mı dudakların hala?
seni sevdim
seni birden bire değil
usul usul sevdim.
“uyandım bir sabah” gibi değil
nasıl yürür öz su dal uçlarına
ve gün ışığı sislerden düşsel ovalara…
Gülten Akın
inanma
güldümse inanma, bil ki bu gülüş
güldüğüm sabahın bir rüyasıdır
dudaklarımdaki acı bükülüş
veda akşamının sonsuz yasıdır.
Şüküfe Nihal
Şiir eskimez gençler
İhtiyarlar Balladı
onlara ün mü gelir bazı ses mi duyarlar
yumuşak bir kedere ufalır bakışları
idam mahkumlarıdır aslında ihtiyarlar
ölüme koşullanmış bütün davranışları
yorgun öksürükleri oturup kalkışları
yaşayıp durmaktan gizlice utanırlar
her gece artık gitmek vaktidir sanırlar
geçmiş günlerinden bir destek aranırlar
uysal bir
Benim hayranlığımdan inlerdi şehir
ben atlara ve uzaklar hayrandım
kendi ehramlarını bile tanımayan kadınlar
ansızın patlak verirdi baharda.
Dudaklarımda çürükler vardı
dağ çiçeklerinden ötürü.
Irmaklara salardım kendimi
ruhumda kaynar adımlarla gezinen dünya
bana hain sevgilimdi.
İsmet Özel Yaşamak Umrumdadır